YALAN NEHRİ: SOSYAL MEDYA
Facebook’da, Twitter’da hesaplarım var, çok sayıda WhatsApp
grubuna da üyeyim. Covid 19 günlerinde bunları daha sık takip edebildim.
Gördüğüm manzara şu: Sosyal Medya yalanlarla kirlenmiş bir nehre dönüşmüş ve bu
nehir sürekli yalan yanlış bilgiler, videolar, fotoğraflar, yorumlar taşıyor.
Sosyal medyanın bu kadar yaygın kullanılmadığı dönemlerde
Amerika, yalanlarını televizyonlar ve gazeteler ile yayardı. ABD medyası her
yıl milyonlarca haber, fotoğraf, yorum, başyazı, köşe yazısı ve makaleyle diğer
ülkeleri etkisi altına alırdı. CIA’nın Amerika içerisinde ve etkisi altına
almak istediği ülkelerde yüzlerce gazete, dergi, haber ajansı ve yayınevinin
doğrudan sahipliğini yapıyordu. Bu durum değişmedi ama devreye sosyal medya
girdi ve Amerika’nın trolleri iş başı yaptı.
Yakın zaman öncesine kadar yayın hayatında olan Saman Yolu
TV’nin, Taraf ve Zaman gazetelerinin sahibi FETÖ gözükse de asıl sahip CIA’ydı.
15 Temmuz’dan sonra bu yayın kuruluşları kapatılınca, dezenformasyon
görevini sosyal medya yüklendi. Her gün yüzlerce mesaj, yalan haber, sahte videolar
WhatsApp, Twitter, Facebook ve İnstagram aracılığı ile piyasaya sürülmeye
başlandı.
PSİKOLOJİK SAVAŞ ARACI OLARAK SOSYAL MEDYA
Her çatışmanın bir psikolojik savaş boyutu vardır. Türkiye
psikolojik saldırı altındadır. Bu saldırılar, etnik kimlik ve mezhepçilik üzerinden
milli birliğimizi bozmaya, devlete ve orduya olan güveni sarsmaya, dini değerlerimizi
yıpratmaya, millet ve memleket sevgimiz yok etmeye hedeflemiştir.
İnsanlar, tıpkı Nasrettin Hoca’nın komşusunun tenceresinin
doğurduğuna inanması gibi işlerine gelen hususlara çok kolay inanırlar. Algı
oluşturucuların en fazla yararlandığı zaafımız budur. Bu zaaf insanları tuzağa
düşürür.
Bu tuzağa da en fazla iktidar karşıtları düşüyor. İktidarı
kötüleyen, yıpratan her habere doğruluğunu araştırmadan hemen inanıyorlar ve
inanmakla da kalmayıp kendi hesaplarından paylaşıyorlar. Sonuçta çok yanlış
algılar oluşuyor. Bu da iktidarın son yıllardaki icraatlarından şikayetçi olan ve
kendisine bağlı bir iktidar modelini oluşturmaya çalışan Amerika’nın işine
geliyor.
15 Temmuz’dan sonra bu bilgi kirliliğinin artması ve yalan
haber trafiğinin yoğunlaşması işin içinde FETÖ’nün olduğunu net olarak
gösteriyor. 15 Temmuz gecesi Türkiye’de arzu ettikleri yönetimi devletin başına
geçirmek isteyen Amerika’nın silahlı güçleri ezilince, planlarını değiştirdiler.
Darbe ile arzu ettikleri bir iktidarı oluşturamayacağını anlayan Amerika, psikolojik
savaş yürüterek bunu başaracağını sanıyor ama yanılıyor.
İstediği kadar sosyal medya yalanlarını bir nehir gibi
içimize akıtsın, isterse siyasetteki ve medyadaki adamlarını organize ederek
ittifaklar oluştursun, Amerika’nın Türkiye’de iktidarı belirleme gücü
kalmamıştır.
Biz buradan Atatürkçüyüm, milliyetçiyim, muhafazakârım diyen
vatandaşlarımızı uyarıyoruz: Emperyalizmin oyununa gelmeyin. Şunu da unutmayın;
Atatürkçülüğün de milliyetçiliğin de muhafazakârlılığın da temelinde emperyalizme
karşı olmak vardır. Size gelen haberleri, resimleri bilgileri akıl süzgecinden
geçirin, araştırın, soruşturun. Amerika’nın yalan haberlerine inanıp, onları
sosyal medya üzerinde yaymayın. Aksi takdirde emperyalizmin sözcüsü ve maşası
haline gelirsiniz.