16 Mart 2024 Cumartesi

RAMAZAN AYI BİRLİK AYI:  “AYNI VARDAN VAR OLMUŞUZ”

Her türlü zulüm, katliam, sömürü bütün gücüyle ve hızıyla devam ediyor.

Yeni de değil! Bu kötülükler insanoğlunun ben sen ayırımı yapıp, bu senin değil, benim dediği gün başladı. Malik olma arzusu ve egemen olma hırsı devam ettiği müddetçe de devam edip gidecek.

Bütün kötülüklerin kaynağı olan,  arzu ve istek yüklü bu nefis yok edilmedikçe ya da dizginlenmedikçe insanlık çok daha büyük felaketler yaşayacak.

Kapitalizmin ve onun yarattığı emperyalizm işte bu nefisin eseridir.  

İslamiyet’in özünde nefsin kontrolü vardır. Nefis yok olursa, sen ben olmaz, biz olur, birlik olur.

Ramazan ayı nefsin isteklerine dur deme ayı olmalı diyoruz ama bu kutsal ay da özel çıkarcılığa teslim olmuş durumda. Gösterişli iftar sofraları, yoksulun acısını dindirmeyen, tam tersi artıran sadakalar bu ayın özelliği hiç değil…

Toplum, o gösterişli iftar sofralarında sadaka verenlerle sadaka alanlar arasında bir kez daha iki sınıfa ayrılmış durumda.

Vahşi kapitalizmin egemen olduğu toplumlarda insanların büyük çoğunluğu nefsinin esiri olmuştur.  Birlik yoktur, senlik-benlik vardır.

İslamiyet, Allah’tan başkasına kulluğu reddeder; bir olmayı, eşitliği, kardeşliği esas alır. Birliği beraberliği bozan,  kötülüklerin anası olarak kabul edilen nefsin terbiye edilmesini ister.

Ramazan ayı nefsimizi terbiye ettiğimiz aydır, daha doğrusu öyle olmalıdır. Nefsin istekleri bencilliktir, menfaatperestliktir, bireyciliktir. Nefsini terbiye edenlerde sen ben olmaz; biz olur.

Bizim bu gerçekleri haykıran ozanlarımız var; Yunus Emre’miz var:

“Adımız miskindir bizim düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmazız kamu âlem birdir bize”

**

“Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan

 Halka müderris ise hakîkatde âsıdur.”

**

“Niderüz biz hayat suyun, canı yağmaya verdik

Cevherleri sarraflara, madeni yağmaya verdik

 

Benim ol bezirgan kim, hiçbir assı gözetmedim

Çünki assıdan da geçtik, ziyanı yağmaya verdik

 

Bu yolun arifleri geçirmezler her metaı

Biz şöyle uryan gideriz, cihanı yağmaya verdik

 

Küfür ile iman dahi, hicap imiş bu yolda

Safalaştık küfürle, imanı yağmaya verdik

 

Senlik benlik olucağız, iş ikilikte kalır

Çıktık ikilik evinden, sen beni yağmaya verdik

 

Bu bizim pazarımızda, yokluk olur müşteri

Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı yağmaya verdik

 

Payanlı devr ü zaman, nice anlasın Yunus'u

Payansız devre erdik, devranı yağmaya verdik”

**

Bizim Şah Hataî’miz var:

“Bunda kibr ü kin olmaz

Hem sen olup hem ben olmaz

Âdem öldürsen kan olmaz

Nefis öldürsen kan olur”

**

Bizim Aşık Veysel’imiz var:         

Ne var ise sende bende

Aynı varlık her bedende

Yarın mezara girende

Sen toksun da ben aç mıyım?

 

Kimi molla kimi derviş

Allah bize neler vermiş?

Kimi arı, çiçek dermiş

Sen balsın da ben çec miyim?

 

Topraktandır cümle beden

Nefsini öldür ölmeden

Böyle emretmiş Yaradan

Sen kalemsin, ben uç muyum?

 

Tabiata Veysel âşık

Topraktan olduk, kardaşık

Aynı yolcuyuz, yoldaşık

Sen yolcusun, ben baç mıyım?

**

Bizim Edip Cansever’imiz var:

“Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte

Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel

O başkası yok mu bir yanındakine veriyor

Derken karanfil elden ele”

Karanfillerin elden ele dolaştığı günlerin gelmesi dileklerimle birlikte Ramazan Ayı’nın kutlu olmasını diliyorum.