25 Şubat 2017 Cumartesi

PROF. DR. ERSAN ŞEN’İ DİNLEDİK

Yeni Ufuklar Derneği’nin düzenlediği toplantıda Prof. Dr. Ersan Şen’i dinleme fırsatı bulduk. Bu fırsatı veren dernek yöneticilerine teşekkür ediyorum.

Sayın Ersan Şen iki saate yakın konuştu ama yapılmak istenen değişikliklerden yeteri kadar söz etmedi. Doğrusu bu konuşma beni hayal kırıklığına uğrattı.

Sayın konuşmacı, değişikliklerden sadece Anayasa değişikliği ile yeni adı HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) şeklinde değişecek olan HSYK’nin yeni yapısından söz etti. Bu değiş

Peki, nelerden söz etmedi diye sorarsanız, sıralayalım:

“Cumhurbaşkanlığı Sistemi” diye sunulan Anayasa değişikliği teklifinin asıl hedefinin dünyadaki örneklere benzer bir “başkanlık sistemi” kurmak değil, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıp “kuvvetler birliği” sistemi kurarak tüm yetkiyi “Tek adam”a devretmek olduğundan ve yasama ve yürütme kuvvetlerini “Tek Adam’da birleşeceğinden söz etmedi.

Anayasa değişikliği ile parlamenter sistemin ortadan kalktığından ve Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nun yok olacağından söz etmedi.

Tek bir kişiye, halkın oyları ile seçilen Meclis’i feshetme, ülkeyi sürekli olağanüstü halle, kanun hükmünde kararname ile yönetme yetkisi verileceğinden söz etmedi.

Cumhurbaşkanının sayısı belli olmayan tüm bakanları ve yardımcılarını kendisinin belirleyeceğinden ve yaptığı atamaların Meclis ya da başka bir organ tarafından onaylanmayacağından ve denetlenemeyeceğinden söz etmedi.

Sayısı belli olmayan bu söz konusu bakan ve cumhurbaşkanı yardımcılarının Meclis’e dolayısı ile halka karşı değil Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacağından; cumhurbaşkanının ağzından ne çıkarsa onu yapacaklarından; cumhurbaşkanı atadıklarını istediği zaman görevden alabileceği için, ona itiraz etmelerinin de mümkün olamayacağından söz etmedi.

Cumhurbaşkanının üst kademe kamu görevlilerini atayabileceğinden, görevlerine son verebileceğinden, atamalara ilişkin esaslar yine cumhurbaşkanın çıkaracağı kararname ile belirleyeceğinden, tüm bürokrasinin sadece cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacağından söz etmedi.

Anayasa’ya göre yasama yetkisi meclisindir ve devredilemez, ancak Anayasa değişikliği halk oylamasından geçerse cumhurbaşkanına kanunla düzenlenmeyen bir konuyu kararnameyle düzenleme, yasal boşlukları kararnameyle doldurma yetkisi verileceğinden söz etmedi.

Cumhurbaşkanının tek başına, kendi bakanlarından bile görüş almasına gerek olmadan olağanüstü hal (OHAL) ilan edebileceğinden; olağanüstü hal ilan nedenleri de arttırıldığından, savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, doğal afet, salgın hastalık ve ağır ekonomik bunalım gibi birbiri ile ilişkisiz konuların OHAL ilanına gerekçe yapılacağından söz etmedi.

Cumhurbaşkanı ve atadığı bakanlar suç işledikleri takdirde 400 milletvekili izin vermezse yargılanmasının mümkün olmadığından ve cumhurbaşkanın siyasi bir sorumluluğunun olmadığından söz etmedi.

Meclis’e ait bulunan bütçe yapma yetkisinin Cumhurbaşkanına devredileceğinden söz etmedi.

Bunlar benim hatırladıklarım. Eminim yapılmak istenen bu değişikliklerle ilgili anlatılması gereken başka hususlar da vardı ama dinleyemedik.

HSYK’nin yeni yapısından söz etti ama bu değişikliğin yargı bağımsızlığını tamamen ortadan kaldıracağından net bir şekilde söz etmedi.

Ve bütün bu değişikliklerin Türkiye Cumhuriyeti’ni nerelere sürükleyeceğinde söz etmedi.

Halk oylaması ile ilgili olarak halkımızı aydınlatmak isteyen kurum ve kişilerin konuşmacı belirlerken daha dikkatli davranması gerektiğine inanıyorum. Umarım bundan sonraki toplantılar daha verimli olur.

Hiç yorum yok: