ÖNCE
DÜRÜSTLÜK GEREK
Türk Milletinin gerçek sorunları bir
yana bırakıldı, "evet hayır" tartışması yapılıyor.
Politikacılara ve halkımıza hatırlatmak lazım:
Millet aç, işsizlik artıyor, halkın
da devletin de, özel sektörün de borçları artıyor. Gelir
dağılımı giderek bozuluyor. Açlık sınırının altında
yaşamaya çalışan binlerce vatandaşımız var. Tüm dünyada
enflasyon ortalaması % 1-2 iken bizde % 10'nu geçmiş durumda.
Bunlara çare aranmıyor; varsa da
yoksa da "evet mi hayır mı".
Sanayileşme tartışılmıyor, tarım
tartışılmıyor, hayvancılık tartışılmıyor; üretim nasıl
artar da millet zenginleşir konuşan yok. Refahı artıralım ve
tabana yayılım diyen yok.
Televizyonlarda, gazetelerde,
salonlarda, meydanlarda "evet hayır" konuşuluyor.
DÜRÜST OLMAK LAZIM
"Evet hayır" kampanyası sürüyor ama
dürüstlük de yok.
Halk oylaması sürecinde halkın
sağlıklı karar vermesi yalanlarla, zorbalıklarla engellenmeğe
çalışılıyor. Devletin tüm imkanları haksız biçimde “Evet”
denmesi için kullanılıyor.
AKP'nin afişlerine, söylemlerine
bakıyorum, şaşırıyorum ve halkı yanıltmaya yönelik söylemleri
görünce ben utanıyorum.
Afişlerde neler var ve doğrusu nedir,
bazılarını açıklamak isterim:
“Güçlü Meclis” deniyor
ama aslı öyle değil.
Meclis yasama organıdır ve iki görevi ve
yetkisi var: Kanun yapmakve hükumeti yani yürütmeyi denetlemek.
Değişiklik teklifi ile meclisin yasama yetkisi cumhurbaşkanına
aktarılıyor. Denetim yetkisi ise tamamen kaldırılıyor.
Cumhurbaşkanı ve bakanlar meclisin
dışında ve meclisin kontrolünden kurtulmuş durumda görev
yapacak. Bakanlar meclise bile gelmeyecek, sarayda oturacak. Millet 5 yıl
boyunca kendi kaderi üzerinde söz sahibi olamayacak.
“Yargı tarafsız ve bağımsız
olacak” ifadesi de doğru
değil.
Anayasa ve HSK'nun üyelerinin çoğunluğunu doğrudan veya
dolaylı olarak cumhurbaşkanı belirleyecek. Böyle bir sistemde
yargı bağımsız ve tarafsız olabilir mi?
“Cumhurbaşkanı artık sorumlu
olacak” deniyor ama bu da
doğru değil.
Değişiklik gerçekleşirse, cumhurbaşkanı suç
işlerse (hırsızlık, gasp, adam yaralama ve öldürme gibi..) 301
milletvekilinin teklifi ve 400 milletvekilinin onayı ile
yargılanabilecek. Siyasi sorumluluğu ise hiç yok. Yaptıklarından ve çıkardığı kanunlardan dolayı kimseye hesap
vermeyecek.
Millete hesap verecek deniyor ama bu ancak 5 yıl sonra
cumhurbaşkanının tekrar aday olması ile kısmen mümkün. Aday
olmazsa ne olacak? Hesap filan sorulamayacak, yaptığı yanına kâr
kalacak. Ömür boyu da hesap sorulamayacak.
Sanırım bu kadarı yeter ve umarım ki, milletimiz bu gerçekleri görür ve "HAYIR" oyu vererek demokrasiyi ve cumhuriyeti korur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder