30 Mayıs 2019 Perşembe


YENİ BİR DÜNYAYA DOĞRU

Sadece ufku değil, ufkun ötesini de görebilen Atatürk’ün bir öngörüsü daha gerçekleşmeye başladı. Adana’da sabaha kadar süren bir sohbetin sonunda şöyle demişti:

“...Şarktan şimdi doğacak olan güneşe bakınız! Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün şark milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklâl ve hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha müteveccih olacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve manilere rağmen, muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istikbale ulaşacaklardır...”

Tablo ortada, Atatürk’ün dediği gibi, “istiklâl ve hürriyetine kavuşan” şark milletleri ekonomik olarak da refah toplumu olma yolunda hızla ilerliyor.

Vatan Partisi’nin düzenlediği ve Çin’in Türkiye büyük elçisi ve diğer diplomatlarının katıldığı “Üretimde Atılım için Türkiye-Çin İşbirliği” toplantıda Sayın Perinçek Asya ülkelerinin nasıl bir atılım içinde olduğunu rakamlar vererek anlattı.

Sözü Sayın Doğu Perinçek’e bırakalım:

“ASYA ÇAĞI

Sanayicilerimizin de artık sık sık vurguladıkları gibi, dünya ekonomisinin ve siyasetinin ağırlığı Asya’ya kayıyor. Üretim Asya’dadır. Teknolojik gelişmenin ve buluşların kıtası artık Asya’dır.

Çin ve Hindistan ekonomileri büyüdüğü için dünya ekonomisi büyüyor. 2016 yılında önde gelen ülkelerin dünyadaki büyümeye katkıları yüzde olarak şöyle sıralanıyordu:

Çin; yüzde 39, Hindistan; yüzde 19, ABD; yüzde 10, AB; yüzde 6.5, Japonya; yüzde 3.

2019 yılı tahminleri ise şöyle:

Çin; yüzde 33, Asya (Çin ve Japonya dışında); yüzde 30, ABD; yüzde 11, Ortadoğu ve Kuzey Afrika; yüzde 4, Sahra Altı Afrika; yüzde 2, Avrupa Euro Bölgesi; yüzde 4, İngiltere; yüzde 1, Avrupa’nın kalanı; yüzde 3, Japonya; yüzde 1, Kanada; yüzde 1, dünyanın geri kalanı; yüzde 8.

2030 yılı için yapılan yansıtmalar, girdiğimiz çağı gözlerimizin önüne sermektedir. 10 yıl sonra dünya dengelerinde, Asya’nın yükselişini vurgulayan köklü değişiklikler görülüyor. O zaman 10 büyük ekonominin gayri safi yurt içi hasılasına göre sıralaması şöyle tahmin ediliyor:

(2017 ile karşılaştırılarak, satın alma gücü paritesine göre, trilyon dolar)

2017-2030, % Artış

Çin; 23.2 64.2 + 177, Hindistan; 9.5 46.3 + 387, ABD; 19.4 31.0 + 60, Endonezya; 3.2 10.1 + 216, Türkiye; 2.2 9.1 + 314, Brezilya; 3.2 8.6 + 169, Mısır; 1.2 8.2 + 583, Rusya; 4.0 7.9 + 98, Japonya; 5.4 7.2 + 33, Almanya; 4.2 6.9 + 64

EZİLEN DÜNYA GELİŞEN DÜNYA OLDU

Yüzyıl öncesini hatırlayalım. O zaman Çin ve Hindistan, Mazlumlar Dünyası'nın iki büyük ülkesiydi. Bir zamanlar “gerilik” kavramı, Çin ve Hindistan ile tanımlanıyordu. Batı’dan bakanlar, Çin ve Türkiye’yi, “Doğu’nun hasta adamları” diye hor görüyorlardı. Oysa bugün Çin, Hindistan ve Türkiye, Gelişen Dünya'nın başını çekiyorlar. 2030 yılında üçü de ilk beş ekonominin içinde yer alacaklar. 21. yüzyıla damgasını vuran olay budur: Ezilen Dünya, Gelişen Dünya oldu.

Dünyanın bütün iklimlerinde Çin mucizesinden söz ediliyor. Çünkü Çin’de devrimle kurulan yönetim, bağımsızlığa özen göstermiş, halkın çıkarlarını gözetmiş, yetenekli ve çalışkan bir işgücü yaratmış, karma ekonomiyi uygulamış ve plan yapmıştır.

TÜRKİYE’NİN AVRASYA’DAKİ KONUMU

Türkiye, Atatürk’ün de vurguladığı üzere, “Asyaî bir ülkedir” ve Nâzım Hikmet’in tanımıyla “Bir kısrak başı gibi” Avrupa’ya uzanmıştır. Yine Türkiye, Atatürk’ün belirttiği gibi “Bir koçbaşı gibi Asya’yı savunmuştur” ve hâlâ savunmaktadır.

Birinci ticaret ortağımız Çin, ikincisi Rusya ve üçüncüsü Almanya. Özetlersek, biz Avrasya ülkesiyiz ve Asya ile Avrupa’nın merkezindeyiz.”

Vatan güvenliğimiz ve enerji güvenliğimiz de Asya’dadır. Suriye, Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya, bizim yalnız komşularımız değil, aynı zamanda enerji güvenliğimizdir ve ekonomi ortaklarımızdır.

Türkiye, Atlantik sistemine bağlı hükümetler döneminde Asyalı konumuna yerleşmektedir. Demek ki, bu süreç, iradeyle değiştirilmesi olanağı bulunmayan nesnel bir süreçtir.”

Bütün bu gelişmeler göstermektedir ki, Atatürk’ün şu öngörüsü de er geç gerçekleşecektir:

“... müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır...”

Hiç yorum yok: