RAMAZAN AYI BİRLİK AYI: “AYNI VARDAN VAR OLMUŞUZ”
Her türlü zulüm, katliam, sömürü bütün gücüyle ve hızıyla
devam ediyor.
Yeni de değil! Bu kötülükler insanoğlunun ben sen ayırımı
yapıp, bu senin değil, benim dediği gün başladı. Malik olma arzusu ve egemen
olma hırsı devam ettiği müddetçe de devam edip gidecek.
Bütün kötülüklerin kaynağı olan, arzu ve istek yüklü bu nefis yok edilmedikçe
ya da dizginlenmedikçe insanlık çok daha büyük felaketler yaşayacak.
Kapitalizmin ve onun yarattığı emperyalizm işte bu nefisin
eseridir.
İslamiyet’in özünde nefsin kontrolü vardır. Nefis yok
olursa, sen ben olmaz, biz olur, birlik olur.
Ramazan ayı nefsin isteklerine dur deme ayı olmalı diyoruz
ama bu kutsal ay da özel çıkarcılığa teslim olmuş durumda. Gösterişli iftar
sofraları, yoksulun acısını dindirmeyen, tam tersi artıran sadakalar bu ayın özelliği
hiç değil…
Toplum, o gösterişli iftar sofralarında sadaka verenlerle
sadaka alanlar arasında bir kez daha iki sınıfa ayrılmış durumda.
Vahşi kapitalizmin egemen olduğu toplumlarda insanların
büyük çoğunluğu nefsinin esiri olmuştur.
Birlik yoktur, senlik-benlik vardır.
İslamiyet, Allah’tan başkasına kulluğu reddeder; bir olmayı,
eşitliği, kardeşliği esas alır. Birliği beraberliği bozan, kötülüklerin anası olarak kabul edilen nefsin
terbiye edilmesini ister.
Ramazan ayı nefsimizi terbiye ettiğimiz aydır, daha doğrusu
öyle olmalıdır. Nefsin istekleri bencilliktir, menfaatperestliktir,
bireyciliktir. Nefsini terbiye edenlerde sen ben olmaz; biz olur.
Bizim bu gerçekleri haykıran ozanlarımız var; Yunus Emre’miz
var:
“Adımız miskindir bizim
düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmazız kamu
âlem birdir bize”
**
“Cümle yaradılmışa bir göz ile
bakmayan
Halka müderris ise hakîkatde âsıdur.”
**
“Niderüz biz hayat suyun, canı
yağmaya verdik
Cevherleri sarraflara, madeni
yağmaya verdik
Benim ol bezirgan kim, hiçbir
assı gözetmedim
Çünki assıdan da geçtik, ziyanı
yağmaya verdik
Bu yolun arifleri geçirmezler her
metaı
Biz şöyle uryan gideriz, cihanı
yağmaya verdik
Küfür ile iman dahi, hicap imiş
bu yolda
Safalaştık küfürle, imanı yağmaya
verdik
Senlik benlik olucağız, iş
ikilikte kalır
Çıktık ikilik evinden, sen beni
yağmaya verdik
Bu bizim pazarımızda, yokluk olur
müşteri
Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı
yağmaya verdik
Payanlı devr ü zaman, nice
anlasın Yunus'u
Payansız devre erdik, devranı
yağmaya verdik”
**
Bizim Şah Hataî’miz var:
“Bunda kibr ü kin olmaz
Hem sen olup hem ben olmaz
Âdem öldürsen kan olmaz
Nefis öldürsen kan olur”
**
Bizim Aşık Veysel’imiz var:
Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım?
Kimi molla kimi derviş
Allah bize neler vermiş?
Kimi arı, çiçek dermiş
Sen balsın da ben çec miyim?
Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş Yaradan
Sen kalemsin, ben uç muyum?
Tabiata Veysel âşık
Topraktan olduk, kardaşık
Aynı yolcuyuz, yoldaşık
Sen yolcusun, ben baç mıyım?
**
Bizim Edip Cansever’imiz var:
“Sen o karanfile eğilimlisin,
alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun
daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine
veriyor
Derken karanfil elden ele”
Karanfillerin elden ele dolaştığı
günlerin gelmesi dileklerimle birlikte Ramazan Ayı’nın kutlu olmasını
diliyorum.