MİLLİ İKTİDAR ŞART OLDU
Zarrab davasını Batı’nın Türkiye’ye saldırısının bir değişik
yönü olarak kabul etmek lazım. Amerika bu davayı Türkiye’yi kendi istediği gibi
davranması için kırbaç olarak kullanıyor. Bana karşı çıkamazsın demek istiyor.
Yanlış anlaşılmasın Zarrab’ın Türkiye’de rüşvet, komisyon
dağıtmadığını, yolsuzluklara bulaşmadığını iddia etmiyorum; böyle bir görüşte
de değilim. Zaten bunlar Amerika’yı
ilgilendirmiyor… Onların derdi yoldan çıkmış Türkiye’yi yola getirmek…
TARİHTEN DERS ÇIKARALIM
Sanayi devrimi yapıldıktan sonra sanayileşmiş ülkelerin ucuz
hammadde, ucuz işçilik ve uygun pazar arayışları arttı. Bu arayışlarını
karşılamak için Osmanlı devletini sömürü alanı haline getirdiler. Türkiye’nin tarım, ticaret, tabiî kaynaklar,
demiryolları bayındırlık tesisleri, gümrük ve maliye gelirleri Avrupa’nın
ekonomik güçlerinin hükmü altına girdi. Osmanlı devleti ekonomik olarak tam,
siyasi olarak ise yarı sömürge devletine dönüştü.
Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiğimiz bağımsızlık savaşı
ile bu zilletten kurtulduk. Kurtulduk ama 1940’lı yıllardan sonra aynı ekonomik
ve siyasi tuzağa düştük.
Özellikle 1980 sonrası emperyalizm büyük zaferler kazandı. Kullandıkları
silahlar şunlardı: Serbest ticaret, borçlandırma, özelleştirme, yabancı
sermaye, yabancıya toprak satışı, azınlıklar, sahte demokrasi, demokratik
özerklik, eşit vatandaşlık.
Bunları içimizdeki işbirlikçiler eliyle Türkiye’ye kabul
ettiriyorlar. Kimdir onlar derseniz sıralayalım: Milli olmayan sermaye, sahte
demokrasi yanlıları, siyasal İslamcılar, bölücüler, sahte Atatürkçüler,
vatansız solcular, NATO’cu milliyetçiler…
Ekonomik olarak sömürmeyi yeterli bulmayan emperyalist
güçler Batı Asya’yı kana buladılar ve vatanımızı bölmeye kalktılar. PKK, PYD,
FETO, YPG gibi terör örgütlerini bu amaçla kullanmaya kalktılar.
Devrin iktidarı, yani AKP büyük bir gaflet içinde bu
örgütlerle birlikte Türkiye’ye gelecek hazırlamaya kalktı. O zamanlar Erdoğan
Amerika’nın nezdinde çok makbul bir yöneticiydi. İktidara gelmesinde de büyük
gayretler göstermişlerdi.
ERDOĞAN DEĞİŞTİ, AMERİKA DA DEĞİŞTİ
Ne olduysa oldu, Erdoğan ve AKP yönetimi 7 Haziran
seçimlerinden sonra tavır değiştirdi ve PKK ve FETO’nun üzerine gitmeye
başladı. Erdoğan artık Amerika için alaşağı edilmesi gereken birisi olmuştu. 15 Temmuz’da bunu denediler. İçimizdeki
silahlı adamlarını Türkiye’yi işgal etmek için kullanmaya kalktılar ve derslerini
aldılar.
Kapitalizmin özünden kaynaklanan ve tarihten gelen
alışkanlıklarından vazgeçmeyen Amerika önderliğindeki Batı, saldırının
şiddetini artırdı ve bizim en zayıf yanımızdan vurmaya çalışıyor. Zarrap davası
ile bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor: Türk ekonomisini zora sokmak ve
kendisine karşı tavır alan Erdoğan’ı iktidardan indirerek Amerikancı bir
iktidarı başa getirmek.
ÜMİDİNİ EMPERYALİZME BAĞLAYANLAR
Bizdeki sözüm ona aydınlar da ümitlerini ABD’ye bağlamışlar.
Onun Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştıracağı günü ümitle bekliyorlar. Erdoğan üzerinden
Türkiye’ye yapılan saldırının iç cepheye de yansımaları var. Abdullah Gül,
Davutoğlu ekibi çalışmalarını hızlandırdı, Kılıçdaroğlu ve ekibi Erdoğan ile
mücadelenin şiddetini artırdı, MHP parçalandı.
Zarrab davasına bu gözle bakmazsak, yanılırız ve istemeden
de olsa emperyalizmin hizmetine gireriz.
Erdoğan’ın Türkiye’yi kötü yönettiğini biliyoruz ama onun
alternatifi Amerikancı bir iktidar olmamalıdır. Onun için milli güçler bir
araya gelmeli ve iktidar alternatifi oluşturmalıdır. Türkiye bu savaştan,
bölünmeden ve sömürülmeden ancak bu şekilde çıkabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder