KANLI PARA İMPARATORLUĞU
KANLI PARA İMPARATORLUĞU
TUNCELİ ÜZERİNDEN HESAPLAŞMA GAYRETİ
Dersim bir dağ içinde
Gülü bardağ içinde
Hak Dersim'i saklasın
Bir gülüm var içinde
Çok severek dinlerim bu türküyü. Memleket hasreti de olduğu
için biraz da duygulanırım.
Türküyü hem dinliyorum hem de düşünüyorum:
Türküyü yakanın dileğini Atatürk önderliğindeki Cumhuriyet
yerine getirdi. Dersim’i Tunceli yaparak, sadece Türküyü yakanın gülünü değil, tüm yöre
halkını sakladı, korudu.
Kimlerden mi korudu? Sayalım:
Kendilerine altın ve silah veren emperyalistlerin uşaklığını
kabul edip, devlete karşı isyan eden, askerlerimizi, memurlarımızı katleden,
yapılan köprüleri, yıkan, devlet dairelerini yakan ağa bozuntusu eşkıyadan
korudu.
Köylülerin elinden, buğdayını, arpasını, davarını zorla
elinden alan; vermek istemeyenlerin başını taşla ezen ağalardan korudu.
Kendilerini şeyh, şıh, dede ilan edip, halkın dini
duygularını istismar ederek, sevaptır diyerek, yoksulluktan çocuklarının
karnını bile doyuramayan insanların elinden ununu, yumurtasını tavuğunu elinden
alan ahlaksızlardan korudu.
Özetlersek; feodal düzen fırsatçılarından, gücünü
zorbalıktan alanlardan, orta çağ kalıntılarından korudu.
ÜÇ HABER ÜÇÜ DE TUNCELİ ÜZERİNE
Birbiriyle bağlantılı şu üç haberi okuyunca bunları yazmaya
kendimi mecbur hissettim:
Kılıçdaroğu, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve CHP’nin geçmişte pek çok topluluğu mağdur
ettiğini, özür dileyerek helallik isteyeceği’ sözleri medyaya düştü.
Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri tartışılırken Almanya’dan bir haber
geldi. Gazetelerin verdiği şöyle: “Almanya’da Duisburg-Essen Üniversitesi 18-20
Kasım'da 'Tanınmayan soykırım-Dersim 1937-1938' çalıştayı düzenleyecek.
Düzenleyici kurumlar Atatürk'ü 'katliamcı' olarak suçlayan paylaşımlar yapıyor.
Etkinliğin, Kılıçdaroğlu'nun ‘helalleşme’ açıklamasıyla aynı döneme denk
gelmesi dikkat çekiyor.”
Son haber Tunceli’den geldi: Batı hayranı ve sözcüsü
konumundaki televizyonlar ve yazarlar tarafından ‘halka nohut dağıtıyor’ diye
övülen, lakabı ‘komünist’ olan ve 29 Ekim’i kutlamamayı, 10 Kasım’da Atatürk’ü
anmamayı komünistlik sanan belediye başkanı Maçoğlu’ndan geldi. Haber şöyle: “Tunceli
Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı ayaklanan
İngiliz işbirlikçisi ve Tunceli İsyanı'nın elebaşı Seyit Rıza'yı andı.”
HELALLEŞME ADI ALTINDA ATATÜRK VE CUMHURİYETLE HESAPLAŞMA
Kılıçdaroğlu, kimlerle helalleşeceğini sıralarken ‘Dersim’i
söylemedi ama bu onun taktik anlayışından kaynaklanıyor. Bu üç haber beraber
değerlendirildiğinde ve bazı CHP milletvekillerinin, daha önce Atatürk’ü
‘Dersim’de katliam yapmakla suçladıkları ve Seyit Rıza’nın heykeli önünde saygı
duruşunda bulundukları ve Kılıçdaroğlu’nın “Ben Dersimli Kemal’im” diye
bağırdığı dikkate alındığında konunun 1937’lere, 1938’lere geleceği apaçık
ortada.
Kılıçdaroğlu işini biliyor. Seçmenlerini ve destekçilerini
ürkütmemek için ‘sakaldan kıl koparma’ taktiği uyguluyor. Bir insanın sakalını
aynı anda çekip yolmaya kalkarsanız büyük tepki görürüsünüz ama her gün bir tel
alırsanız tepki görmezsiniz ve sonunda amacınıza geç de olsa ulaşırsınız.
Kılıçdaroğlu ve onunla birlikte hareket eden çevrelerin, bu
taktik içinde, eylemlerini sürdürecekleri belli oluyor. Bu taktikle seçmenini
FETÖ, HDP-PKK sempatizanı ve destekçisi yapan, Atatürk posteri taşımasına izin
verip Atatürk ilkelerinden uzaklaştıran Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu konuda da
başarılı olma ihtimali yüksek görünüyor.
Erdoğan ve AKP nefreti yüzünden muhakeme etme yeteneğini
yitirmiş CHP’li kitle hem Atatürk tişörtü giyip, sosyal medyada Atatürk için
‘unutmadık, unutmayacağız’ mesajları paylaşır hem de Atatürk’ün Tunceli’de
katliam yaptığını kabullenir; Cumhuriyet’in kazanımlarını bir yana koyup,
ortaçağ kalıntısı, feodal düzen savunucularını alkışlar.