ŞEHİT KANLARI NE OLACAK?
İnsanlık tarihi bir bakıma insanın insana tahakküm etmesi ve
insanın insanı sömürmesinin hikayesidir.
Tarihin sayfalarını katliamlar, zulümler, eziyetler ve
bunlara yapılan karşı bireysel veya toplu isyanlar doldur.
Tam anlamıyla çelişkilerle dolu bir insanlık geçmişi var.
Egemenler de var, köleleştirilmiş kula dönüşmüş insanlar da var; sömüren de
var, sömürülen de var; zulmeden de var, mazlumlar da var; zenginler de var,
yoksullar da var; sermaye de var, emek de var.
Bilim sanayileşmeyi sağlamış, sanayileşme kapitalizmi
doğurmuş ve para hem ekonomik hem siyasi hem de askeri güç olmuş.
Köleliğe karşı, sömürüye karşı, tahakküme karşı, paranın
gücüne karşı isyanlar ve devrimler ve bu eylemleri destekleyen ve tetikleyen
gerçek aydınlar, düşünürler ve yazarlar sayesinde insanlar belirli hak ve
özgürlükler elde etmiş.
Demokratik devrimler yapılmış, milli devletler ortaya
çıkmış. Demokratik, laik, hukuk devlet biçimi bu özgürlüklerin ve hakların
teminatı olmuş.
İşte bu nedenle sömürüye doymayan para sahipleri bu milli
devletlere saldırıyor. Bu devletlerdeki demokratik yapıyı dejenere etmeye
uğraşıyor. Hukukun üstünlüğü yerine seçkinlerin üstünlüğünü sağlamak için
gayret gösteriyor.
Milli devletleri parçalamak için, etnik kimlikleri, mezhepleri
ön plana çıkarıyor.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
BİZİM SON KALEMİZDİR
Türkiye Cumhuriyeti bizim milli devletimizdir. O bizim
sonuna kadar savunmamız gereken kalemizdir. Bu kale sağlam kalırsa özgür ve
bağımsız oluruz.
Ne yazık ki bu kale şimdi muhasara altında. Bir yandan dış
güçler diğer yandan içimizdeki bazı bedhahlar kalemize saldırıyor. Kalemiz yani
özgürlüklerimiz, haklarımız, her türlü maddi ve manevi değerlerimize tehdit
altında.
Emperyalizme ve içimizdeki bize tahakküm etmek isteyen kişilere
karşı bu milli demokratik devrimimizi yaptık ve kalemizi inşa ettik. Egemenlik
Türk Milletinindir dedik. Türk milletinin her bir ferdi bu ülkenin hukuk önünde
eşit vatandaşıdır dedik. Milleti özgür, devleti bağımsız kıldık. Kulluktan
çıktık, başı dik vatandaş olduk.
DEMOKRASİ YOKSA
KULLUK VARDIR
Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, düşünce ve basın
özgürlüğü yoksa ve milletin temsilcilerinden oluşan meclisin yetkileri elinden
alınmışsa, bakanlar halkın denetiminden çıkmışsa o ülkede demokrasi yok
demektir.
Demokrasi olmadan hak ve özgürlükler olmaz. Demokrasi elden
giderse kulluk geri gelir. Milletin kaderi 3-5 kişinin elinde kalır.
Önümüzde bir halk oylaması var. Bu oylamada 1876 yılında
başlayan ve “İstiklal Harbi” ile zirve yapan milli demokratik devrim oylanacak.
Ya devam diyeceğiz ya da karşı devrime teslim olacağız.
Önümüze konan anayasa değişikliği ile kazandıklarımız
elimizden alınmak isteniyor. Millete ait egemenlik zedeleniyor ve bir adam
egemenliğimize ortak edilmek isteniyor. Türkiye fermanlarla yönetilmek
isteniyor.
Türk milleti “Müdafaa-i Hukuk” anlayışı içinde kurduğu
Türkiye Cumhuriyeti'ne “HAYIR” oyları ile sahip çıkmalıdır. Özgürlükten kulluğa
geçişe izin vermemelidir.
Şehit kanları ile kazanılan hak ve özgürlükler yasa ile yok
edilemez; edilemeyeceği de görülecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder