ATATÜRK’E
İHANETİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ
Soruyor insanlar;
Türkiye nasıl bu hale geldi? Ne oldu bize? Bu patlayan bombalar nedendir?
Kentlerimiz neden harabeye döndü? Gençlerimiz neden şehit oluor? Bu yoksulluk,
bu sefalet nerden geliyor?
Cevap basit:
İhanet ettik; Atatürk’e ihanet ettik; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu
değerlerine ihanet ettik. Yanlış yollara saptık, yanlış adamların peşinden
gittik.
Atatürk “Tam
Bağımsızlık” diyordu, biz 1947’den itibaren bağımsızlığımızdan taviz vermeye
başladık. Önce Amerika ile iş birliği anlaşması yaptık, sonra NATO ve AB...
Karar alma mekanizmalarını başka uluslara veya uluslararası kurumlara bıraktık.
Atatürk bizi padişahın
kulu olmaktan çıkarıp, özgür ve eşit vatandaş yapmıştı, biz bunun kıymetini bilemedik.
Osmanlı hayallerine kapılıp başımıza padişah arar olduk. Vatandaşlıktan
vazgeçip yeniden kul olmanın yollarına saptık.
Atatürk “Egemenlik
Milletindir” dedi, biz TBMM’ni tasfiye edip, egemenliği tek adama vermenin
hazırlıklarını yaptık ve yapıyoruz.
Atatürk “Hayatta
en hakiki yol gösterici ilimdir” dedi. Ülkeyi bilimin ışığı ile aydınlatmaya
şalıştı; biz bilimi bir yana koyup, hurafelerin, batıl inançların, dogmatik
düşüncelerin karanlığını tercih ettik.
Atatürk
savunmamız milli olsun, eğitimimzi milli olsun, iktisadımız milli olsun dedi.
NATO’ya girip, vatan savunmasını başka milletlerin ordusuna
emanet ettik.
Eğitimiz, o kadar
millilikten çıkardık ki, okullarda İngilizce eğtim vermeye başladık. Milli eğitimin
yerini ya Amerikancı eğitim aldı ya da Arapçı eğitim aldı.
Ekonomik
kararlarımızı yabancıların önerilerine, nasihatlarına ve dayatmalarına göre
aldık. IMF, Dünya Bankası ve Batılı kapitalistlerin kurumları iktisadımızı
yönetir oldu.
Atatürk
"Türkiye Cumhuriyetini kuran halka, Türk Milleti denir" ve "Türk, Kürt, Laz, Çerkez bunlar hepsi
aynı soyun evlatları, aynı cevherin damarlarıdır" demiş ve Anadolu halkını
Türk Milleti kazanında kaynatıp, birleştirmişti. Biz etnik kimlik, dini inanç
ve mezhep farklılıklarını ön planna çıkarıp Türk Milletini parçalamaya
çalıştık.
Atatürk iktisaden güçlü olmadan bağımsılık olmaz
diyerek, tarımı geliştirmeye çalıştı, fabrikalar kurdu, bankalar açtı. Biz
tarımı öldürüp saman ithal eder hale geldik. Atatürük’ün kurduğu fabrikaları,
bankaları yok pahasına hem de
yabancılara satttık. Üreteceğimize, borç alarak geçinmeye çalıştık. Ne
sanayimizi geliştirebildik, ne de tarım ve hayvancılığımızı.
Atatürk vatan
topraklarını aziz bildi; biz topraklarımızı, ormanlarımızı, derelerimizi
yabancılara sattık. Katar şeyhine Trabzon’u, Rize’yi pazarlamaya kalktık.
Türk Milleti
yeniden bağımsız ve özgür olmak istiyorsa, egemenlik yeniden kendisinde olsun
istiyorsa, yeniden güven ve refah içinde, kardeşce ve dostça yaşamak istiyorsa,
kulluğu bir tarafa bırakıp yeniden eşit vatandaş olmak istiyorsa yapacağı tek
şey var o da şu: Atatürk ilkelerine sarılmak ve
bu ilkeler doğrultusunda devleti
ve milleti yeniden şekillendirmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder