17 Kasım 2021 Çarşamba

 

TUNCELİ ÜZERİNDEN HESAPLAŞMA GAYRETİ

 

Dersim bir dağ içinde

Gülü bardağ içinde

Hak Dersim'i saklasın

Bir gülüm var içinde

 

Çok severek dinlerim bu türküyü. Memleket hasreti de olduğu için biraz da duygulanırım.

 

Türküyü hem dinliyorum hem de düşünüyorum:

 

Türküyü yakanın dileğini Atatürk önderliğindeki Cumhuriyet yerine getirdi. Dersim’i Tunceli yaparak,  sadece Türküyü yakanın gülünü değil, tüm yöre halkını sakladı, korudu.

Kimlerden mi korudu? Sayalım:

Kendilerine altın ve silah veren emperyalistlerin uşaklığını kabul edip, devlete karşı isyan eden, askerlerimizi, memurlarımızı katleden, yapılan köprüleri, yıkan, devlet dairelerini yakan ağa bozuntusu eşkıyadan korudu.

Köylülerin elinden, buğdayını, arpasını, davarını zorla elinden alan; vermek istemeyenlerin başını taşla ezen ağalardan korudu.

Kendilerini şeyh, şıh, dede ilan edip, halkın dini duygularını istismar ederek, sevaptır diyerek, yoksulluktan çocuklarının karnını bile doyuramayan insanların elinden ununu, yumurtasını tavuğunu elinden alan ahlaksızlardan korudu.

Özetlersek; feodal düzen fırsatçılarından, gücünü zorbalıktan alanlardan, orta çağ kalıntılarından korudu.

 

ÜÇ HABER ÜÇÜ DE TUNCELİ ÜZERİNE

 

Birbiriyle bağlantılı şu üç haberi okuyunca bunları yazmaya kendimi mecbur hissettim:

 

Kılıçdaroğu, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletinin  ve CHP’nin geçmişte pek çok topluluğu mağdur ettiğini, özür dileyerek helallik isteyeceği’ sözleri medyaya düştü.

 

Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri tartışılırken Almanya’dan bir haber geldi. Gazetelerin verdiği şöyle: “Almanya’da Duisburg-Essen Üniversitesi 18-20 Kasım'da 'Tanınmayan soykırım-Dersim 1937-1938' çalıştayı düzenleyecek. Düzenleyici kurumlar Atatürk'ü 'katliamcı' olarak suçlayan paylaşımlar yapıyor. Etkinliğin, Kılıçdaroğlu'nun ‘helalleşme’ açıklamasıyla aynı döneme denk gelmesi dikkat çekiyor.”

 

Son haber Tunceli’den geldi: Batı hayranı ve sözcüsü konumundaki televizyonlar ve yazarlar tarafından ‘halka nohut dağıtıyor’ diye övülen, lakabı ‘komünist’ olan ve 29 Ekim’i kutlamamayı, 10 Kasım’da Atatürk’ü anmamayı komünistlik sanan belediye başkanı Maçoğlu’ndan geldi. Haber şöyle: “Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı ayaklanan İngiliz işbirlikçisi ve Tunceli İsyanı'nın elebaşı Seyit Rıza'yı andı.”

 

HELALLEŞME ADI ALTINDA ATATÜRK VE CUMHURİYETLE HESAPLAŞMA

 

Kılıçdaroğlu, kimlerle helalleşeceğini sıralarken ‘Dersim’i söylemedi ama bu onun taktik anlayışından kaynaklanıyor. Bu üç haber beraber değerlendirildiğinde ve bazı CHP milletvekillerinin, daha önce Atatürk’ü ‘Dersim’de katliam yapmakla suçladıkları ve Seyit Rıza’nın heykeli önünde saygı duruşunda bulundukları ve Kılıçdaroğlu’nın “Ben Dersimli Kemal’im” diye bağırdığı dikkate alındığında konunun 1937’lere, 1938’lere geleceği apaçık ortada.

 

Kılıçdaroğlu işini biliyor. Seçmenlerini ve destekçilerini ürkütmemek için ‘sakaldan kıl koparma’ taktiği uyguluyor. Bir insanın sakalını aynı anda çekip yolmaya kalkarsanız büyük tepki görürüsünüz ama her gün bir tel alırsanız tepki görmezsiniz ve sonunda amacınıza geç de olsa ulaşırsınız.

 

Kılıçdaroğlu ve onunla birlikte hareket eden çevrelerin, bu taktik içinde, eylemlerini sürdürecekleri belli oluyor. Bu taktikle seçmenini FETÖ, HDP-PKK sempatizanı ve destekçisi yapan, Atatürk posteri taşımasına izin verip Atatürk ilkelerinden uzaklaştıran Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu konuda da başarılı olma ihtimali yüksek görünüyor.

 

Erdoğan ve AKP nefreti yüzünden muhakeme etme yeteneğini yitirmiş CHP’li kitle hem Atatürk tişörtü giyip, sosyal medyada Atatürk için ‘unutmadık, unutmayacağız’ mesajları paylaşır hem de Atatürk’ün Tunceli’de katliam yaptığını kabullenir; Cumhuriyet’in kazanımlarını bir yana koyup, ortaçağ kalıntısı, feodal düzen savunucularını alkışlar.  

 

Hiç yorum yok: