YENİ DÜNYA VE YENİ TÜRKİYE
Küreselleşme adını verdiler; sınırlarınızı açın, malların,
paranın girişini çıkışını denetlemeyin, gümrükleri kaldırın, sizin üretmenize
gerek yok, biz size ne isterseniz göndeririz, paranız yoksa borç veririz
dediler ve tam bir sömürü düzeni kurdular. Sanayileşmede önde olan ülkeler,
kendilerine gerekli hammaddeyi gelişmekte olan ülkelerden ucuza temin edip,
ürettikleri malları pahalıya sattılar. Finans politikaları ile, borsa oyunları
ile milletleri, halkları sömürdüler. Dünyayı kendi ürettikleri mallar için açık
pazar haline getirmeye çalıştılar. Bütün bunlar gerçekleştirmek için kan
dökmeyi bir yöntem haline getirdiler.
Gelişmiş kapitalist ülkelerin, Amerika öncülüğünde oluşturduğu
bu sömürüye dayanan dünyayı koronavirüs yıkıyor. Hemen herkes, salgın sonrası
oluşacak dünyanın çok farklı olacağını söylüyor.
Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 6 Nisan tarihinde ‘Ulusa Sesleniş’
konuşmasında da bu konuyu gündeme getirdi ve çok önemli tespitlerde bulundu ve
“diğer ülkelerin ve insanların sırtından kendilerine sahte bir refah düzeni
kuranların devri artık kapanıyor” dedi. Okuyalım bakalım:
“Yaşadığımız koronavirüs salgının ardından dünyada hiçbir
şeyin eskisi gibi olmayacağı açıkça görülüyor, diğer ülkelerin ve insanların
sırtından kendilerine sahte bir refah düzeni kuranların devri artık kapanıyor.
Ekonominin sadece paradan, borsadan, faizden, spekülatif araçlardan ibaret
bulunmadığı, asıl olanın yeterli üretim ve adil dağılım olduğu bir kez daha
ortaya çıkmıştır.”
Sayın Cumhurbaşkanı, üretim ve istihdam öncelikli, yeni bir
ekonomik programın gerekliliğini de anlattı:
“...Asıl büyük mücadelemiz salgın sonrasında başlayacaktır,
üretimi mutlaka sürdürme vurgusu yapmamızın sebebi budur. Çalışabilen her
fabrikamız ürütmeye devam edecektir. Çiftçilerimiz ekilmemiş tek karşı toprak
bırakmayacaktır. Hizmet sektörümüz hem içerideki hem dışarıdaki bağlantılarını
canlı tutacaktır. Kurulan yeni dünyada en güçlü şekilde yerimizi almak için hep
birlikte daha çok çalışacağız. Sadece salgın döneminin kayıplarını telafi
etmekle kalmayacak, inşallah çok daha büyük bir hamleyi hep beraber
gerçekleştireceğiz.”
AYNI GEMİDEYİZ! YOLUMUZ AÇIKTIR
Vatan Partisi olarak, daha 2005 yılında Türkiye’nin Millî
Direnme Ekonomisi dönemine gireceğini belirlemiş ve programını da
hazırlamıştık. Bu programı, 2006 yılı sonundaki 7. Genel Kurultayımızda kabul
ettik. Millî Direnme Ekonomisi, bir tür Savaş Ekonomisidir. Koronavirüs salgını
bu programı yakıcı olarak gündeme getirmiş bulunuyor. Millî Direnme Ekonomisi,
dört Temel Güvenliği öngörüyor:
1. Gıda güvenliği: Üretim Devriminin hedeflerine ulaşana
kadar bütün vatandaşlarımızın karnını doyurmak ve insanca yaşamlarını güven
altına almak, en temel meseledir.
2. Güvenliğin güvenliği: Ekonomi ile güvenliğin iç içe
geçtiği koşullarda, Ordumuzun ve Polis Örgütümüzün güvenliğini sağlamak
yaşamsal önemdedir. Özellikle Doğu Akdeniz’de savaş tehditlerinin geçerli
olduğu ve Üretim Devrimini baltalayan dış ve iç tehditlerin gündeme geleceği
bir süreçte, Güçlü Devlet, Güçlü Ordu, Güçlü Güvenlik, Disiplinli Toplum
şarttır.
3. Sağlığın güvenliği: Millî Direnme Ekonomisi sürecinde
devlet, vatandaşlarımızın her tür sağlık hizmetini görmeyi üstlenir. Sağlıklı
yaşamak, bütün vatandaşlarımızın temel hakkıdır. Sağlıklı vatandaş, Üretim
Devriminin insan kaynağıdır. Kriz ortamında başta hekimlerimiz olmak üzere
sağlık ordumuzun her türlü ihtiyacı karşılayacak ve onları gözümüz gibi
koruyacağız.
4. Eğitimin güvenliği: Üretim Devrimi, yeni kamucu
ekonominin kuruluşuna hizmet eden bir eğitim sistemini gerekli kılar. Devlet,
hem genel eğitim hizmetini yürütmek hem de Üretim Devriminin insan kaynaklarını
eğitmekle yükümlüdür.
Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi programına göre,
Türkiye’nin %12’lere düşmüş olan tasarruf oranı %25’lere çıkarılacak, gerekirse
para basılacak ve yaratılan kaynaklar, planlı bir şekilde ve kamuculuk esas
alınarak verimli yatırımlara dönüştürülecektir.
Bu program, sayın Erdoğan’ın ‘üretim ve istihdam’ ağırlıklı
programı ile paralellik göstermektedir. Bu bakımdan genel başkanımız sayın
Perinçek diyor ki:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın üretim ve istihdam odaklı bir
çözümün eşiğinde olduğumuzu ilan etti. Vatan Partisi Üretim Devrimi programıyla
aynı mevzidedir. Aynı gemideyiz! Yolumuz
açıktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder