21 Aralık 2016 Çarşamba

“SİSTEM”DEN ÇIKMALIYIZ

Terör dur durak bilmiyor.  Bir hafta içinde önce polislerimize, sonra askerlerimize saldırılar. Daha sonra da Türkiye-Rusya dostluğunun mimarlarından Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’u katlettiler.

Büyükelçiğe sıkılan kurşun aslında Türkiye’ye sıkıldı. Sıkan da belli, sıktıran da. Türkiye Batı sisteminden uzaklaştıkça kendisine yönelen eylemler de daha kanlı olmaya başladı.

1947 yılından bu yana ‘sistem’in içindeyiz. Bu tarihten bu yana başımıza gelmedik bela kalmadı. Son yıllarda ‘sistem’ giderek daha da azgınlaştı:

PKK terörünü başımıza bela etti, ülkeyi bölmeye kalktı. Binlerce insanımızın kaybına yol açtı.

FETO örgütünü kullanıp Türkiye’yi işgal etmeyi denendi.

Kıbrıs’taki haklarımızdan vaz geçmemiz için baskılar uyguladı.

Ermeni soykırım yalanını kabul etmemiz için bizi zorladı.

Ege adalarından bizi kovmaya kalktı.

Liberal ekonomi, açık kapı ekonomisi, küreselleşme adı altında ekonomik sömürü yolarını açık tutu. Sürekli sömürdü, bizi borç batağına batırdı.

Bütün bu belalardan kurtulmak için öncelikle ‘sistem’den çıkmamız gerek.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ‘sistem’in denetimi altında tuttukça, ne terör durur, ne ekonomi düzelir, ne dış politika Türkiye’nin lehine sonuç verir, ne de demokrasi tam ve gerçek işleyişine kavuşur.

AYDIN CAHİLLİĞİ

Bü gerçekleri göremeyen veya görmek istemeyen insanlarımız var. Kendisine aydın diyen bu insanların üç temel özelliği var:

Bilgileri kıt, kafaları sığ, takıntıları büyük.

Tüm bilgileri okudukları gezatenin yazdıklarından ve izledikleri televizyonun söylediklerinden ibaret. Araştırmadan, sorgulamadan sığ bir mantıkla olayları anlamaya çalışıyorlar; bir türlü gerçeği göremiyorlar.

Bu insanların en büyük zaaflarından birisi de Erdoğan ve AKP takıntısı.

Onlara göre, 24 Temmuz 2015 tarihinde başlayan, terörü silahlı güçlerimizle yok etme  harekatı “Saray savaşı” oluyor. İkinci İsrail (Kürt Koridoru) koridorunu önlemek için başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı “Suriye bataklığına girmek” oluyor. FETO’nun yaptığı darbe girişimi Errdoğan’ın iktidarını pekiştirmek için planladığı bir eylem oluyor.

Çoğunun iyi niyetinden asla şüphe etmediğim bu insanların haklı oldukları taraf elbette var. Erdoğan Vatan Savaşında hatalar yapıyor. Başkanlık dayatması, askeri okulların, hastahanelerin kapatılması, dış politikadaki tutarsızlıklar önemli yanlışlıkları. Bunları eleştirmek ve düzeltebilmek için bu insanlarımızın önce Vatan Savaşı mevzisinde doğru safta olmaları lazım.

YENİDEN MÜDAFAA-İ HUKUK

Temennimiz odur ki, iktidarı ve muhalefeti ile tüm siyasilerimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, tüm meslek odalarımız, sendikalarımız, demokratik kitle örgütlerimiz özetle tüm milletimiz ‘sistem’e hayır der ve Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden tam bağımsız kılarız.


Kurtuluş, “Müdafaa-i Hukuk” doktirinine dönmekten geçer, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine dönmekten geçer.

Hiç yorum yok: