MİLLETİN
MUKADDERATI MECLİSİN ELİNDE OLMALI
“Ya İstiklal, ya ölüm”
parolasıyla 98 yıl önce başlayan bir büyük mücadele ve bir
büyük savaş sonrası Türk Milleti egemenliğine ve bağımsızlığına
kavuşmuş.
19 Mayıs 1919'dan 30 Ağustos 1922'ye
kadar yedi düvele ve padişah dahil yerli işbirlikçilere karşı
kan dökerek, şehitler vererek savaş ve milli egemenliğini kazan;
şimdi de 5 yıllığına da olsa egemenliği bir kişiye
devretmenin yolunu açan bir halk oylaması yap. Bu gerçekten de
utanç verici ve kabul edilemez bir durum.
Türk Milleti bu savaşı TBMM ve onun
reisi Mustafa Kemal Atatürk eliyle yürütmüştür. Ordu Meclis'in
ordusudur, başkumandan da Meclisin emrindedir.
Okuyun bakalım, 30 Ağustos'u takip
eden günlerde Gazi Paşa Meclis'e nasıl bilgi vermiş:
"Milletin
mukadderatını doğrudan doğruya deruhde ederek yeis yerine ümit,
perişanlık yerine intizam, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve
yokluktan koskoca bir varlık çıkaran Meclisimizin,
civanmert ve kahraman ordularının başında bir asker sadakat ve
itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiş olduğumdan dolayı, bir
insan kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuniyet içindeyim.
Kalbim bu meserretle dolu olarak pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı
bütün dünyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve istiklâl
fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum"
Yapılmak
istenen anayasa değişikliği işte bu Gazi Meclis'e ihanettir.
Bu
egemenlik ve bağımsızlık savaşı kazanılmıştır çünkü
orduların arkasında “Milletin
mukadderatını doğrudan doğruya deruhde ederek yeis yerine ümit,
perişanlık yerine intizam, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve
yokluktan koskoca bir varlık çıkaran”
bir meclis var ve meclisin “civanmert
ve kahraman ordularının başında” Meclis'e
“bir asker sadakat ve itaatiyle” bağlı
olarak
görev
yapan Mustafa Kemal Paşa var.
Meclis
Mustafa Kemal'in emrinde değil, tam tersi Mustafa Kemal Meclis'in
emrinde..
Bugünlerde
ikinci istiklal savaşından söz ediyoruz. Anayasa değişikliği
kabul edilirse, kim yürütecek bu savaşı?
Cevap:
Cumhurbaşkanı.
Cumhurbaşkanının
arkasında meclis yok ve cumhurbaşkanı meclisin emrinde değil,
denetiminde de değil. .
Bakanlar
onun emrinde, ordu onun emrinde ama cumhurbaşkanı güçlü değil.
Yetkisi çok ama gücü yok.
Meclisi
yani milleti arkasına almayan hiç kimse tek başına bu savaşta
milletimizi başarıya götüremez. Böy bir adam aslında tek adam
değil, yalnız adamdır.
Sadece
savaşta değil, ekonomik dar boğazdan çıkmada da başarıyı
yalnız adam sağlayamaz.
Birinci
meclisi, Mustafa Kemal Atatürk'ü örnek alalım, bırakalım
milletimizin mukederatını TBMM deruhte etsin.
Yalnız
ve zayıf adam değil, millet egemen olsun.
Oyumuz
“hayır”olsun, hayırlı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder