18 Mart 2017 Cumartesi

KÜRESELLEŞME VE MİLLİ DEVLETLER

Yıllardır televizyonlarda şu söyleniyor, gazetelerde, kitaplarda şu yazılıyor.

“Milli devlet bitiyor. Onun yerini çok uluslu şirketler, IMF, Dünya Bankası gibi Uluslararası şirketler alıyor. Ancak, milli devlet yok edilmiyor; tersine, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar küreselleşmeye göre yeniden yapılandırılıyor.”

Bu değişim normal bir gelişme olarak takdim ediliyor.

Oysa bu süreç küresel güçlerin, Uluslararası şirketlerin bir eseridir.

Küresel güçler yıllardır milli devletlere saldırıyor. Ekonomik, siyasi ve kültürel dayatmalarda bulunuyor. Yetmezse askerlerini kullanıp ölüm kusuyorlar.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerin milli devlet olma özelliği tırpanlanıyor ve küresel güçlere hizmet edecek hale getiriliyor.

Küresel güçler milli devletlerin şu yönlerde değişmesini sağlamaya çalışıyor.

Milli egemenlik ve tam bağımsızlık ilkelerinden taviz verilecektir.

Devlet piyasanın ve Uluslararası şirketlerin hizmetine girecektir.

Mal ve sermayenin dolaşımı için gümrük duvarları yıkılacaktır.

Sosyal devlet ilkeleri terk edilecek

Ülke topraklarının yabancılara satışındaki engeller kaldırılacak.

Devlet yatırımları özelleştirilecek.

Küreselleşme olgusu gelişmekte olan ülkeler lehine gelişti. Başta ABD olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri zenginleşti.

Ülkeler zenginleşti ama bu ülkelerde de zenginlik belirli ellerde toplandı. Gelir dağılımı oralarda da bozuldu. Ülke halkı oralarda da borçlandı.

Avrupa’daki siyasi gelişmelere bu açıdan bakmak gerek. İnsanlar ulusalcı söylemlere önem vermeye başladı. Şimdilerde gazetelerde okuduğumuz “ırkçı partiler” oylarını artırıyor söyleminin ana nedeni işte bu liberal ekonomiye ve milli devletlerin zayıflatılmasına yönelik gelişmelere karşı oluşan bir cevaptır.

İnsanın insanı sömürmesinin önüne ancak milli, demokratik devletlerin güçlenmesi ile mümkündür.

Para siyasi ve ekonomik güç olunca demokratik yönetim de tam anlamıyla gerçekleşmiyor. İnsanlığın refahı ve mutluluğu ancak paranın gücünün azaltılması ile mümkün olur.


Geniş halk kitleleri siyasi ve ekonomik sisteme hâkim olmadan bu değişimi sağlamak imkansızdır. Halk önderlerine büyük görev düşüyor.

Hiç yorum yok: