YUSUF AKÇURA’DAN AHMET YARAMIŞ’A
Gazetelerden öğreniyoruz; Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na
Prof. Dr. Ahmet Yaramış getirilmiş. Yaramış’ın, aynı zamanda Ensar Vakfı Afyon
Yönetim Kurulu üyeliği de varmış.
Gene gazetelerden öğreniyoruz: Yaramış, karşı devrimci
İskilipli Atıf Hoca üzerine çok çalışmış, sık sık anma, sempozyum gibi
programlara katılmış. İskilipli Atıf Hoca’nın ölümünün 91’inci yılı dolayısıyla
2017'de Çorum’un İskilip ilçesinde “Medreseden Darağacına İskilipli Atıf Hoca”
paneli gerçekleştirilmiş. Yaramış burada Atatürk düşmanı tarihçi Mustafa
Armağan ile birlikte İskilipli Atıf Hoca'nın idamı ve toplum üzerindeki etkisi
üzerine bir sunum yapmış. 2019'da da hazırlanan benzer bir programın, 2020'de
yapılan İlmi ve İçtimai Yönleriyle İskilipli Mehmet Atıf Efendi Sempozyumu'nun
da konuşmacılarından da biriymiş.
Bunları okuyunca, kendi kendime, ‘nerden nereye, Yusuf
Akçura’dan Ahmet Yaramış’a’…
“Yusuf Akçura’dan Ahmet Yarımış’a” dedim çünkü TTK’nın ilk başkanı
Yusuf Akçura’dır. Yusuf Akçura, milliyetçi, halkçı ve devrimci bir kişidir. Bu
özelliklerin hiçbirisine sahip olmayan, karşı devrimci ve bağımsızlık savaşımızın
karşısında mevzilenen, İskilipli Atıf hayranı birisinin bu kurumun başına getirilmesi,
Türkiye’nin de nereden nereye geldiğini gösteriyor.
İSKİLİPLİ ATIF HOCA KİMDİR?
Atıf Hoca Kuvvayı Milliye karşıtıdır. Onun başkan yardımcısı
olduğu Müderrisler Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni destekliyordu.
Müderrisler Cemiyetinin; Sivas Kongresi'nin ardından gazetelerde de yayınlanmış
Eylül 1919 tarihli bildirisinde “Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvâ-yı Milliyye
maskaraları” ifadeleri kullanılıyor, 'savaşı kaybettik uslu uslu oturalım'
öğüdü veriliyordu.
Teali İslam Cemiyeti'nin kurucusu ve yöneticisidir. Kurtuluş
Savaşı sırasında yayınladıkları bildiride Kuvayı Milliye mensuplarına
'İngilizleri kızdırdınız' diyerek çıkışan İskilipli Atıf, Mustafa Kemal ve
silah arkadaşlarına ise ‘eşkıya’ diyerek 'öldürülmelerinin vacip' olduğunu
söylemiştir.
Teali İslam Cemiyeti, Milli Mücadele’ye ve Mustafa Kemal
Paşa’ya karşı kurulmuştur. İslamcılık ile İngiliz yandaşlığını beraber
sürdürür. Bağımsızlık savaşına karşıdır çünkü bu cemiyete göre Yunanlılar ve
İngilizler iyidir. Bu savaşı da bunlar kazanacaktır çünkü onların arkasında
Kuvvayı Milliye gibi "cahilce bir cesaret" değil, uygarlık zekâsı
vardır.
Atıf Efendinin Teali İslam Cemiyeti Başkanı (Reisi Evvel)
olarak yayınladığı bildiriden birkaç satır aktaralım:
"Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliye maskaraları Yunan
askerlerinin önünden kaçıyor. Zavallı saf ve gafil halktan topladıkları
askerlere 'siz burada onlarla savaşın, biz de arkalarını çevirelim' diyerek
sıvışıyorlar. Yazık ki halkımız Talât, Enver, Cemal, Mustafa Kemal gibi beş on
eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için gereken fedakarlığı yapmıyor.” “
...Bu eşkıyaları ve asileri en kısa zamanda bertaraf etmek hepimize farzdır.”
“Harp yıllarında sizleri cephe cephe sürükleyen ve din
kardeşlerinizin suçsuz yere ölmelerine sebep olanlar arasında Mustafa Kemal,
Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimler de vardı. Siz bu zalimlerin cinayetlerine
daha ne kadar göz yumacaksınız?”
“Elinize aldığınız bu fetva Allah'ın emridir, Padişah
fermanıdır. Sizler bu katil canavarları daha fazla yaşatmamakla mükellef ve
görevlisiniz. Bunların vücutlarını külliyen ortadan kaldırmak Müslümanlık için
farz olmuştur."
YUSUF AKÇURA KİMDİR?
Yusuf Akçura Türkçülük akımının önde gelen liderlerinden
birisidir. Fikirleri ile, önerileri ile, söylemleri ve eylemleri ile bağımsızlık
savaşının kazanılmasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında büyük emeği
geçmiştir. Atatürk’ün en yakınındaki kişilerden birisidir.
Millî mücadeleye bakış açısı İskilipli Atıf’ın tam tersi:
“Anadolu’da oluşan Türk millî kuvveti, Türk milliyetini imhaya uğraşan İngiliz,
Fransız, İtalyan, Yunan, Ermeni istilacılarını Türk ilinden kovmayı başardı.
Onlarla işbirliği yapmış olan Osman hanedanını da arkalarından gönderdi. Bu
suretle Türkiye’de ne İstilacı yabancı ne de ferdi saltanat ve hilafet kaldı:
Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti doğdu.
Atıf Hoca, Türk Ordusu’nı ve onun Baş Komutanını "Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliye maskaraları” diye nitelendirirken Akçura
bakın bir konferansında neler söylemiş: “Vazifesini tarihte emsali az bulunur
bir maharet ve fedakârlıkla başaran muazzez ordumuza ve onun en yüce harp
erlerinden olduğuna şüphe kalmayan dâhi başbuğuna şükran ve hürmet arz etmek,
bugün her işin başlangıcında milli bir vazifemizdir. Onun için muhterem
dinleyicileri, ilim müesseselerinin üslup ve geleneğine uygun olarak, ordu ve
başbuğumuzu üç defa alkışlamaya davet ediyorum:
Yaşasın muzaffer ordumuz ve dâhi başbuğu!”
SÖZÜ CUMHURİYET KADINLARINA BIRAKALIM
Sözü Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Prof. Dr. Tülin
Oygür’e bırakalım:
“TTK’nun başına, ‘din ve ahlak eğitimini amaç edindiğini’
ifade eden Ensar Vakfı’nın yöneticisi ve Milli Mücadelemize ihanet eden
İskilipli Atıf Hoca’nın ‘savunucusu’ bir akademisyenin atanması ise milli
değerlerimiz ve milli birliğimizle bağdaşmamaktadır…”
“En son 23 Nisan akşamı, İstiklal Marşımızın, milletçe tek
ağızdan okunduğu dakikalarda, bir kere daha görüldüğü gibi; birliğimizin temelinde,
Atatürk ve onun milli egemenlik ve bağımsızlık ülküsü yatmaktadır.
Atatürk’ün yolunda, birlik ve beraberliğimiz için mücadele
eden CKD olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyor ve milli birliğimizin temel
direği olan, Atatürk’ün kurduğu bu kurumun başkanlığına yaptığı atamayı geri
çekerek; liyakate dayalı yeni bir atama yapması çağrısında bulunuyoruz.
Son söz olarak bildirmek isteriz ki birlik ve
beraberliğimize, milletimizin iradesiyle ulaşacağımıza inanıyor; yakın
geleceğin güçlü ve mutlu Türkiye’sini, bu iradenin hayata geçireceğine, sonuna
kadar güveniyoruz.”