HALK OYLAMASI DEĞİL
BİR HESAPLAŞMA
Bu bir halk oylaması değil, düpedüz bir hesaplaşmadır. Bu
hesaplaşma yeni de değil, 150 yıllık bir hesaplaşma.
Anayasayı değiştirmek isteyenler egemenliği tek kişiden, bir
aileden, padişahtan alıp millete verenlerle hesaplaşmak istiyorlar.
Millet egemenliğinden rahatsızlık duyanlar şimdi anayasayı
değiştirerek tarihi akışı tersine çevirmek istiyorlar.
Türk milleti egemenliğini gerçekleştirdiği Türk devrimi
sayesinde elde etti. Egemenlik, mücadele
ede ede ve adım adım elde edildi.
Bu değişiklik arzusu bir hesaplaşmanın ürünüdür.
Bu halk oylaması, 1876’da Kanun-i Esasi’yi II: Abdülhamid’e
kabul ettiren ve millet egemenliğine giden kapıyı açan başta Mithat Paşa, Ali
Suavi ve Namık Kemal olmak üzere genç Osmanlılarla bir hesaplaşmadır.
Bu halk oylaması, II. Meşrutiyeti ilan ettirmek için büyük
çaba harcayan ve Abdülhamid’i tahtından eden Enver Paşalarla, Rezneli
Niyazilerle, İbrahim Temolarla, Akil Muhtarlarla, Yusuf Akçuralarla, Abdullah
Cevdetlerle ve Tunalı Hilmilerle bir hesaplaşmadır.
Bu halk oylaması, Türk devrimin fikri mimarları olan, Ziya
Gökalplerle, Ömer Seyfettinlerle, Yusuf Akçuralarla, Şevket Süreyyalarla bir
hesaplaşmadır.
Bu hesaplaşma egemenliği sultandan alıp Türk milletine veren
Mustafa Kemal Atatürk ve onun arkadaşları ile bir hesaplaşmadır.
Bu halk oylaması, I. Ve II. Meşrutiyet ile hesaplaşmadır.
Bu halk oylaması, Türkiye Cumhuriyeti ve TBMM ile bir
hesaplaşmadır.
Bu hesaplaşma Türk Milleti ile onun egemenliğini
sınırlandırmak isteyenler arasındadır.
Bu hesaplaşmayı gündeme getirenlerin ilk amacı önce 1876
yılına dönmek. Açın okuyun, getirilmek istenen değişikliklerin Kanun-i Esasi’ye
ne kadar benzediğini göreceksiniz. Padişah’ın
yerini Cumhurbaşkanı alıyor, o kadar.
Bu hesaplaşmayı isteyenler şunu bilmelidir: Türk milleti
1800’lü yıllardan başlattığı ve uğruna Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir
bağımsızlık savaşı verdiği “Millet Egemenliğini” bir halk oylaması ile bir
kişiye devretmez, edemez.
Bu egemenliğe göz koyanlara Atatürk’ün şu sözleri ile cevap
verelim:
“Egemenlik ve
saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile,
münakaşa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır.
“
“Millet egemenliğini
almıştır ve isyan ederek almıştır. Alınmış egemenlik, hiçbir neden ve biçimde
terk edilemez; geri verilemez. Bırakılamaz. Bu egemenliği tekrar geri alabilmek
için; almak için kullanılmış olan araçları kullanmak gerekir.”