1 Mart 2017 Çarşamba

MİLLETİN MUKADDERATI MECLİSİN ELİNDE OLMALI

“Ya İstiklal, ya ölüm” parolasıyla 98 yıl önce başlayan bir büyük mücadele ve bir büyük savaş sonrası Türk Milleti egemenliğine ve bağımsızlığına kavuşmuş.

19 Mayıs 1919'dan 30 Ağustos 1922'ye kadar yedi düvele ve padişah dahil yerli işbirlikçilere karşı kan dökerek, şehitler vererek savaş ve milli egemenliğini kazan; şimdi de 5 yıllığına da olsa egemenliği bir kişiye devretmenin yolunu açan bir halk oylaması yap. Bu gerçekten de utanç verici ve kabul edilemez bir durum.

Türk Milleti bu savaşı TBMM ve onun reisi Mustafa Kemal Atatürk eliyle yürütmüştür. Ordu Meclis'in ordusudur, başkumandan da Meclisin emrindedir.

Okuyun bakalım, 30 Ağustos'u takip eden günlerde Gazi Paşa Meclis'e nasıl bilgi vermiş:

"Milletin mukadderatını doğrudan doğruya deruhde ederek yeis yerine ümit, perişanlık yerine intizam, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskoca bir varlık çıkaran Meclisimizin, civanmert ve kahraman ordularının başında bir asker sadakat ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiş olduğumdan dolayı, bir insan kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuniyet içindeyim. Kalbim bu meserretle dolu olarak pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı bütün dünyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve istiklâl fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum" 

Yapılmak istenen anayasa değişikliği işte bu Gazi Meclis'e ihanettir.

Bu egemenlik ve bağımsızlık savaşı kazanılmıştır çünkü orduların arkasında “Milletin mukadderatını doğrudan doğruya deruhde ederek yeis yerine ümit, perişanlık yerine intizam, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskoca bir varlık çıkaran” bir meclis var ve meclisin “civanmert ve kahraman ordularının başında” Meclis'e “bir asker sadakat ve itaatiyle” bağlı olarak görev yapan Mustafa Kemal Paşa var.

Meclis Mustafa Kemal'in emrinde değil, tam tersi Mustafa Kemal Meclis'in emrinde..

Bugünlerde ikinci istiklal savaşından söz ediyoruz. Anayasa değişikliği kabul edilirse, kim yürütecek bu savaşı?

Cevap: Cumhurbaşkanı.

Cumhurbaşkanının arkasında meclis yok ve cumhurbaşkanı meclisin emrinde değil, denetiminde de değil. .

Bakanlar onun emrinde, ordu onun emrinde ama cumhurbaşkanı güçlü değil. Yetkisi çok ama gücü yok.

Meclisi yani milleti arkasına almayan hiç kimse tek başına bu savaşta milletimizi başarıya götüremez. Böy bir adam aslında tek adam değil, yalnız adamdır.

Sadece savaşta değil, ekonomik dar boğazdan çıkmada da başarıyı yalnız adam sağlayamaz.

Birinci meclisi, Mustafa Kemal Atatürk'ü örnek alalım, bırakalım milletimizin mukederatını TBMM deruhte etsin.

Yalnız ve zayıf adam değil, millet egemen olsun.

Oyumuz “hayır”olsun, hayırlı olsun.

Hiç yorum yok: