24 Aralık 2016 Cumartesi

ATATÜRK’E İHANETİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ

Soruyor insanlar; Türkiye nasıl bu hale geldi? Ne oldu bize? Bu patlayan bombalar nedendir? Kentlerimiz neden harabeye döndü? Gençlerimiz neden şehit oluor? Bu yoksulluk, bu sefalet nerden geliyor?

Cevap basit: İhanet ettik; Atatürk’e ihanet ettik; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ihanet ettik. Yanlış yollara saptık, yanlış adamların peşinden gittik.

Atatürk “Tam Bağımsızlık” diyordu, biz 1947’den itibaren bağımsızlığımızdan taviz vermeye başladık. Önce Amerika ile iş birliği anlaşması yaptık, sonra NATO ve AB... Karar alma mekanizmalarını başka uluslara veya uluslararası kurumlara bıraktık.

Atatürk bizi padişahın kulu olmaktan çıkarıp, özgür ve eşit vatandaş yapmıştı, biz bunun kıymetini bilemedik. Osmanlı hayallerine kapılıp başımıza padişah arar olduk. Vatandaşlıktan vazgeçip yeniden kul olmanın yollarına saptık.

Atatürk “Egemenlik Milletindir” dedi, biz TBMM’ni tasfiye edip, egemenliği tek adama vermenin hazırlıklarını yaptık ve yapıyoruz.

Atatürk “Hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir” dedi. Ülkeyi bilimin ışığı ile aydınlatmaya şalıştı; biz bilimi bir yana koyup, hurafelerin, batıl inançların, dogmatik düşüncelerin karanlığını tercih ettik.

Atatürk savunmamız milli olsun, eğitimimzi milli olsun, iktisadımız milli olsun dedi.

NATO’ya girip,  vatan savunmasını başka milletlerin ordusuna emanet ettik.

Eğitimiz, o kadar millilikten çıkardık ki, okullarda İngilizce eğtim vermeye başladık. Milli eğitimin yerini ya Amerikancı eğitim aldı ya da Arapçı eğitim aldı.

Ekonomik kararlarımızı yabancıların önerilerine, nasihatlarına ve dayatmalarına göre aldık. IMF, Dünya Bankası ve Batılı kapitalistlerin kurumları iktisadımızı yönetir oldu.

Atatürk "Türkiye Cumhuriyetini kuran halka, Türk Milleti denir"  ve "Türk, Kürt, Laz, Çerkez bunlar hepsi aynı soyun evlatları, aynı cevherin damarlarıdır" demiş ve Anadolu halkını Türk Milleti kazanında kaynatıp, birleştirmişti. Biz etnik kimlik, dini inanç ve mezhep farklılıklarını ön planna çıkarıp Türk Milletini parçalamaya çalıştık.  

Atatürk   iktisaden güçlü olmadan bağımsılık olmaz diyerek, tarımı geliştirmeye çalıştı, fabrikalar kurdu, bankalar açtı. Biz tarımı öldürüp saman ithal eder hale geldik. Atatürük’ün kurduğu fabrikaları, bankaları  yok pahasına hem de yabancılara satttık. Üreteceğimize, borç alarak geçinmeye çalıştık. Ne sanayimizi geliştirebildik, ne de tarım ve hayvancılığımızı.

Atatürk vatan topraklarını aziz bildi; biz  topraklarımızı, ormanlarımızı, derelerimizi yabancılara sattık. Katar şeyhine Trabzon’u, Rize’yi pazarlamaya kalktık.


Türk Milleti yeniden bağımsız ve özgür olmak istiyorsa, egemenlik yeniden kendisinde olsun istiyorsa, yeniden güven ve refah içinde, kardeşce ve dostça yaşamak istiyorsa, kulluğu bir tarafa bırakıp yeniden eşit vatandaş olmak istiyorsa yapacağı tek şey var o da şu: Atatürk ilkelerine sarılmak ve  bu ilkeler doğrultusunda devleti  ve milleti yeniden şekillendirmek. 

Hiç yorum yok: