AMERİKA’NIN ELİ KANLI ÖRGÜTÜ:
CIA
Mazlum milletler için ‘milli devletler’ onları
zalimlerden koruyan birer kale gibidir. Bu nedenle emperyalist Amerika milli
devletlere saldırır. Ekonomik, siyasi ve kültürel dayatmalarda bulunur, ülke
içinde kargaşa yaratır. İktidarı demokratik yollardan değiştirmeye çalışır, bu
yöntemle başarılı olamazsa, darbeler yaptırır hatta askerlerini kullanıp ölüm
kusar.
Amerika, sömürmek istedikleri ülkelerde kendilerine
hizmet edecek yardakçıları ve işbirlikçileri ne yazık ki kolaylıkla bulur.
Bunlar siyaset adamı olur, iş adamı olur, yazar olur; onlar için ne lazımsa o
olur. Ülkelerin başına istedikleri yöneticileri getirir, ülkenin istedikleri
gibi yönetilmesini sağlar.
Bütün bu faaliyetlerde baş rolde CIA vardır. CIA,
Amerika’nın daha doğrusu Amerikan büyük sermayesinin eli kanlı aletidir.
BİSSEL’İN AÇIKLAMALARI
CIA’nın geçmiş dönemdeki önemli isimlerinden birisi olan
Bissel, 8 Ocak 1968 tarihinde, hazırladığı bir raporu Harold Pratt Sarayında
okumuş. Bissel, bu raporunda CIA’nın farklı ülkelerde yürüttüğü gizli faaliyetleri
anlatmış. Faaliyetleri anlatırken onları şöyle sınıflandırmış
“… Gizli faaliyetlerim amaçları şunlardır: 1. Siyasal
tavsiye ve danışmalık, 2. Bir kişiye yardım, 3. Siyasal partilere maddi ve
teknik yardım, 4. İşçi sendikaları, işyerleri, kooperatifler dahil özel
örgütlenmeleri desteklemek, 5. Gizli propaganda, 6. Kişilerin özel olarak
eğitilmesi ve insan takası, 7 Ekonomik operasyonlar, 8. Bir rejimi desteklemek
ya da devirmek için girişilen askeri ya da siyasal operasyonlar…
CIA’NIN YÖNTEMLERİ
Peki ama bu gizli faaliyetleri hangi yöntemlerle
uyguluyorlar, şimdi de ona bakalım:
“… Bu bölgelerde gerçekten yapılacak çok iş vardır.
Kullanılan teknik ‘sızma (nüfuz) tekniğidir. Bu arada gizli operasyonları hep
aynı klasik biçimde yürütülmesini savunanlar, sızma tekniğinden dehşete
düşmektedirler, çünkü bu taktiğin uygulanmasında standartlara ve ajan seçme
kurallarına uyulmamaktadır. Sızma için herhangi bir kimseyi aylıkla çalıştırma
yöntemine başvurulmuyor, daha çok yakın ve dostça ilişkiler kuruluyor (bu
ilişkileri geliştirmek için para bazen teklif ediliyor, bazen edilmiyor)…”
CIA’NIN AMAÇLARI
Kullanılan yöntemler bunlarmış. CIA’nın bu yöntemleri uygulamaktaki
amacı neymiş derseniz, onu da Bissel anlatıyor:
“… İç kuvvet dengesine müdahaleler etmenin amacı
gizili operasyonlar yoluyla daha etkili, daha kudretli ve belki de daha akıllı
müttefikler edinmektir. Genellikle bu yöresel müttefikler yardımın geldiği
kaynağı belirler, ama ne onlar ne Birleşik Amerika bunu kamuoyuna açıklayamaz.
Gizli propaganda ve belirli ekonomik faaliyetlerde kullanılacak ajanlar, paralı
görevliler olabilir. Ama daha büyük ve önemli müdahaleler için müttefiklerimiz
kendi ideoloji ve amaçlarına bağlı olmalıdırlar…”
“İç kuvvet dengesini değiştirmek” ifadesinin anlamı
belli; iktidarı değiştirmek! Amerika’nın yıllardır uyguladığı yöntemdir bu: Bir
ülkeyi egemenliği altına almak isterse, ilk yapacağı şey, uzlaşacağı bir yönetimi
demokratik yollardan(!) iktidar yapmaktır. Bunu seçim yolu ile başaramazsa,
sıra darbelere ve askeri müdahalelere gelir.
CIA’NIN KULLANDIĞI ARAÇ VE KİŞİLER
Türkiye’de nasıl oluyor da Atatürkçüler, ulusalcılar,
Türkçüler ve siyasal İslamcılar bir araya gelip Biden’ın iktidar umudu haline
geliyor? Sorunun cevabını Bissel’in şu ifadelerde bulmak mümkün:
“… Kuruluş (CIA) bu biçim çalışmalarda kullanabileceği
kişi ve araçları bulmakta şaşılacak derecede başarılı olmuştur. Yöresel bir
müttefiği inanmadığı bir amaç uğrunda çalışmaya zorlamak bütün operasyonun
etkisi azaltabilir, hatta tamamen mahvedebilir. Öğrenci, işçi ve kültür
topluluklarına yapılan yardımların amacı onların faaliyetlerini yönetmek değil
de belirli bir tarafa doğru yöneltmek, onları daha kuvvetlendirmek ve daha
etkili bir hale getirmektir.”
Net olarak anlaşılıyor. Öğrenci, işçi ve kültür
topluluklarından (siz bunlara siyasi partileri de katın) yararlanıyorlar;
bunların sağcı, solcu, ulusalcı, siyasal İslamcı olup olmadıklarına bakmıyorlar.
Bunların işlerine, faaliyetlerine karışmıyorlar ama onları belirli bir tarafa
doğru yönlendiriyorlar. Nedir o taraf? Amerikan politikalarına hizmet.
Bissel, “…onları daha kuvvetlendirmek ve daha etkili
bir hale getirmektir” demiş, Biden’da şöyle söylüyor:
"Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir
yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz
lazım. Yani çok endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi onlarla (muhalif
liderlerle) doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hala
var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları
güçlendirmeliyiz…”
CIA’NIN DEVŞİRMELERİ
Devam edelim Bissel’in raporuna:
“… Diğer taraftan, zor ve zaman gerektiren bir çalışma
olmakla beraber, bu ülkelerde resmi olmayan bir gizli operasyon merkezi
kurmamız hem mümkün hem de faydalıdır. Bunun gerçekleşmesi için özel
örgütlerden yararlanmalı ya da böyle örgütler kurulmalıdır. Bu kuruluşların
personeli Amerikalı olmayacağından o toplumlara daha fazla karışabilecekler,
Birleşik Amerika’nın adı faaliyetlere resmen karışmamış olacaktır…”
“… Birleşik Amerika, doktrinine inandırılan ve
eğitilen o ülkelerin yurttaşlarından daha fazla yararlanmalıdır. Bu kimseler
zamanla Amerikalı personel kadar güvenilir ve sadık (devşirme) olabilir.
Latin Amerika, Asya, Afrika ülkelerine eğildiğimiz bu sıralarda, oradaki
Amerikan yurttaşlarının faaliyetlerinin sınırlı olduğunu unutmamalıyız.
Önerilen ilk değişiklik oralarda resmi olmayan bir gizli faaliyet sistemi
kurmaktır. Sonra yabancı uyruklu yurttaşlardan (yani o ülke halkından)
ne kadar yararlanabileceğimizi denemeliyiz.
Uzun söze gerek yok, çok değil daha birkaç hafta önce,
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği internet sitesinden “Türkiye-ABD bağlarının ve
demokratik değerlerin güçlendirilmesi” başta olmak üzere 4 konuda faaliyet
gösteren derneklere, vakıflara ve meslek kuruluşlarına 5 bin dolar ile 50 bin
dolar arsında hibe yardımı yapılacağını açıkladı. Bu hibelerin neden yapıldığı
da Bissel’in raporundan anlaşılıyor.
CIA’NIN MÜTTEFİKLERİ
Raporun bir yerinde şöyle deniyor:
“Başlıca görevimiz (CIA’nın) müttefik bulmak,
-hem kişi hem örgüt- onlarla ilişki kurmak, aynı ilkeler için çalışmalarını
sağlamaktır.”
Biraz geriye gidelim, aylar önce Amerikan devletini
önemli bir kurumu olan Rand Corporation’ın
Amerika-Türkiye ortaklığının geleceği ile ilgili olarak “Türkiye’nin Milliyetçi
Rotası” (Turkey's Nationalist Course) başlıklı bir rapor yayınladı.
Rapor, bir yandan Türkiye’nin milliyetçi bir rota takip
etmeye başladığını ve Amerika ve NATO’dan uzaklaştığından söz edip bu durumdan
duyulan rahatsızlığı yazarken, diğer yandan da Amerika’nın ümidini üç muhalefet
partisinin 2023’te iktidar olmasına bağladığını anlatıyor.
Ne dersiniz? CIA müttefiklerini bulmuş mu acaba?
CIA’NIN POLİTİKACILARI
CIA’nın marifetleri bu kadar da değil. Bakın Bissel ne
diyor:
“Gizliliğin şart olmadığı olaylarda bile, daha çabuk
ve resmi olmayan bir biçimde başlatılacağı için, bazı operasyonlar CIA
kanalıyla gerçekleştirilebilmiştir. Bunun bir örneği ilerde ülkesinde etkili
bir siyasal lider olacağı tahmin edilen politikacıları saptayıp Amerika’yı
tanımaları için uygulanan programlardır.”
ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Kültürel İşler
Bürosu (The Bureau of Educational and Cultural Affairs (ECA) of the U.S.
Department of State) var. “Amerika’yı
tanımaları için uygulanan programlar” büyük oranda İşte bu büroda sürdürülüyor.
Bu büroda eğitim almış 300’ün üzerinde politikacı kendi ülkelerinde devlet
başkanı, başbakan ve bakan olmuş. Demek ki CIA seçimin iyi yapıyormuş. Sayın
Abdullah Gül’de bu okulda eğitim alanlardan…
CIA’NIN İKTİDARI DEĞİŞTİRME PLANLARI
Gelişen olaylardan, Rand Corporation’ın (siz ona CIA da
diyebilirsiniz) raporundan ve BİDEN’ın sözlerinden anlıyoruz ki, Amerika
Erdoğan’ı iktidardan düşürmekte kararlı. Bunu da ülke içindeki” müttefikleri
aracılığı ile yapmayı planlamışlar ve uygulamaya koymuşlar. Kimdir bu
müttefikler derseniz sıralayalım:
Kraliçenin şövalyesi Gül, FETÖ’nün kasetinden mamul,
sözüm ona Atatürkçü Kılıçdaroğlu; sözüm ona milliyetçilerin, Türkçülerin,
Turancıların ablası Akşener; sözüm ona dini bütünlerin bilge adamı Mollaoğlu;
Apo’nun heykeltıraşı, vatan, millet bölücüsü Demirtaş; Amerika’nın Ankara’daki
adamı Davutoğlu ve Para babalarının tahsildarı Babacan.
TÜRKİYE GEMİSİ AVRASYA ROTASINA GİRDİ
Şunu Biden’ın ve herkesin anlaması lazım: Türk milleti,
Amerika’nın dolayısıyla Atlantik sisteminin gerçek yüzünü görmüş ve yüzünü
Avrasya’ya çevirmiştir. Amerika’nın Türkiye’de iktidarı belirleme gücü
kalmamıştır. Türk milleti asla buna izin vermez. Amerika bu topraklarda
yenilmiştir. Biden’ın ümidini bağladığı güçlerin iktidar olma şansı kalmamıştır.
Atlantik sistemi, Türkiye’yi yıllardır sömürüyor. Vatan
bütünlüğümüze kastediyor. Mavi vatanımızı elimizden almak istiyor. Bizi
soykırımcı ilân ediyor. Onun için diyoruz ki, Atlantik devri kapanmıştır.
Geleceğimiz Avrasya’dadır.
Türk milleti anlamıştır ki, Atlantik sistemi içinde
kalarak vatan bütünlüğümüzü korumaya ve ihtiyaç duyduğumuz üretim devrimini
yapmamıza imkân yoktur. Bu nedenle, Türkiye gemisi, kendisini bağlayan
zincirleri kırmış ve Avrasya’ya doğru hızla ilerlemektedir. CIA’nın oyunları
Türkiye’yi yolundan alıkoyamaz.