SAĞLIK VE SPOR
Dünyada
ve Türkiye’de spora olan ilgi giderek artıyor. Sadece sporcu sayısında artış
yok, yapılan sporun yoğunluğu da eskiye göre daha fazla. Spor yapanların
amaşları farlı farklı. Kimisi sağlıklı olmak içim, kimisi hoş vakit geçirmek
için kimisi de para kazanmak için alan ve salonları dolduruyor.
Sağlıklı
bir beslenme alışkanlığı, düzenli olarak yapılan egzersizler ve kötü
alışkanlıklardan uzak durma insanların daha sağlıklı bir hayat yaşamasını
sağlar. Yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkacak problemleri azaltır. Düzenli spor
yapamlar kendilerini daha mutlu hisseder.
Yaşlılığımızda
da aktif olmak istiyorsak, hareketsizlikten kaçınmamız gerekir. Düzenli spor
yapmanın faydaları şunlardır:
Uzun
ve sağlıklı bir hayat sağlar,
Kalp-damar
hasatlıklarından korur,
Şeker
hastalığını ve bazı kanser türlerini önler,
Kan
tansiyonunu düşürür,
Kemiklerin
güçlü ve dayanıklı kalmasına yardım eder,
Kas
ve eklem ağrılarını azaltır,
Hareketliliğin
ve dengenin artmasını sağlar,
Düşme
ve kalça kırığı gibi ciddi risklerden korur,
Yaşlanma
ile birlikte beklenen kas gücündeki azalma hızını azaltır.
Düzenli
egzersiz stresi azaltır, hayata daha pozitif bakmamızı sağlar. Bu nedenle
düzenli egzersiz yapanlar kendilerini daha iyi ve mutlu hisseder.
Sağlık
için çok yoğun spor yapmak şart değildir. Kasların, kalbin ve akciğerlerin sıkı
bir şekilde, ama çok yorucu tarzda değil, çalıştırılması yeterlidir.
Günde
en az 30 dakika, orta derecede fizik aktivite yapılmalıdır. Bu süre uzatılabilir. Önemli olan
aktivitedir. Bu aktivite yürüme, yüzme, bisiklete binme, koşma, bahçede
çalışma, ev işi yapma, dans etme, futbol, basketbol gibi sporları yapma
şeklinde olabilir. Yapılacak aktiviteyi yaşa ve zevke göre seçmek uygun olur.
TÜRKİYE’DE
SPOR
Ülkeler,
çocuklarının, gençlerinin daha doğrusu herkesin spor yapabilmesi için imkanlar
yaratıyor. Sağlıklı spor yapabilmenin şartlarını oluşturuyorlar. Bir yandan
spor salonlarını, alanlarını artırıyorlar diğer yandan eğiticiler
yetiştiriyorlar.
Türkiye’de
de spora ilgi giderek artıyor ama bu daha çok maç izleme şeklinde oluyor.
Televizyonlarda, alanlarda ve salonlarda maç izleyenlerin sayısı spor
yapanlardan çok daha fazla.
Spor
yapmak bazı şartları gerektiriyor. Salon lazım, saha lazım, pist lazım, kort
lazım, havuz lazım; özetlersek tesis lazım. Ne yazık ki Türkiye bu konuda
sınıfta kalmış durumda.
Kentleştik
ama sağlıklı kentler kuramadık. Yan yana, yan yana 20-30 katlı binalar diktik
aralarına park koymadık. Yeşil alanları imara açtık, müteahit zengin ettik.
Halkımızın
da bu konuda talebi yetersiz. Hiç kimse de bir belediye başkanının karşına
geçip <Ben nerede spor yapacağım, çocuğum nerede koşup oynayacak?> diye
sormadı. Kendimizi dört duvar arasına hapsettik. Televizyon mahkumu olduk.
Kentleri
inşaat müteahitlerinin, emlak komisyoncularının ve onların belediyedeki
adamlarının para kazanma hırsına feda ettik. Kentleri feda edince,
çocuklarımızın, gençlerimizin ve kendimizin sağlığını da birkaç kişinin
zenginleşmesi uğruna harcadık.
Koca
koca arenalar, salonlar yaptık. Bu arenalarda yabancı ülkelerden getirdiğimiz
sporcuları oynattık, biz de seyrettik. Akşama da top çizgiyi geçti mi geçmedi
mi; ofsayt mıydı, değil miydi; Eto düştü mü, düşürüldü mü, bunları tartıştık. Spora
olan ilgimiz de bu kadar!
Durum
bu olunca sporcu yetiştiremez olduk. Kulüpleri bir yana koydum, milli takımlara
bile yabancı sporcu ithal eder hale geldik.
Tesis
olark en fazla yaptığımız şey, halı saha ve apartman altı spor merkezleri.
Buralar da sağlıklı ve güvenli spor yapmaya uygun değil.
DOĞRU SANILAN
YANLIŞLAR
Sporcular arasında
doğru sanılan baı bilgiler ver. Bunlarda iki tanesi üzerinde durmakta fayda
var: Steroid kullanımı ve aşırı protein alımı.
Steroidler:
Anabolizanlar olarak da bilinir. Doğal
olarak erkeklerin testislerinde ve böbrek üstü bezlerde üretilen bu
steroidlerin sentetik olanları da vardır.
Gülle, disk, çekiç atma, boks, halter
güreş gibi güç gerektiren sporları yapanlar bu ilaçlardan sıklıkla almaktadır.
Çalıştırıcılar ve yöneticiler, kazanma ve şampiyon olma hırsı ve hevesi ile
doldurarak, genç sporcuları bu tip ilaçları kullanmaya ikna etmektedir.
Bu ilaçları alanların kasları irileşir.
Kaslardaki bu büyüme, ilaçların istenmeyen etkisi olan su ve tuz tutulmasına da
bağlıdır. Su ve tuz vücutta tutulunca kan basıncı artar. Bu ilaçlara bağlı
olarak sarılık, hepatit ve karaciğer kanserleri oluştuğu bildirilmiştir.
Erkeklerde cinsel arzuyu azaltmakta, sperm üretimini bozmakta ve testislerde
atrofi yapmaktadır. Kadınlarda ise
kıllanmayı artırmakta ve seste kalıcı kalınlaşma yapmaktadır. Büyümesini
tamamlamamış gençlerde kullanılınca, büyüme kıkırdakları erken kapanır ve
çocuğun boyu kısa kalır.
Bilimsel çalışmalar bu ilacın kullanılması
ile performansın arttığını gösterememiştir. Bir çok araştırıcı, kas
kütlesindeki ve gücündeki artmayı su tutulmasına, idmanlarla kasların
büyümesine ve ilacın psikolojik etkisine bağlamıştır. Gerçekten de ilaç
kesilince, fazla su idrar ile atılmakta, kas kütlesi küçülmekte fakat güç
azalması olmamaktadır.
Protein Tozları:
Proteinler, amino asidlerin birleşmesinden
oluşur. Vücudun yapı taşlarıdır. Bazı koçların ve antrenörlerin sporculara
telkin ettiğinin aksine aşırı miktarda alındığında sporcunun başarısını
artırmaz. Çok miktarda alınan proteinlerin kas kütlesini büyütme özelliği de
yoktur.
Fazla alınan proteinleri vücut depolayamaz
ve onları yağa dönüştürür. Böylece vücudun yağ oranı artmış olur, o kadar.
Uzun süre ve aşırı miktarda protein
alınması sağlık açısından zararlıdır. Proteinlerin metabolize olması sonucu
açığa çıkan azot karaciğer ve böbreklerin yükünü artırır ve bu oprganlarda
kalıcı bozukluklara yol açabilir.
SAĞLIKLI
SPOR
Sağlık
için spor yapıyoruz ama bunu bilinçli yapmadığımız takdirde bazı sağlık
problemleri ortaya çıkabilir. Spor
yapmak isteyenlere, onları hastalıklardan, sakatlıklardan koruyacak ve
sağlıklı, verimli ve bağımsız bir hayat yaşamanızı kolaylaştıracak önerilerimiz
var:
Eğer bir sağlık
probleminiz varsa, egzersiz programına başlamadan önce sağlık kontrolünden
geçiniz ve doktorunuza danışınız. Doktorunuz bazı aktiviteleri sizin için
sınırlayabilir.
Yıl boyunca
rahatlıkla yapabileceğiniz, sizi eğlendiren bir egzersiz aktivitesini seçin.
Birçok insan yürümeyi, koşmayı, yüzmeyi kürek çekmeyi veya müzik eşliğinde
ritmik hareletler seçilmelidir.
Sizi eğlendiren,
hoşunuza giden bir egzersizi amaçlayın. Seçtiğiniz programın size
sıkmayacağından ve bıktırmayacağından emin olun.
Yürüyerek, germe
egzersizleri yaparak ısındıktan sonra esas aktivitelerinizi yapın ve sonra gene
yürüyerek ve germe egzersizleri yaparak soğuyun. Esneklik kazandırıcı idmanlar
sakatlanmanızı önleyebilir.
Bazı günleri boş
bırakarak, haftalık bir program yapın. Mesela, gün aşırı egzersiz yapıp bir
haftada üç gününüzü boş geçirebilirsiniz.
Hafif bir fizik
aktivite programı ile başlayın, günde 30 dakika gibi… Yürüme, koşma, yüzme ve
bisiklete binme gibi farklı aktiviteleri dengeleyecek tarzda bir program yapın.
Eğer
30 dakikalık süre size ağır geliyorsa veya zaman bulamıyorsanız, bu
süreyi günün farklı saatlerinde, iki kerede, 15 dakikalık egzersizlerle
tamamlayabilirsiniz.
Başlangıçta
kaslarınızda ağrılar olursa, programınızı durdurmayın; bu
ağrılar zamanla geçecektir. Herhangi bir
yerinizde şiddetli ağrı ve şişlik olursa egzersizleri
durdurunuz.
Gün içerisinde
uygun bir zamanı seçin. Tok karnına ve aşırı sıcak havalarda egzersiz yapmaktan
kaçının.
Ayağınızı
destekleyecek fakat sıkmayacak, nasır oluşturmayacak ve su toplatmayacak
ayakkabılar giyinin. Ayakkabınızın içinde ark takviyesi bulunsun ve topuk kısmı
ön kısmından 1-2 cm daha yüksek olsun. Ayakkabının üst kısmının, ayağınızın
havalanmasını sağlayacak, deri veya naylon ağ
şeklindeki malzemeden yapılmış olmasına dikkat edin.
Sıcak
havalarda vücudun ısısını kaybetmesine izin verecek, açık renkli ve seyrek
dokunmuş kumaşlardan yapılmış kıyafetler giyin. Soğuk
havalarda ise birkaç kat giyinin.
Yüzde
on kuralına uyun. Aktivite sürenizi veya yoğunluğunuzu
değiştirirken, haftada % 10’dan daha fazla
artırma yapmayın. Günde 4 kilometre yürüyorsanız, birden bire bu mesafeyi 6 kilometreye
çıkarmayın. Aynı kurala ağırlık çalışmaları yaparken de uyun.
Kaldırdığınız ağırlığı
haftada % 10 artırın.
Yapılacak spora
uygun biçimde fizik kondisyonunuzu yükseltin. Kaslarınız dayanıklı, güçlü ve
kuvvetli, eklemleriniz esnek ve hareketli olsun. Yeterli çevikliği
kazanmış olun. Kalp ve akciğer
fonksiyonlarınız üst düzeyde olsun.
Dehidratasyonu
(susuz kalma), krampları, sıcak çarpmalarını önlemek için bol miktarda sıvı
alın. Egzersizlere başlamadan 1 bardak su için, egzersiz esnasında her 15- 20
dakikada bir tekrar su için. Su içmek için susamayı beklemeyin.
Yaptığınız
sporun kurallarını öğrenin ve bunlara uyun. Spora uygun koruyucu tedbirler alın. Futbolcu
iseniz baldırlık kullanın, voleybolcu iseniz koruyucu dizlik, bisiklete
binecekseniz kask takın, v.b
Spor
malzemelerinin doğru kullanımını öğrenin
ve uygulayın. Mesela, kayak yapıyorsanız, ayakkabınızı kayağa
doğru bağlayın…
Hasta ve yorgun
olduğunuzda spor yapmayın. Spor yaptığınız
alanını ve onun zeminini iyi seçin. Hava durumu gibi çevre şartlarına dikkat
edin. Aşırı sıcak, soğuk havalarda veya yüksek irtifada spor
yapacaksanız öncelikle vücudunuzun bu şartlara uyum sağlamasını
bekleyiniz (aklimitizasyon), sonra spor yapınız.
Başarılarınızdan
dolayı kendi kendinizi kutlayın ve daha başarılı olmak için çabalarınızı
giderek artırın.
Sporla kalın, sağlıkla
kalın…