İMAMOĞLU ATATÜRKÇÜ İMİŞ!
Duyunca üzüldüm ama şaşırmadım. Bir grup Atatürkçü Düşünce
Derneği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği üyesi toplu olarak bankaya gitmiş ve
Sayın Ekrem İmamoğlu’nun hesabına para yatırmışlar. Gerekçe de İmamoğlu’nun
Atatürkçü olması imiş.
Şaşırmadım dedim çünkü bu insanların Atatürkçülüğü içlerine
sindiremediklerini biliyordum. Bunlara göre Atatürkçülük, siyasal ve kültürel
batıcılıktan ibarettir.
ATATÜRKÇÜLÜK NEDİR?
Kestirmeden söyleyelim; Atatürkçülük, Müdafaa-i Hukuk
öğretisine dayanır. Müdafaa-i Hukuk, yani Türk milletinin ve tüm mazlum
milletlerin haklarını emperyalizme karşı savunmak. Türk milleti bunun için emperyalizme
karşı bir kurtuluş savaşı vermiştir.
Atatürkçülük tam bağımsızlık demektir. Tam bağımsızlık,
yani, “siyasi, mali, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta bağımsızlık
ve tam serbestlik.”
Atatürkçülük egemenliği kayıtsız şartsız millette olması ve
Türk milletinden başka bir gücün toplum hayatına egemen olmaması için mücadele
etmektir.
Atatürkçülük, Türk milletinin bilimin rehberliğinde muasır
medeniyet seviyesine çıkarmak için mücadele etmektir.
Atatürkçülük, insanlar arasında gelir, servet ve fırsat
eşitsizliğinin kalkması için mücadele etmek demektir.
Atatürkçünün birinci görevi Türkiye Cumhuriyeti’ni, kuruluş
felsefesine uygun olarak, sonsuzluğa kadar yaşatmaktır. Cumhuriyet öncelikle
vatan toprağı korunarak yaşatılır.
Atatürk’ün “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır”
özdeyişini unutmadan vatan toprağının her karış toprağını ve denizini
savunmaktır Atatürkçülük.
Ve Atatürkçülük, bütün bunlar için aralıksız devrim ve
atılım yapmak demektir.
İMAMOĞLU’NUN NERESİ ATATÜRKÇÜ?
Şimdi soruyorum: Sayın İmamoğlu Atatürkçülük adına bugüne
kadar neler yapmıştır?
Emperyalizme karşı hangi mücadeleyi vermiştir? Türk
ordusunun şerefli subayları, ülkenin vatansever aydınları, siyasetçileri, bilim
adamları Ergenekon, Balyoz gibi kumpaslarla hapislere atılırken İmamoğlu
neredeydi? Ne yapıyordu?
Zamanın hükumeti Kürt açılımı yapıyoruz adı altında vatan
topraklarımızın bir kısmını PKK’ya teslim etmek üzere iken Sayın İmamoğlu
neredeydi? Ne yapıyordu?
Emperyalist Amerika’nın Türkiye’yi bölmek için üzerimize
saldığı PKK’lı hainler Mehmetçiklerimizi şehit ederken Sayın İmamoğlu
neredeydi? Ne yapıyordu?
15 Temmuz gecesi FETÖ aracılığı ile Amerika’nın Türkiye’yi
işgal etme girişimi sırasında Sayın İmamoğlu neredeydi? Ne yapıyordu?
Okullarda andımızın okunması yasaklandığında, milli
bayramlarımızın kutlanmaması önlendiğinde Sayın İmamoğlu neredeydi? Ne
yapıyordu?
BÖYLE ATATÜRKÇÜLÜK MÜ OLUR?
Seçim kampanyana Atatürk’ün “Bir fesad ve hiyanet ocağı” diye
nitelendirdiği patrikhaneyi ziyaret ederek başlayacaksın ama Atatürkçü
olacaksın!
Gizlice(!) Eyüp Sultan’a gidip namaz kılacaksın, sonra da
fotoğraflarını medyaya dağıtacaksın ama Atatürkçü olacaksın!
Yaptığın mitinge Kuran ve dua okutarak başlayacaksın ama
Atatürkçü olacaksın!
Güneydoğulu mollalarla sahur yemeği yiyip onlardan oy
isteyeceksin ama Atatürkçü olacaksın!
Abdülhamid ve Menderes’i demokrasi kahramanı ilan edeceksin
ama Atatürkçü olacaksın!
Turgut Özal’ın kabrini ziyaret edip ondan sitayişle bahsedeceksin
ama Atatürkçü olacaksın!
Kıbrıs’ın “ver kurtulcu” Cumhurbaşkanı Akıncı’yı ziyaret
edip onun görüşlerini paylaşacaksın ama Atatürkçü olacaksın!
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir milli devlet olduğunu unutup “İstanbul
Ankara’dan yönetilemez” diyeceksin ama Atatürkçü olacaksın!
Türkiye’yi bölmek için FETÖ, PKK gibi terör örgütlerini
üstümüze salan, ekonomik olarak bizi sömürmeye devam etmek isteyen emperyalistlerin
başı Amerika aleyhine tek laf etmeyeceksin ama Atatürkçü olacaksın!
Emperyalistlerin taşeronu, maşası, Mehmetçiklerimizin katili
PKK ve FETÖ’den ve SOROS’un beslediği yazarlardan, sözcülerden övgüler, destekler
alacaksın ama Atatürkçü olacaksın!
“PKK değil Türk devleti silah bırakacak”, “Öcalan’ın
posterini Kürdistan’a asmayacağız da nereye asacağız”, “Türk ordusu işgalcidir”,
“İstiklal Marşı ırkçı bir dayatmadır” gibi haince laflar eden ve Apo’nun
heykelini dikmeye kalkan PKK eşbaşkanı Demirtaş’ın siyasetlerini beğenip omu
alkışlayacaksın ama Atatürkçü olacaksın!
Sayın İmamoğlu, sen ancak Demirtaş’ın, Pervin Buldan’ın, Emre
Uslu’nun, Mustafa Akıncı’nın olabildiği kadar Atatürkçü olabilirsin.
GERÇEK ATATÜRKÇÜ ADAY VAR: M İLKER YÜCEL
İstanbul için gerçek Atatürkçü bir aday var: Vatan Partisi’nin
adayı Mustafa İlker Yücel. Sayın Prof Dr. Tülin Oygür’ün onu Aydınlık gazetesinde
çıkan yazısında çok iyi anlatmış. Okuyalım da gerçek Atatürkçü kimmiş görelim:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından birisi
Mustafa İlker Yücel’dir. Vatan (İşçi) Partisi’nin 1999’da İzmir’deki bir
yürüyüşünde “Avrupa Birliğine Hayır” pankartının önünde slogan atarken çekilmiş
resminde henüz 17 yaşında olan bu devrimci genç adamın, -hiç Atatürk için
durduramadığı hıçkırıklarla ağlamış mıdır bilinemez ama- daha rüştünü ispat
etmediği yaşlarından bu yana Atatürk’ün devrim yolunda yaşamını düzenlediğini
herkes bilir.
Emekçi bir ailenin çocuğu, İzmir’de büyümüş, tarih bölümü
mezunu… Çok genç yaşında örgütlü mücadelenin içine girmiş. Çok sayıda değerli
bilim adamının denetiminde hazırlanan “Atatürk’ün Bütün Eserleri” çalışmasında
arşiv tarama grubunda görev almış; Türkiye’yi uluslararası anti-emperyalist
gençlik toplantılarında temsil etmiş; Atatürk gençliğini örgütleyen Türkiye
Gençlik Birliği’nde üç yıl genel başkanlık yapmış ve ABD askerlerinin
kafalarına çuval geçirilmesi, 19 Mayıs 2012’de iki yüz bin vatandaşımızla
yapılan Taksim yürüyüşü, yasaklanan 29 Ekim, 23 Nisan, 30 Ağustos milli
bayramlarındaki kitlesel yürüyüşler ve Silivri duvarlarını yıkan büyük
mücadele, TGB tarafından onun önderliğinde yapılmış…
İlker Yücel, küçük yaşlarında katıldığı Vatan Partisi’nin
rahleyi tedrisatından geçmiş, Atatürk’ün milli kurtuluş mücadelesini ve
devrimlerini bilimsel sosyalizmin ışığında sindire sindire okumuş, anlamış ve
Atatürkçülüğün bugünün pratiğinde yol gösterici ışığını yakalamış. Ağlaşan
Atatürkçüler, o yürüyüşlerde, o mitinglerde kaldılar ve Atatürklerini
kaybettiler. İlker Yücel ise İstanbul için çözümlerini, Atatürk’ün tam
bağımsız, halkçı, aydınlık Türkiye hedefinde maddeleştirerek İstanbul halkına
sunuyor…”