5 Aralık 2017 Salı

HEDEFTE ERDOĞAN DEĞİL TÜRKİYE VAR

Meslektaşlardan oluşan bir grubumuz var. Geçenlerde bir arkadaşımız adeta müjde verir gibi bir not ekleyerek Michael Rubin’in şu “Tweet”ini göndermiş: “Zarrap ve MIT tırları gibi olaylar uluslararası mahkemede yargılancaktır. Ancak suçlamaların muhatabı, Türk devleti değil RTE rejimi olacaktır. Çünkü devlet görevlileri bu hukuksuz olaylara müdahale etmiş ancak Erdoğan rejimi tarafından bu görevlilerin hepsi hapse atılmıştır.”

Bu arakadaşım muhtemelen Rubin’nin kim olduğunu ve kime hizmet ettiğini bilmiyor ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu tam anlamıyor. Biz anlatalım bari:

Rubin, Amerikan devletinin Ortadoğu ile ilgili en has adamlarından birisidir. Amerika’nın psikolojik savaş elamanıdır. Sürekli Türkiye aleyhinde yazılar yazar, mesajlar gönderir. Tam bir Türk düşmanıdır.

Rubin’nin mesajını müjde verir gibi bize yollayan arkadaşım bir de şunun farkında değil; biz Amerika ile savaş halindeyiz. Amerika demek de yeterli değil, Batı Sistemi ile savaşıyoruz. Bu savaş yeni de değil, yüz yıllardır aralıklarla devam ediyor.

İKTİDARI BATI BELİRLERSE NE OLUR?

Batı Sistemi bize isteklerini kabul ettirmek için kendisine bağlı kimseleri başımıza yönetici olarak getirmek ister. Bunu da çoğu zaman başarmıştır. Bunun ilk örneği Reşit Paşa’dır. Reşit paşa İngilizlerin desteği ile sadrazam olmuş, Tanzimat fermanını yayınlamış ve Batı sermayesinin Osmanlı devleti içinde serbestçe hareket etmesini sağlamıştır. 

Son örnek ise, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Amerika’nın desteği ile başımıza geçen bu ikiliye FETO ve HDP de katıldı ve saldırı başladı.

Cumhuriyet’e saldırdılar, Atatürk’e ve onun ilkelerine saldırdılar.Tam bir yıkım dönemi yaşadık. Devlet, TSK, hukuk yıkıma uğratıldı. Siyasal islamcılarla bölücüler el ele verdi, Batı yanlısı liberaller de bunlara katıldı. Türkiye bölünme noktasına geldi, ekonomi borca battı. 

Kimisi hakim oldu, kimisi savcı oldu, vatansever komutanlar, Atatürkçü aydınlar ve siyasi parti yöneticileri hapse atıldı.

İTTİFAK BOZULDU, ERDOĞAN İSTENMEYEN ADAM OLDU

2014’den sonra durum değişti, bu batıcı ittifak bozuldu. Silivri duvarları yıkıldı, vatanseverler özgür oldu. 2015’den sonra PKK hendeklere gömüldü. Açılmak istenen ikinci İsrail (Kürdistan) koridoru engellendi. 

Bunu kabullenemeyn Amerika FETO’yu kullanarak Erdoğan iktidarına son vermeye çalıştı. 17-25 Aralık darbesi ile hukuken yıkamadığı Erdoğan iktidarını 15 Temmuz kalkışması ile tekrar yok etmeyi denedi ama bunda da başarılı olamadı. Şimdi de Zerrab’ı kullanarak kontrollerinden kısmen çıkan Erdoğan iktidarını bozmaya çalışıyor. 

Rubin’nin mesajını bu açıdan değerlendirmek gerekir. Rubin’nin istediği Erdoğan’nın yargılanması değil, Erdoğan sonrası Amerikancı bir yönetimin iktidar olmasıdır. 

2019 SEÇİMLERİ ÇOK ÖNEMLİ

2019 seçimleri bu bakımdan çok önemlidir.

Bu seçimlerde 3 cumhurbaşkanı adayı yarışacağa benziyor. 1. AKP’nin adayı olarak Erdoğan, 2. Batı sistemine yakın Kılıçdaroğlu, Gül, Akşener ve HDPnin adayı 3. Kurtuluş savaşının anlamını bilen, tam bağımsızlıktan yana olan, İzmir marşını gönülden ve bilinçli olarak söyleyen Mustafa Kemal’in askerlerinin adayı. Bu grubun öncülüğünü Vatan Partisi yapıyor. MHP ise şimdilik Erdoğan ile irlikte görünmesine rağmen tutum değiştirebilir ve 3. Gruba katılabilir.

Görünen o ki, Erdoğan 2019’dan sonra olmayacak. Tam bağımsızlıktan yana olan vatanseverlerin, milliyetçilerin, halkçıların, devrimcilerin bir araya gelip güçlü bir aday ortaya çıkarmaları gerekiyor. Türkiye bu zor durumdan ancak bu şekilde çıkabilir.

Hiç yorum yok: