CHP KARŞI DEVRİM PARTİSİ OLDU
Kurultay’da yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, Kürt sorununu kendilerinin çözeceğini belirtmiş, “CHP, demokrasi
ve özgürlük bağlamında bu sorunu çözecek” demiş.
Amerika ve İsrail, PKK’nın eline silahı vermiş, kendilerine
bağlı kukla bir devlet kurmak için üzerimize salmış, Kılıçdaroğlu da bu
saldırıyı demokrasi ve özgürlük bağlamında önleyecekmiş. Kime ne özgürlüğü verecek
de Amerika bu emelinden vazgeçecek ve PKK da silahlı mücadeleye son verecek?
PKK’nın derdi özgürlük değil ki, onların derdi toprak. Vatanımızın
bir kısmını Amerika’ya hediye etmek istiyorlar.
Amerika ve İsrail’in desteğinde ve kontrolünde olan ve
Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen terörü ‘Kürt Sorunu’ olarak nitelemek ise
emperyalizme hizmetten başka anlam taşımaz.
“EŞİT YURTTAŞLIK!”
CHP, bundan önceki Kurultay’ı 3-4 Şubat 2018 günlerinde
yapmıştı ve bu kurultayda, bir bildiri yayınlamıştı. Bildirinin 11. Maddesinde
şunlar yazıyordu: “Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, TBMM zeminde
toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir”.
Bu ‘eşit yurttaşlık’ tanımı daha önce; HDP tarafından da
dile getirilmişti. CHP’nin bu dillendirmesi ise çok önemli. Atatürk’ün kurduğu
bir partinin de bu tanımı programına alması, onun Kemalizm’den ve Cumhuriyetin
temel değerlerinden ne kadar uzaklaştığını göstermiş oldu.
YURTTAŞLARIN EŞİTLİĞİ ZATEN ANAYASA GÜVENCESİ ALTINDA!
Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiğimiz Cumhuriyet Devrimi
ile Türkiye halkı, etnik kimliğine, dini inancına bakmadan Türk Milleti olarak
birleşti, tek millet oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkes, ayırım
gözetilmeden devletin eşit yurttaşları yapıldı. Anayasaya bu amaçla, “Herkes,
dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” maddesi konuldu.
EŞİT YURTTAŞLIK NE ANLAMA GELİYOR
Hal böyle iken bu ‘eşit yurttaşlık” kavramı neden ileri
sürüldü? CHP, ne yapmak istiyor?
‘Eşit Yurtaşlık’tan ne kastedildiğini bugüne kadar hiçbir
CHP’li yetkili açıklamadı. Açıklamadı çünkü açıklayamazlar. Onların yapmadığını
biz yapalım:
Eşit Yurttaşlıkta’ eşitlik yurttaşlar arasında değil, etnik
veya dinsel yapılar arasındaki eşitliktir.
Azınlıklar tanınacak, bunlara anayasal haklar verilecek. Böylece ‘Kürt
Sorununa’ TBMM zeminde çare bulunacak. Amerika ve AB yıllardır Türkiye’ye bunu
dayatıyor. Açıkça bölünün diyemediği için, azınlık hakları diyor, yerel
özerklik diyor, demokratik özerklik diyor, insan hakları diyor, ileri demokrasi
diyor ve eşit yurttaşlık diyor.
Sonuç aynı: Güneydoğumuzu da içine alan ikinci bir İsrail
devleti. Adı da Kürdistan!.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki bazı maddelere
Türkiye’nin koyduğu çekincelerin, CHP tarafından kaldırılması gerektiği fikri
de aynı amaca hizmet ediyor.
SİLAHA SİLAHLA KARŞILIK VERİLİR
Amerika ve İsrail’in başını çektiği emperyalist güçler,
başta Türkiye olmak üzere, Batı Asya ülkelerinin sınırlarını değiştirmek, adı
Kürdistan olan ikinci İsrail devletini kurmak için terör örgütlerini bölgeye
yığmışlar, silahlandırmışlar, eğitmişler, maaşa bağlamışlar, ortamı kan gölüne
çevirmişler ve biz de birkaç yasa değişikliği ile bunu durduracağız.
Şimdi biz CHP’li yöneticilere soruyoruz: Anayasa’nın hangi
maddelerini değiştireceksiniz de Amerika Türkiye’yi bölmekten vazgeçecek?
Yasalarda nasıl bir değişiklik yapacaksınız da PKK elindeki silahlar elinden
bırakıp gelip teslim olacak.
Demokratik özerklik, insan hakları, yerel özerklik, anadilde
eğitim gibi sözler İkinci İsrail devletine giden yola taş döşemekten başka işe
yaramaz.
Anayasa değiştirilerek Amerika dize getirilecekmiş! Amerika
bizi silahla bölmek istiyor, çaresi de silah kullanmaktır. Atatürk de bunu
yapmıştı.
BU BİR KARŞI DEVRİM İLANIDIR
Türkiye halkı Türk milleti olarak birleşti ve Atatürk önderliğinde
bir devrim yaptı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Cumhuriyetin temeline vatanın
bütünlüğü ve milletin birliği koydu. Bu nedenle, vatanın bütünlüğüne, milletin
tekliğine yönelik her söz bir karşı devrim ilanıdır.
Sayın Kılıçdaroğlu’nu bu ifadeleri, CHP kurultaylarında
alınan kararlar, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki bazı maddelere
Türkiye’nin koyduğu çekinceleri kaldırma beyanı, CHP İstanbul İl Başkanı Canan
Kaftancıoğlu’nun "Türkiye'nin çok uzun zamandır bir sorunu var. Daha
önemli bir sorunu ise demokrasi sorunu vardır. Kürt sorunu ve demokrasi sorunu
birbiriyle ilintilidir. Demokrasi sorunu çözülmeden Kürt sorunu çözülemez.” sözü,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun DieWelt Editörü Daniel-Dylan
Böhmer’le yaptığı röportajda, “Türk Hükümeti, Kürtlere barışçı bir çözüm
getirmelidir. Demokratik özgürlüklerini ve temel insan haklarını güvence altına
almalıdır.” demesi açık ve seçik bir şekilde, vatanın bütünlüğünü, milletin
birliğini, Cumhuriyeti, Atatürk ilkelerini ve Türk Devrimi’ni hedef alan bir
karşı devrim ilanıdır.
CHP karşı devrim partisine dönüşmüştür, Atatürk ile de
hiçbir ilgisi kalmamıştır ve artık bir gerici partidir.