BIDEN HÜCUM BORUSUNU ÇALDI
Biden’ın Türkiye’yi ‘Soykırım’ yapmakla suçlayan beyanı
yanlış ve eksik olarak değerlendiriliyor. Aynı hatalı değerlendirmeği TBMM’nin
bildirisinde de görüyoruz. Bildiride, Biden’ın ‘Soykırım’ sözcüğünü
kullanmasını, ABD Yönetiminin radikal Ermeni lobilerinin baskısına boyun eğmesine
bağlandığını okuyoruz.
AKP sözcüsü Sayın Çelik de benzer değerlendirmede bulunmuş
ve olayı çok basite indirgemiş: "Biden, diasporadaki fanatik Ermeni çıkar
gruplarının rehinesi halindedir. İlk defa bir ABD Başkanı fanatik bir gruba
teslim oldu.”
Konyu bu kadar basite indirgemek çok yanlış. Herkesin şunu
anlaması gerek: Biden’ın bu ifadesi, Amerika’nın Türkiye üzerindeki planlarını
gerçekleştirmek için atılmış bir adımdır. Biden, bu suçlamayla hücum borusu
çalmıştır
BIDEN KİME GÜVENÜYOR?
Biden, Amerikan planlarının önündeki büyük engelin Sayın
Erdoğan olduğunu ve Erdoğan’ı
iktidardan indirmek için, parti isimleri de vererek, muhalefeti desteklemek
gerektiğini daha başkan olmadan söylemişti.
Biden’ın hedefinde öncelikle Türkiye, ikinci olarak da
Erdoğan var.
Şimdi Biden’ın aralık 2020’de söylediklerini bir
hatırlayalım: “Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız.
Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım. Yani çok
endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi onlarla (muhalif liderlerle) doğrudan
temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hala var olan Türk
liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz.
Darbe ile değil, seçim süreci ile... Partisi, İstanbul'dan dışarı atıldı. Peki
biz ne yapıyoruz? Burada oturup boyun eğiyoruz.”
AMERİKA’NIN DAYATMALARI
Biden’ın bu ifadesini iyi değerlendirmek gerek; bu sözlerle Amerika’nın
Türkiye ile ilgili projelerini gerçekleştirmek için kimlere güvendiğini anlatıyor.
Erdoğan’ı devirip yeni bir iktidar oluşturma peşinde olan
Amerika, kurulması için uğraştığı koalisyondan daha doğrusu Türkiye’den ne
istiyor, özetleyerek sıralayalım:
İran’dan, Irak’tan ve Suriye’den toprak alıp, bizim
Güneydoğu’muzu da içine katarak adı Kürdistan olan ikinci bir İsrail devletini
kurmasına Türkiye’nin izin vermesini;
Türkiye’nin Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki haklarından vaz
geçmemizi ve bu bölgedeki zengin hidrokarbon yataklarına el koymasına ses
çıkarmamızı;
Bizi borç batağına sürükleyen ve sömürülmemize yol açan
borçlanma ekonomisine devam etmemizi;
Ermenililere soy kırım yaptığımız yalanını kabul etmemizi
(bu kabulden sonra sıra tazminat ve toprak talebine gelecek);
Rusya, Çin ve Batı Asya’daki komşu ülkelerle yakın işbirliği
içine girmememizi;
Bizi bölünmeye götürecek yasal düzenleler yapmamızı ve buna
uygun olarak idari yapılanmayı değiştirmemizi istiyor.
Biden, bütün bunları gerçekleştirmek için de Türkiye’de yeni
bir iktidar oluşturmanın planlarını yürütüyor.
HEDEFTE ERDOĞAN DA VAR
Bu açıklamasıyla Biden, daha doğru bir ifade ile Amerika,
Türkiye üzerindeki bu planlarını gerçekleştirmek için engel gördükleri
Erdoğan’ı iktidardan düşürme eylemlerine hız verdi.
Kılıçdaroğlu ve Akşener’in bu konuda takındıkları tavır ve
söylemleri Türkiye’yi savunmaktan çok Erdoan’ı yıpratmaya yönelik oldu. Yıkıcı
ve yıpratıcı politikalarına devem ettiler. Biden’ı değil, Erdoğan’ı suçladılar.
Gizli-açık işbirliği yaptıkları, Türkiye düşmanı HDP’nin Türkiye’yi
1915’de soykırım yapmakla ve halen de aynı soykırım politikalarını devam
ettirmekle suçlamasına ise sesleri çıkmadı; vatansever bir anlayışla herhangi bir
tepki vermediler. Çünkü onların amacı, Türkiye’yi savunmak değil, Erdoğan
iktidarına son vermek.
VATAN PARTİSİ’NİN ÖNERİLERİ
Biden bu açıklamasıyla Türkiye ile tarihi bir tartışma
başlatmadı; Türkiye’ye ve onun ile birlikte Asya güçlerine yeni bir hücum
başlatacağının sinyalini verdi. Biden’a cevap bu gerçek dikkate alınarak verilmelidir.
Vatan Partisi, Türkiye Hükümetine çağrıda bulunarak Biden’ın
hücum borusuna lafla yanıt verilemeyeceğini açıklamış ve eylemli yanıt
önerisini dört maddede özetlemiştir:
“İncirlik Üssü, derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tam
kontrolüne alınmalıdır. ABD askerleri 15 gün içerisinde ülkelerine
gönderilmelidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte Kırım ve
Abhazya’nın tanınması için Rusya, İran ve Azerbaycan ile diplomatik temaslar
başlatılmalıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet
Başkanı Sayın Vladimir Putin’in Altılı Platform önerisine KKTC ve Abhazya da
dahil edilmelidir.
PKK’yı sınır ötesinde bitirmek için, Suriye Arap Cumhuriyeti
ile askerî işbirliği dahil her konuda eylem için derhal harekete geçilmelidir.
HDP derhal kapatılmalıdır. Anayasa Mahkemesi, PKK’nın kolu
ve bacağı olan örgüte karşı yargı sürecini uzatmamalı, Türkiye’nin karşılaştığı
tehditlere uygun olarak hızla karar almalıdır.
Bu koşullarda güvenlikte ve üretimde devrimci kararlara
önderlik edecek bir hükümet kurmak, Türkiye’nin önündeki temel meseledir.”
Vatan Partisi, Üreticilerin Millî Hükümetinde sorumluluk
üstlenmek için milletimizden yetki istiyor ve başta AK Parti, MHP ve diğer
millî güçlere, ABD tehditlerini boşa çıkarmak ve ‘Üreticilerin Millî Hükümetini’
kurmak için güçbirliği çağrısında bulunuyor.