8 Aralık 2018 Cumartesi

BATI ÇETESİ VE GÖNÜLLÜLERİ

 Bartu Soral’in başına gelenler daha önce de Onur Öymen, Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz gibi gerçek Atatürkçülerin başına gelmişti. Bunu yapanlar aynı hep aynı çetenin üyeleri. Bunlara “Batı Çetesi” diyorum. Bu çete üyeleri Bartu Sorel’e uyguladıkları “demokratik linçi” daha önce de Batı çıkarlarına hayır diyen çok sayıda vatansevere uygulamışlardı.

Bir de bu çeeteye inanıp bunların peşine takılanlar var ki onlara da “Batı gönüllüleri” demek uygun olur.

Bu çetenin atası Reşit Paşa’dır. Reşit Paşa o kadar batıcı idi ki, İngliz elçisine danışmadan adım atmazdı. 1838’de İngilizlerle Baltalimanı Antlaşmasını imzalayıp Osmanlı sanayiini ve esnafını yok eden odur.

Osmanlı’nın son döneminde Hürriye ve İhtilaf fırkasında toplandılar.Damat Ferit Paşa, Mustafa Sabri, Ali Kemal, Rıza Tevfik ve Refik Halit bu partinin yöneticileriydi. Aynı isimler mütareke döneminde kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin de üyeleriydi. Kürt Teali Cemiyeti ile de yakınlıkları vardı.

Milli mücadele karşıtı fikirlerini Alemdar, Peyam-Sebah, İstanul ve Vakit gibi gazetelerde yayarlardı. Damat Ferit Paşa, Mustafa Sabri, Ali Kemal, Rıza Tevfik, Refik Halit ve Mustafa Sabri bunların en önde gelenleriydi.

MARİFETLERİ

Bunların devamı maalesef bir kaset kumpası ile CHP’nin yönetimine el koydu. Çok sayıda gerçek Atatürkçü tasfiye edildi. Parti, Batı yanlısı bir program izlemeye başladı.

Kürt Teali Cemiyetinin yerini PKK-HDP aldı.

Bunlar kendilerini farklı şekilde kamufle ederler. Atatütürkçülük, dindarlık, solculuk, neoliberallik bunların farklı görüntüler veren kisveleridir.

Hürriyet, Sabah, Habertürk, Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, Evrensel gibi bazı gazeteler de Batı yanlısı politikalaların savunulduğu yerler oldu.

Atatürkçüyüz derler ama anti-emperyalizm, Misaki Milli, milli iktisat, milli eğitim, milli savunma, milli kültür bunların pek gündeminde yokur. Atatürkçülük adına tek savundukları ilke laikliktir. Laikliği de genellikle dinsizlik olarak kabulederler.  Namaz kılanlarla filan pek araları yoktur.

Türkiye bir vatan savaşı verirken, bunlar bu savaşa “saray savaşı” deyip iç cephemizi çatlatmaya çalıştılar.

Bunların desteklediği cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, bölücübaşının has adamını hapishanede ziyaret edip başarı diledi. Yetmedi, televizyona çıkıp ayrı ayrı yaşayalım mı sorusunu halka soracaklarını söyledi.

Bunların desteklediği parti seçim  bildirgesinde Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’ndaki çekinceler kaldıracaklarını yazdı. Geçmiş hükümetler şartın bazı maddelerine ülkeyi bölünmeye götürür diye çekince koymuşlar, bunlar gelip kaldıracaklar.

Bu Batı yanlısı insanlar yıllarca çalışarak Batı’nın işine yarayacak bir sınıf oluşturdular. Gençleri Batı hayranlığı içinde yetiştirdiler. Yetişen bu gençler kendi ülkelerine yabancılaştı ve fırsat bulur bulmaz yurt dışına kaçtılar, kaçmaya da devam ediyorlar. Kendi okullarımızda Batı sermayesine malzeme yetiştirilmiş oldu.

Batı’nın ülkemiz üzerindeki emellerin projelerini halktan gizlediler. İnsanlar gerçek tehlikeleri göremez ve mücadele edemez oldu.

Milli kimlik yerine etnik kimliği veya ümmet kimliğini ön plana çıkardılar. İslamiyet, demokrasi ve insan hakları gibi  yüce kavramları ülkeyi ve milleti bölmek isteyenlerin eline silah olarak verdiler.

FETÖ ve PKK\HDP ile birlikte adalet yürüyüşü düzenlediler. Militanları hapislerden çıkarmanın yollarını aradılar.

Bunlar o kadar batı taraftarıdırlar ki, ülke içinde neden bu kadar ingilizce eğitim yapan okul, üniversite var diye sorgulamazlar.

Türkiye’nin geri kalmasını batılılaşmamasına bağlarlar. Amerikalılar gibi yaşamayı çaşdaşlaşmak sanırlar. Dindar halkımızı gerici olarak görürler ve onlardan nefret ederler.

İstedikleri partiye oy vermeyen halkı koyun olarak nitelendirirler ama kendileri parti lideri istedi diye “tıpış tıpış” gidip oy kullanırlar. Yetmez, Ankara’dan İstanbul’a kadar liderlerinin peşinden koyun gibi yürürler.  

Gün gelir Cumhuriyet’e karşı isyan etmiş Seyit Rıza denen eşkiyanın heykelinin önünde bildiriler açıklarlar, gün gelir Atatürk heykeline çelenk koyarlar.

Solculuğu Amerikan emperyalizmine hizmet etmek sanıp, PKK ile birlikte hareket ederler. Emperyalizmin uşaklığını yaparlar.

Atatütürkçü geçinirler ama Atatürk’ün ne kadar antiemperyalist olduğunu dikkate almazlar. Başta Amerika olmak üzere Batı’nın emperyalist güçlerine karşı tek bir kötü söz söylemezler. Bu konuda halkı uyarmazlar.

Amerika’nın piyonluğunu yapan ve Türkiye’yi bölmek isteyen HDP\PKK’yı meclise sokmak için her seçimde büyük çaba gösterirler. Bunu da Atatürkçülük adına yaparlar.

Mazlum milletleri değil, Batı’nın ağzı ile Batı’yı savunurlar.


Atatürk’e inanlar, onun izinden gitmek isteyenler, bunların gerçek yüzünü görünce, Türkiye, Kemalist Devrim rotasında hızla ilerleyecektir. O günler de yakındır. 

Hiç yorum yok: