12 Kasım 2017 Pazar

HOŞ GELİŞLER OLA MUSTAFA KEMAL PAŞA

10 Kasım 2017’de Mustafa Kemal Atatürk tekrar aramıza döndü ve milletinin değişmez lideri olduğunu ispatladı. Onun için diyoruz ki, 1924 yılında Atatürk Kars’a geldiğinde Karslıların Atamızı tren garında karşıladığında hep beraber söyleyip oynadığı türküyü büyük bir coşku ile tekrar söyleme zamanıdır:
Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin Milletin Bayrağınla Çok Yaşa
Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri
Marş İleri Dönmez Geri, Türkün Askeri
Sağdan Sola, Soldan Sağa
Al Da Bayrağı Düşman Üstüne
Atatürk’ü yüz binlerce insan Anıtkabir’de karşıladı ve sen tekrar bizim liderimiz ol, bize yol göster dedi. Ve Atatürk de yolumuzu yeniden belirlemeye başladı.

ORDU TÜRK ORDUSU…

Güneydoğu’da, Kuzey Irak ve Suriye’de Vatan savaşı veren ordumuzu gördü ve şöyle dedi: “Ordu, Türk Ordusu... İşte bütün ulusun göğsünü güven ve gurur duyguları ile kabartan şanlı ad. Ordumuz, Türk birliğinin, Türk gücü ve yeteneğinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir simgesidir.
Ordumuz Türk topraklarının ve Türkiye idealini gerçekleştirmek için yapmakta olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkansız güvencesidir.” Dedi. Bizden genel kurmay başkanından acemi erine kadar tüm Mehmetçiklere sahip çıkmamızı istedi.

KOMŞULARLA İYİ GEÇİNİN

Vatan savaşında başarılı olmamız ve bölgemizde barışı sağlamamız için komşularla işbirliği yapmamızı önerdi ve kendi zamanında yapılanları şöyle hatırlattı: “Cumhuriyet hükümetinin doğuda uygulamakta bulunduğu dostluk ve yakınlık politikası yeni ve güçlü bir adım attı. Sadabat'ta dostlarımız Afganistan, Irak ve İran ile imza etmiş olduğumuz dörtlü antlaşma, büyük bir sevinçle kayda değer barış eserlerinden biridir.”

LİBERAL EKONOMİDEN VAZGEÇİN

Bu topraklarda bağımsız ve başı dik dolaşabilmemiz için güçlü bir ekonomiye sahip olmamız gerektiğini vurguladı ve liberal ekonomiden vaz geçmemizi istedi: “Dünyada iki mühim iktisadi ekol tatbik edilmektedir. Büyük harbin sonunda komünizm tatbik edildi. Fakat halka vadedilen şeyler aynen temin edilemedi. Ruslar bazı prensiplerden geri döndüler. Bir devrime teşebbüs edip sonradan dönmektense ağır ağır ilerlemek en doğru yoldur. İkinci ekol liberalizmdir. Bu da eskimiştir. Bizim tatbik ettiğimiz ekol devletçiliktir.”
Borçlanma ekonomisinden vazgeçip üretime yönelmemiz gerektiğini ve bunun için de planlar yapmamızı önerdi: “Endüstrileşmek, en büyük milli davalarınız arasında yer almaktadır. Çalışması ve yaşaması için ham maddeleri ülkemizde bulunan büyük küçük her çeşit sanayii kuracağız ve işleteceğiz. En başta vatan savunması olmak üzere, ürünlerimizi değerlendirmek ve en kısa yoldan, en ileri ve zengin Türkiye idealine ulaşabilmek için bu bir zorunluluktur. Bu düşünce ile, beş yıllık ilk sanayi planından geri kalan ve bütün hazırlıkları bitirilmiş olan birkaç fabrikayı da ivedi olarak gerçekleştirmek ve yeni plan için hazırlanmak gerekir.”

TARIM REFORMU YAPIN

Tarımı da ihmal etmeyin ve toprak reformu yapın dedi ve yolunu da gösterdi: “Bir kez, ülkede topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olan ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir nedenle ve hiçbir şekilde bölünemez bir nitelik almasıdır. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliğinin, arazinin bulunduğu bölgelerin nüfus yoğunluğuna ve toprak verim derecesine göre sınırlanması gereklidir. Küçük büyük bütün çiftçilerin iş araçları artırılmalı, yenileştirilmeli ve bakım önlemleri zaman geçirilmeden alınmalıdır.”

DIŞ TİCARETE DİKKAT!

Madenlerimizi ve doğal kaynaklarımıza sahip çıkıp planlı bir şekilde işletmemizi önerdi: “ Maden Tetkik ve Arama Dairesinin çalışmalarında gelişme göstermesini ve bulunacak madenlerin, rantabilite hesapları yapıldıktan sonra, planlı biçimde hemen işletmeye konulmasını sağlamanız gerekmektedir. Elde bulunan madenlerin en önemlileri için üç yıllık bir plan yapılmalıdır.”
Yıllardır açık veren dış ticaret dengesini artık pozitife çevirmemizi istedi: “Dış ticarette izleyeceğimiz ana prensip, ticaret dengemizin aktif karakterini korumaktır. Çünkü Türkiye'de ödeme dengesinin en önemli temelini bu oluşturmaktadır.”

EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ

Eğitim hedefimizi ve esaslarını şu şekilde özetledi: “Büyük davamız, en uygar ve en refaha kavuşmuş ülke olarak varlığımızı yükseltmektir.Bu, yalnız kurumlarında değil, düşüncelerinde köklü bir inkılap yapmış olan büyük Türk Milletinin dinamik ülküsüdür. Bu ülküyü en kısa bir zamanda başarmak için, düşünce ve eylemi birlikte yürütmek zorundayız. Bu girişimden başarı, ancak hukuki bir planla ve en verimli bir biçimde çalışmakla gerçekleşebilir. Bu nedenle, okuyup yazma bilmeyen tek vatandaş bırakmamak, ülkenin büyük kalkınma savaşının ve yeni yapısının istediği teknik elemanları yetiştirmek, ülke davalarının ideolojosini anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak, kişi ve kurumları yaratmak, işte bu önemli ilkeleri en kısa sürede sağlamak, Kültür Bakanlığının üzerine aldığı büyük ve ağır görevler arasındadır.
Belirttiğim ilkeler, Türk gençliğinin beyninde ve ulusun bilincinde her zaman canlı tutmak, üniversitelerimize ve yüksek okullarımıza düşen başlıca görevdir.”


Son olarak “Kuvvet birdir ve o ulusundur». “Gücün tek kaynağı olan Türk Milletidir” dedi ve hepimizi sevgi ve hasretle öptü ve ebediyete kadar yol göstermeye devam edeceğini söyledi. 

Hiç yorum yok: