20 Şubat 2017 Pazartesi

ŞEHİT KANLARI NE OLACAK?

İnsanlık tarihi bir bakıma insanın insana tahakküm etmesi ve insanın insanı sömürmesinin hikayesidir.

Tarihin sayfalarını katliamlar, zulümler, eziyetler ve bunlara yapılan karşı bireysel veya toplu isyanlar doldur.

Tam anlamıyla çelişkilerle dolu bir insanlık geçmişi var. Egemenler de var, köleleştirilmiş kula dönüşmüş insanlar da var; sömüren de var, sömürülen de var; zulmeden de var, mazlumlar da var; zenginler de var, yoksullar da var; sermaye de var, emek de var.

Bilim sanayileşmeyi sağlamış, sanayileşme kapitalizmi doğurmuş ve para hem ekonomik hem siyasi hem de askeri güç olmuş.

Köleliğe karşı, sömürüye karşı, tahakküme karşı, paranın gücüne karşı isyanlar ve devrimler ve bu eylemleri destekleyen ve tetikleyen gerçek aydınlar, düşünürler ve yazarlar sayesinde insanlar belirli hak ve özgürlükler elde etmiş.

Demokratik devrimler yapılmış, milli devletler ortaya çıkmış. Demokratik, laik, hukuk devlet biçimi bu özgürlüklerin ve hakların teminatı olmuş.

İşte bu nedenle sömürüye doymayan para sahipleri bu milli devletlere saldırıyor. Bu devletlerdeki demokratik yapıyı dejenere etmeye uğraşıyor. Hukukun üstünlüğü yerine seçkinlerin üstünlüğünü sağlamak için gayret gösteriyor.

Milli devletleri parçalamak için, etnik kimlikleri, mezhepleri ön plana çıkarıyor.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİZİM SON KALEMİZDİR

Türkiye Cumhuriyeti bizim milli devletimizdir. O bizim sonuna kadar savunmamız gereken kalemizdir. Bu kale sağlam kalırsa özgür ve bağımsız oluruz.

Ne yazık ki bu kale şimdi muhasara altında. Bir yandan dış güçler diğer yandan içimizdeki bazı bedhahlar kalemize saldırıyor. Kalemiz yani özgürlüklerimiz, haklarımız, her türlü maddi ve manevi değerlerimize tehdit altında.

Emperyalizme ve içimizdeki bize tahakküm etmek isteyen kişilere karşı bu milli demokratik devrimimizi yaptık ve kalemizi inşa ettik. Egemenlik Türk Milletinindir dedik. Türk milletinin her bir ferdi bu ülkenin hukuk önünde eşit vatandaşıdır dedik. Milleti özgür, devleti bağımsız kıldık. Kulluktan çıktık, başı dik vatandaş olduk.

DEMOKRASİ YOKSA KULLUK VARDIR

Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, düşünce ve basın özgürlüğü yoksa ve milletin temsilcilerinden oluşan meclisin yetkileri elinden alınmışsa, bakanlar halkın denetiminden çıkmışsa o ülkede demokrasi yok demektir.

Demokrasi olmadan hak ve özgürlükler olmaz. Demokrasi elden giderse kulluk geri gelir. Milletin kaderi 3-5 kişinin elinde kalır.

Önümüzde bir halk oylaması var. Bu oylamada 1876 yılında başlayan ve “İstiklal Harbi” ile zirve yapan milli demokratik devrim oylanacak. Ya devam diyeceğiz ya da karşı devrime teslim olacağız.

Önümüze konan anayasa değişikliği ile kazandıklarımız elimizden alınmak isteniyor. Millete ait egemenlik zedeleniyor ve bir adam egemenliğimize ortak edilmek isteniyor. Türkiye fermanlarla yönetilmek isteniyor.

Türk milleti “Müdafaa-i Hukuk” anlayışı içinde kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne “HAYIR” oyları ile sahip çıkmalıdır. Özgürlükten kulluğa geçişe izin vermemelidir.


Şehit kanları ile kazanılan hak ve özgürlükler yasa ile yok edilemez; edilemeyeceği de görülecektir.

Hiç yorum yok: