2019 YENİDEN
KEMALİZM
Zor ve çetin
günlerden geçiyoruz, tıpkı mütareke döneminde olduğu gibi. O dönemin
zorluklarını Kemalizm ile aşmıştık. Öyle görünüyor ki, bugün de kemalist
devrimi tamamlayarak zor günleri arkada bırakıp düzlüğe çıkacağız.
Mütareke döneminde,
İngiltere ve Fransa’nın telgraf ajansları, Reuter ve Havas, emperyalizme baş
kaldırmış Kuva-yı Milliye taraftarlarınadan Kemalist diyerek haber geçerlerdi.
Kemailst sıfatı, aynen âsi, eşkiya, bolşevik kelimeleri ile eşanlamlı tutulur
ve aşağılamak amacıyla kullanılırdı. İstanbul’da ne kadar emperyalistlerle
elele tutuşmuş işbirlikçi, hain, sahtekâr varsa onlar da Mustafa Kemal’i destekleyen
herkesi hakaret etmek amacıyla Kemalist diye nitelendirirlerdi.
Bu Anti Kemalist
koalisyonun başında Batı’ya gönülden ve ceptan bağlı Alafrangalar ve dindar
görünümlü hainler vardı. Sait Molla da Mustafa Sabri de Rahip Frew de bu
koalisyonun içindeydi. Kefere ve mollalar birleşmişler Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’ne
ve onun lideri olan Mustafa Kemal’e cephe almışlardı. Bunlara Kürt Teali
Cemiyeti üyelerini ve Saidi Nursi’nin içinde olduğu bölücüleri de eklemek
lazım.
Batıcılardan,
dincilerden ve bölücülerden oluşan birliktelik size garip gelebilir ama bunları
emperyalistlerin emellerine hizmet etmek arzusu bir arada tutuyordu. Anadolu’da
savaşanlara Kemalist deyip aşağıladıklarını sanırlarıdı ama aslında aşağılık
olanlar işte bu uşaklardı.
Bugünlere
gelmeden önce, Kemalizm ile ilgili biraz konuşalım.
KEMALİZM ATATÜRK’ÜN
YAPTIKLARIDIR
Kemalizmi anlamak
için onun yaptıklarına bakmak lazım. Atatürk ne yapmışsa Kemalizm odur. O halde
yaptıklarını sıralayalım:
Emperyalizme karşı
savaştı ve emperyalist güçleri vatan topraklarından kovdu;
Bağımsız bir
devlet kurdu;
Egemenliği
padişahtan alıp halka verdi;
Halkı kulluktan
çıkarıp, özgür vatandaş yaptı.
Bu yazdıklarım,
Türk Devrimi’nin de özetidir. Bu devrim, İstiklal-i Tam, Hakimiyet-i Milliye ve
Kuvayı Milliye’den oluşan Müdafaa-i Hukuk isimli saç ayağının üzerinde
yükselmişti. Bağımsızlık savaşı bitti ama devrimler devam etti.
KEMALİZM SÜREKLİ
DEVRİM DEMEKTİR
Kemalizm alında
sürekli devrimciliktir. Atatürk’ün şu sözlerine dikkat edelim:
“Millet zikrettiğim
tahavül ve inkılâbların tabii ve zaruri bir hakikati olarak, umumi idarenin ve
bütün kanunların, ancak dünya ihtiyaçlarından ilham almasını ve ihtiyaçların
gelişme ve değişmeleriyle aralıksız gelişip değişmesini kabul eden, ‘dünyevi
bir idare’ anlayışını ‘hayati” saymıştır.”
Peki, nereye
kadar değişim derseniz onun cevabını da Atatürk versin:
"Tekamülün
gayesi, insanları birbirine benzetmek, Dünya Birliğine yürütmektir… Birliğe
doğru yürüyüş, sulha doğru da yürüyüş demektir."
“Türkiye’de sınıf
yoktur. Sınıf kavgası yoktur. İmtiyaz yoktur. Mıntıka taassubu, derebeylik,
ağalık, aile, cemaat imtiyazı fikirleri yoktur.”
Bu sözler, o
zaman için gerçeğin herhalde tam ifadesi değildi. Türkiye’de elbette ki
sınıflar vardı. Derebeylik münasebetleri, ağalık, şeyhlik, aile, cemaat
imtiyazı vardı. Bunları gidermek için de “İnkılâpçılık” ve “Devletçilik”
ilkeleri evvelâ parti programına, sonra da Anayasa’ya girdi.
GELELİM GÜNÜMÜZE
Dün hangi gruplar
Kemalizme karşı çıkyorsa, bugün de onların devamı niteliğinde olanlar aynı
şekilde Kemalizme direnmeye devam ediyor.
Dün kurtuluşu İngiltere’ye
sığınmakta veya Amerikan mandası olmakta arayanlar bugün de Batı sistemine
aşırı güven içinde tam bağımsızlık ilkesini bir taraf koymuşlar; Türkiye’de
olmadığını iddia ettikleri adaleti ve demokrasiyi Batı’dan dileniyorlar. Bunlar
Atatürk’ün “Muassırlaşmak” anlayışını Batılı gibi olmak, onlar gibi yaşamak olarak
anlıyorlar.
Bunlara göre Türk
toplumu cahildir, gericidir ve kafası iyi çalışmayan insanlardan oluşmaktadır.
Batı hayranlığı o kadar fazladır ki, farkında olmadan veya olarak Batı’nın
çıkarlarına ve projelerine alet olurlar. İşin en kötü yanı ise bunlar
kendilerini Kemalist olarak görürler ve takdim ederler.
Kemalizmin en
büyük engellerinden birisi de siyasal İslamcılıkdır. Çok garip gelebilir ama ülke
içideki “Batıcılarla” çatışma içinde görünürler ama her iki grup da Batı’nın
hizmetindedir. İktidarda etkin olduklarında ülkede cami sayısı da artar,
yabıncılara satılan doğal kaynaklar, fabrikalar, topraklar da artar.
Dünün Kürt Teali
Cemiyeti’nin yerini PKK/HDP almıştır. Batı’nın bunlara verdiği görev vatan
topraklarımızın bizden koparılması ve kurulması düşünülen kukla devlete
verilmesidir. Ne yazık ki bunların en büyük destekçisi kendilerini Kemalist
olarak takdim eden Batıcılardır. Bunları Atatütrk heykelleri önünde görmek de
mümkündür Seyit Rıza’nın heykeli önünde de...
2019 YENİ DÜNYA,
YENİ TÜRKİYE
Yani bir dünya
kurluyor. 2019 yılı ile birlikte, Kemalizmin sadece ülkemizde değil, tüm
dünyada etkin olacağı günlere gireceğiz. Emperyalizmin lider gücü Amerika’nın
dünya egemenliği hayallerinin sonuna geldik. Atatürk’ün müjdelediği günlere
doğru gidiyoruz:
“... müstemlekecilik
ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir
renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim
olacaktır...”
“Mazlum
milletler, zalimleri bir gün mahv ve yok edecektir. O zaman dünya yüzünden
zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal
hale mazhar olacaktır.”