PROF. DR. ERSAN ŞEN’İ DİNLEDİK
Yeni Ufuklar Derneği’nin düzenlediği toplantıda Prof. Dr.
Ersan Şen’i dinleme fırsatı bulduk. Bu fırsatı veren dernek yöneticilerine
teşekkür ediyorum.
Sayın Ersan Şen iki saate yakın konuştu ama yapılmak istenen
değişikliklerden yeteri kadar söz etmedi. Doğrusu bu konuşma beni hayal
kırıklığına uğrattı.
Sayın konuşmacı, değişikliklerden sadece Anayasa değişikliği
ile yeni adı HSK (Hakimler ve Savcılar Kurulu) şeklinde değişecek olan HSYK’nin
yeni yapısından söz etti. Bu değiş
Peki, nelerden söz etmedi diye sorarsanız, sıralayalım:
“Cumhurbaşkanlığı Sistemi” diye sunulan Anayasa değişikliği
teklifinin asıl hedefinin dünyadaki örneklere benzer bir “başkanlık sistemi”
kurmak değil, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıp “kuvvetler birliği” sistemi
kurarak tüm yetkiyi “Tek adam”a devretmek olduğundan ve yasama ve yürütme
kuvvetlerini “Tek Adam’da birleşeceğinden söz etmedi.
Anayasa değişikliği ile parlamenter sistemin ortadan
kalktığından ve Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nun yok olacağından söz etmedi.
Tek bir kişiye, halkın oyları ile seçilen Meclis’i feshetme,
ülkeyi sürekli olağanüstü halle, kanun hükmünde kararname ile yönetme yetkisi
verileceğinden söz etmedi.
Cumhurbaşkanının sayısı belli olmayan tüm bakanları ve yardımcılarını
kendisinin belirleyeceğinden ve yaptığı atamaların Meclis ya da başka bir organ
tarafından onaylanmayacağından ve denetlenemeyeceğinden söz etmedi.
Sayısı belli olmayan bu söz konusu bakan ve cumhurbaşkanı
yardımcılarının Meclis’e dolayısı ile halka karşı değil Cumhurbaşkanına karşı
sorumlu olacağından; cumhurbaşkanının ağzından ne çıkarsa onu yapacaklarından;
cumhurbaşkanı atadıklarını istediği zaman görevden alabileceği için, ona itiraz
etmelerinin de mümkün olamayacağından söz etmedi.
Cumhurbaşkanının üst kademe kamu görevlilerini atayabileceğinden,
görevlerine son verebileceğinden, atamalara ilişkin esaslar yine cumhurbaşkanın
çıkaracağı kararname ile belirleyeceğinden, tüm bürokrasinin sadece
cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacağından söz etmedi.
Anayasa’ya göre yasama yetkisi meclisindir ve devredilemez,
ancak Anayasa değişikliği halk oylamasından geçerse cumhurbaşkanına kanunla
düzenlenmeyen bir konuyu kararnameyle düzenleme, yasal boşlukları kararnameyle
doldurma yetkisi verileceğinden söz etmedi.
Cumhurbaşkanının tek başına, kendi bakanlarından bile görüş
almasına gerek olmadan olağanüstü hal (OHAL) ilan edebileceğinden; olağanüstü
hal ilan nedenleri de arttırıldığından, savaş, savaşı gerektirecek bir durumun
baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, doğal afet, salgın hastalık ve ağır
ekonomik bunalım gibi birbiri ile ilişkisiz konuların OHAL ilanına gerekçe
yapılacağından söz etmedi.
Cumhurbaşkanı ve atadığı bakanlar suç işledikleri takdirde
400 milletvekili izin vermezse yargılanmasının mümkün olmadığından ve
cumhurbaşkanın siyasi bir sorumluluğunun olmadığından söz etmedi.
Meclis’e ait bulunan bütçe yapma yetkisinin Cumhurbaşkanına
devredileceğinden söz etmedi.
Bunlar benim hatırladıklarım. Eminim yapılmak istenen bu
değişikliklerle ilgili anlatılması gereken başka hususlar da vardı ama
dinleyemedik.
HSYK’nin yeni yapısından söz etti ama bu değişikliğin yargı bağımsızlığını
tamamen ortadan kaldıracağından net bir şekilde söz etmedi.
Ve bütün bu değişikliklerin Türkiye Cumhuriyeti’ni nerelere
sürükleyeceğinde söz etmedi.
Halk oylaması ile ilgili olarak halkımızı aydınlatmak
isteyen kurum ve kişilerin konuşmacı belirlerken daha dikkatli davranması
gerektiğine inanıyorum. Umarım bundan sonraki toplantılar daha verimli olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder