28 Aralık 2016 Çarşamba

SÖZÜM ONA ATATÜRKÇÜLER

Kendilerini Atatürkçü olarak nitlendiren ama Atatürk’ü, onun ilkelerini, Türkiye Cumhuriyetinin temellerini tam olarak anlayamamış insanlar var. Onları “sözüm ona Atatürkçü” diye isimlendirdim.

Atatürükçü olmak, onun bize yüklediği birinci görev olan Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamak ile başlar.

Türkiye Cumhuriyeti için iki büyük tehdit söz konusu; bölünme ve irtica.

Bu iki tehditin de arkasında Amerika önderliğindeki Batılı güçler var. Batılı güçler bu amaçla PKK’yı destekliyor, bu amaçla FETO’yu kullanıyor.

VATANIN BÜTÜNLÜĞÜ

PKK’nın Türkiye’yi bölme niyeti ortada iken, sözüm ona Atatürkçüler zamanın iktidarı ile birlikte açılım veya barış gibi isimlerle yönetilen ve sonu bölünmeye gidecek olan süreçleri desteklediler. Bu süreçlerin BOP’nin bir parçası olduğunu anlamadılar. İnsan hakları, ileri demokrasi filan deyip halkı bu bölünmee giden yolda tepkisiz kılmaya çalıştılar.

24 Temmuz 2015 tarihinde TSK, emniyet  güçleri ve korucularımız PKK’ya karşı amansız bir mücadele başlatınca sözüm ona Atatürkçüler  bundan üzüntü duydular ve bu mücadelenin vatan savaşı olduğunu anlamayıp, başlayan bu harekete “saray savaşı” adını taktılar. Savaş ilerleyip PKK açtığı hendeklere gömülmesine, ve kentlerden, dağlardan çok büyük ölçüde temizlenmesine rağmen bu düşüncelerinden kurtulamadılar.

Amerika Türkiye’yi bölmek için önce Irak’ı ve Suriye’yi bölmeye kalktı. Kısmen da başarılı oldu. Iraktan başlayıp Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz uzanacak bir koridor açmaya başladılar. PKK/PYD’nin hakim oldukları kantonlar kurdular. Türk Ordusu bu koridoru önlemek için Suriye’ye girdi. Girmeye mecburdu, bu koridor açılırsa Türkiye’nin bölünmesi kaçınılmaz olacaktı.

Sözüm ona Atatürkçüler buna da karşı çıktılar. Suriye bataklığında ne işimiz var, Mehmetçik boşuna ölüyor gibi ifadelerele savaşın psikolojik boyutu düşünüldüğünde karşı safta yer almış oldular.

FETO ÇOK BÜYÜK BİR TEHDİTTİ

FETO, Türkiye Cumhuriyetini yıkmak ve yerine kendilerine göre şeriat esaslı bir devlet kurmak için yıllarıdr faaliyet gösteren kökü dışrda bir örgüt. Bu örgüt zamanı geldiğine inanarak 15 Temmuz’da büyük bir kalkışma başlattı. Amaçları sadece iktidarı değiştirmek değil, tümüyle devleti değiştirmekti. Bu girişim onların açısından başaşılı olamadı. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir tehlike atletmış oldu.

Bu gerçekler apaçık ortada iken sözüm ona Atatürkçülerin bir kısmı darbe girişimi başarılı olamadı diye üzüldü. Bir kısmı bu darbenin FETO değil de Erdoğan tarafından planlanıp, yapıldığını inkar etti. Yani halkın gözünden FETO’yu ve Amerika’yı kaçırmak istedi. Tehditin kaynağını gizledi.

ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI

Erdoğan ve AKP iktidarı 14 yıl boyunca çok büyük yanlışlıklar yaptı. PKK konusunda, yanlış yaptı, FETO ile yıllarca beraber hareket etti, Suriye ve Irak politikaları çok yanlıştı. Rusya’ya karşı gereksiz yere düşmanca tavırlar içine girdi.

Erdoğan ve AKP iktidarı bu yanlışlardan döndükçe bizim sözüm ona Atatürkçüler bundan mutluluk duyacaklarına üzüldüler. Erdoğan’ı döneklikle suçladılar. Müspet gelişmeler onları adeta üzdü. Döndü diye Erdoğan’ı eleştirmeye başladılar.

BAĞIMSIZLIK ROTASI

Türkiye, Batı Sistemi’nin kendisine ne kadar büyük zararlar verdiğini, vatan topraklarının bir kısmını kendisinden koparıp almak istediğini, ekonomik olarak sürekli sömürdüğünü anladı ve rotasını Avrasya sistemine çevirdi. Bu dönüş Türkiye Cumhuriyeti’ni tam bağımsızlığa götürecek bir rota değişikliği idi.

Bu müspet gelişmeyi sözüm ona Atatürkçüler tam olarak kavrayamadı. Kimisi Batı’dan kopamayız dedi, kimisi Amerika’nın kucağından kalkıp Rusya’nın kucağına oturacağız dedi. Oysa Türkiye zincirlerini kırıp bağımsızlığını sağlamaya çalışıyordu.

ÖNERİLER

Sözüm ona Atatürkçülerin iyi niyetinden asla şüphem yok. Onların Atatürk’ü daha iyi tanımalarını, onun ilkelerini tam olarak kavramalarını diliyorum. Türk milletinin birliğini, vatanın bütünlüğünü, halkın egemenliğini ve ülkenin bağımsızlığını savunmadan Atatürkçülük olmaz.

Bir önemli dileğim de şu: Atatürkçüyüm diyenler olaylara sadece Erdoğan düşmanlığı penceresinden bakmasınlar. Olayları daha geniş bir açıdan izlemeye çalışsınlar.


Çok zorlu bir savaştayız, bu savaşta Türkiye cephesinde yerlerini alsınlar.

Hiç yorum yok: