AMERİKA UTANSIN
New York’ta yaşayan bir arkadaşım “Amerikan Devletinin Hakan
Atilla’ya Karşı Davası”nı bir fırsatını bulup mahkeme salonunda izlemiş. İzlenimlerini
anlatırken, duruşma sırasında Türk bakanların ve bürokratların aldığı rüşvetler
gündeme geldikçe orada bulunan Türklerle birlikte çok utandım diye yazmış.
Utanmada elbette haklılar! Ülkelerinin bakanları milyonlarca
dolar tutarında rüşvetler almış, yolsuzluklara bulaşmış ve ellerini, kollarını
sallayarak geziyorlar. Ve işin daha vahimi bu rahatlığı onlara mevcut iktidar
siyasi olarak sağlamış, muhakeme edilmelerini önlemiş.
Bu ayıptan kısmen kurtulmak için, bu kişiler hakkında hızla
davalar açılmalı ve yaptıklarının hesabı Türk mahkemeleri tarafından
sorulmalıdır.
AMERİKALILAR NEDEN UTANMIYOR?
Peki, Türkler utanıyor da Amerikalılar neden utanmıyor? Esas
utanması gerken onlar. Geçmişte ve şu anda Amerika’nın yaptıklarını düşündüğümde,
bu insanların yüzleri neden kızarmıyor merak ediyorum.
Amerika’nın içinde türeyen bir sınıf var. Bu büyük sermaye
sınıfı veya başka bir ifadeyle kapitalistler bütün dünyaya egemen olmank için
hak, hukuk demeden her türlü işlemi yapmada kendilerini yetkili hissediyorlar.
Amerikan devleti, Amerikan ordusu, CIA hep bunların yönetiminde ve kontrolinde.
Bu sayıları çok fazla olmayan ama dolarları çok fazla olan
kişiler ve onların şirketleri daha da zengin olmak için tüm dünyaya egemen
olmak istiyorlar. Savaşlar bu yüzden çıkıyor. Bu sermaye sahipleri dünyanın tüm
yeraltı, yerüstü zenginliklerine sahip olmak ve diğer inasanlar kendilerine kul
köle olsun isterler. Ucuz hammadde, ucuz
işçilik ve ürettiklerine pazar bulmak için ülkeleri işgal ederler, kendilerine
hizmet edecek insanları iktidara taşırlar. Bunları yaparken de kan dökmekten
asla çekinmezler.
Bunların Amerikan devletini kullanarak Asya’da, Afrika’da,
Güney ve Orta Amerika’da öldürdüleri veya ölümüne neden oldukları insan sayısı
milyonlarla ifade edilebilir.
Ülkemizde ve Batı Asya’da (Ortadoğu) dökülen kanların, akan
gözyaşlarının, patlayan bombaların, ölüm kusan füzlerin, denizlerde boğulan
çocukların, evsiz, yurtsuz kalan insanların, açlıkların, yoksullukların suçlusu
hep bu paraya doymayan büyük sermayenindir.
Bu büyük sermaye sahipleri sömürecekleri, istismar
edecekleri ülkelerde kendilerine hizmet edecek işbirlikçileri, yardakçıları da
kolaylıkla bulurlar. Malını, parasını sömürecekleri, insanlarının canlarını
alacakları ülkelerde bazı gafil ve hainleri fikri ikna yolu ile ama daha çok da
maddi olarak elde ederler. Bu insanlar da bu büyük sermaye sahiplerinin ziyafet
sofrasının kırıntılarına razı olup, onlara hizmet ederler.
DAVAYA DÖNELİM
Gelelelim yaniden “Amerikan Devletinin Hakan Atilla’ya Karşı
Davası”na.
Batı Asya topraklarının altında dünyanın en zengin petrol ve
doğal gaz kaynakları var. Büyük sermayenin kurduğu İsrail devleti de bu
bölgede. Hem bu kaynakları kontrol etmek için hem de İsrail’in güvenliği için
Amerika bu bölgeye ilk defa, resmen ve askeri olarak 1991 yılnda birinci körfez
harekatı ile müdahale etti.
Bu müdahale ile yetinmedi, Irak’a karşı yeniden ikinci
körfez harekatını düzenledi. Irak’I parçaladı, halkını birbirine düşman etti.
Yetmedi, Suriye’yi karıştırdı. Türkiye’de iktidar değişikliği yapıp Erdoğan’ını
iktidara taşıdı. İran’a da ambargo uygulamaya başladı.
PKK, PYD, IŞİD, FETO, El Nusra gibi örgütler Amerika tarafından
kuruldu ve kullanıldı. Batı Asya kan gölüne döndü. Milyonlarca insan hayatını
kaybetti.
2014 yılından itibaren Amerika kaybetmeye başladı. Türkiye’deki
iktidar tutum değiştirdi ve Amerikan piyonlarını ezmeye baladı. Komşularla ve
Rusya ile işbirliği içine girdi.
Amerika’nın büyük sermayesi bu yeni durumu kabullenemezdi.
Türkiye’yi cezalandırması ve yönetimi kendi yörüngesine tekrar oturtması lazımdı.
Bu dava işte bunun için açıldı. Türkiye ve İran hedefe oturtuldu. Silahlı ve siyasi saldırıya ekonomik saldırıyı da katmış oldu. Muhtemelen Türk bankalarına büyük para cezaları verip ekonomimizi zora sokmaya çalışacaklar.
Bu davaya bu gözle bakmazsak yanılırız. Bu dava rüşvet alan
bakanları cezalandırmak için değil, Amerika’nın büyük sermayesinin çıkarlarına
zarar verdiği için Türkiye ve İran’ı cezalandırmak için açılan bir davadır.
Bu eli kanlı, azgın güce karşı kendimizi korumamız için
milli birlik ve milli hükümet şart olmuştur. Gereğini yapmak milletimize düşüyor.
Milletimiz bu badireyi de atalatacaktır, yeter ki iyimserliğimizi ve mücadele
azmimizi kaybetmeyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder