23 Mart 2017 Perşembe

ÖNCE DÜRÜSTLÜK GEREK

Türk Milletinin gerçek sorunları bir yana bırakıldı, "evet hayır" tartışması yapılıyor.

Politikacılara ve halkımıza hatırlatmak lazım:

Millet aç, işsizlik artıyor, halkın da devletin de, özel sektörün de borçları artıyor. Gelir dağılımı giderek bozuluyor. Açlık sınırının altında yaşamaya çalışan binlerce vatandaşımız var. Tüm dünyada enflasyon ortalaması % 1-2 iken bizde % 10'nu geçmiş durumda.

Bunlara çare aranmıyor; varsa da yoksa da "evet mi hayır mı".

Sanayileşme tartışılmıyor, tarım tartışılmıyor, hayvancılık tartışılmıyor; üretim nasıl artar da millet zenginleşir konuşan yok. Refahı artıralım ve tabana yayılım diyen yok.

Televizyonlarda, gazetelerde, salonlarda, meydanlarda "evet hayır" konuşuluyor.

DÜRÜST OLMAK LAZIM

"Evet hayır" kampanyası sürüyor ama dürüstlük de yok.

Halk oylaması sürecinde halkın sağlıklı karar vermesi yalanlarla, zorbalıklarla engellenmeğe çalışılıyor. Devletin tüm imkanları haksız biçimde “Evet” denmesi için kullanılıyor.

AKP'nin afişlerine, söylemlerine bakıyorum, şaşırıyorum ve halkı yanıltmaya yönelik söylemleri görünce ben utanıyorum.

Afişlerde neler var ve doğrusu nedir, bazılarını açıklamak isterim:

Güçlü Meclis” deniyor ama aslı öyle değil. 

Meclis yasama organıdır ve iki görevi ve yetkisi var: Kanun yapmakve hükumeti yani yürütmeyi denetlemek. Değişiklik teklifi ile meclisin yasama yetkisi cumhurbaşkanına aktarılıyor. Denetim yetkisi ise tamamen kaldırılıyor.

Cumhurbaşkanı ve bakanlar meclisin dışında ve meclisin kontrolünden kurtulmuş durumda görev yapacak. Bakanlar meclise bile gelmeyecek, sarayda oturacak. Millet 5 yıl boyunca kendi kaderi üzerinde söz sahibi olamayacak.

Yargı tarafsız ve bağımsız olacak” ifadesi de doğru değil. 

Anayasa ve HSK'nun üyelerinin çoğunluğunu doğrudan veya dolaylı olarak cumhurbaşkanı belirleyecek. Böyle bir sistemde yargı bağımsız ve tarafsız olabilir mi?

Cumhurbaşkanı artık sorumlu olacak” deniyor ama bu da doğru değil. 

Değişiklik gerçekleşirse, cumhurbaşkanı suç işlerse (hırsızlık, gasp, adam yaralama ve öldürme gibi..) 301 milletvekilinin teklifi ve 400 milletvekilinin onayı ile yargılanabilecek. Siyasi sorumluluğu ise hiç yok. Yaptıklarından ve çıkardığı kanunlardan dolayı kimseye hesap vermeyecek. 

Millete hesap verecek deniyor ama bu ancak 5 yıl sonra cumhurbaşkanının tekrar aday olması ile kısmen mümkün. Aday olmazsa ne olacak? Hesap filan sorulamayacak, yaptığı yanına kâr kalacak. Ömür boyu da hesap sorulamayacak.

Sanırım bu kadarı yeter ve umarım ki, milletimiz bu gerçekleri görür ve "HAYIR" oyu vererek demokrasiyi ve cumhuriyeti korur. 


Hiç yorum yok: