27 Şubat 2017 Pazartesi

HALK OYLAMASI DEĞİL BİR HESAPLAŞMA

Bu bir halk oylaması değil, düpedüz bir hesaplaşmadır. Bu hesaplaşma yeni de değil, 150 yıllık bir hesaplaşma.

Anayasayı değiştirmek isteyenler egemenliği tek kişiden, bir aileden, padişahtan alıp millete verenlerle hesaplaşmak istiyorlar.

Millet egemenliğinden rahatsızlık duyanlar şimdi anayasayı değiştirerek tarihi akışı tersine çevirmek istiyorlar.

Türk milleti egemenliğini gerçekleştirdiği Türk devrimi sayesinde elde etti.  Egemenlik, mücadele ede ede ve adım adım elde edildi.

Bu değişiklik arzusu bir hesaplaşmanın ürünüdür.

Bu halk oylaması, 1876’da Kanun-i Esasi’yi II: Abdülhamid’e kabul ettiren ve millet egemenliğine giden kapıyı açan başta Mithat Paşa, Ali Suavi ve Namık Kemal olmak üzere genç Osmanlılarla bir hesaplaşmadır.

Bu halk oylaması, II. Meşrutiyeti ilan ettirmek için büyük çaba harcayan ve Abdülhamid’i tahtından eden Enver Paşalarla, Rezneli Niyazilerle, İbrahim Temolarla, Akil Muhtarlarla, Yusuf Akçuralarla, Abdullah Cevdetlerle ve Tunalı Hilmilerle bir hesaplaşmadır.

Bu halk oylaması, Türk devrimin fikri mimarları olan, Ziya Gökalplerle, Ömer Seyfettinlerle, Yusuf Akçuralarla, Şevket Süreyyalarla bir hesaplaşmadır.

Bu hesaplaşma egemenliği sultandan alıp Türk milletine veren Mustafa Kemal Atatürk ve onun arkadaşları ile bir hesaplaşmadır.

Bu halk oylaması, I. Ve II. Meşrutiyet ile hesaplaşmadır.

Bu halk oylaması, Türkiye Cumhuriyeti ve TBMM ile bir hesaplaşmadır.

Bu hesaplaşma Türk Milleti ile onun egemenliğini sınırlandırmak isteyenler arasındadır.

Bu hesaplaşmayı gündeme getirenlerin ilk amacı önce 1876 yılına dönmek. Açın okuyun, getirilmek istenen değişikliklerin Kanun-i Esasi’ye ne kadar benzediğini göreceksiniz.  Padişah’ın yerini Cumhurbaşkanı alıyor, o kadar.

Bu hesaplaşmayı isteyenler şunu bilmelidir: Türk milleti 1800’lü yıllardan başlattığı ve uğruna Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir bağımsızlık savaşı verdiği “Millet Egemenliğini” bir halk oylaması ile bir kişiye devretmez, edemez.

Bu egemenliğe göz koyanlara Atatürk’ün şu sözleri ile cevap verelim:

“Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. “


“Millet egemenliğini almıştır ve isyan ederek almıştır. Alınmış egemenlik, hiçbir neden ve biçimde terk edilemez; geri verilemez. Bırakılamaz. Bu egemenliği tekrar geri alabilmek için; almak için kullanılmış olan araçları kullanmak gerekir.”

Hiç yorum yok: