HOŞ GELİŞLER OLA MUSTAFA KEMAL PAŞA
10 Kasım 2017’de Mustafa Kemal Atatürk tekrar aramıza döndü
ve milletinin değişmez lideri olduğunu ispatladı. Onun için diyoruz ki, 1924 yılında
Atatürk Kars’a geldiğinde Karslıların Atamızı tren garında karşıladığında hep beraber
söyleyip oynadığı türküyü büyük bir coşku ile tekrar söyleme zamanıdır:
Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin Milletin Bayrağınla Çok Yaşa
Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri
Marş İleri Dönmez Geri, Türkün Askeri
Sağdan Sola, Soldan Sağa
Al Da Bayrağı Düşman Üstüne
Atatürk’ü yüz binlerce insan Anıtkabir’de karşıladı ve sen
tekrar bizim liderimiz ol, bize yol göster dedi. Ve Atatürk de yolumuzu yeniden
belirlemeye başladı.
ORDU TÜRK ORDUSU…
Güneydoğu’da, Kuzey Irak ve Suriye’de Vatan savaşı veren
ordumuzu gördü ve şöyle dedi: “Ordu, Türk
Ordusu... İşte bütün ulusun göğsünü güven ve gurur duyguları ile kabartan şanlı
ad. Ordumuz, Türk birliğinin, Türk gücü ve yeteneğinin, Türk vatanseverliğinin
çelikleşmiş bir simgesidir.
Ordumuz Türk
topraklarının ve Türkiye idealini gerçekleştirmek için yapmakta olduğumuz
sistemli çalışmaların yenilmesi imkansız güvencesidir.” Dedi. Bizden genel
kurmay başkanından acemi erine kadar tüm Mehmetçiklere sahip çıkmamızı istedi.
KOMŞULARLA İYİ GEÇİNİN
Vatan savaşında başarılı olmamız ve bölgemizde barışı
sağlamamız için komşularla işbirliği yapmamızı önerdi ve kendi zamanında
yapılanları şöyle hatırlattı: “Cumhuriyet
hükümetinin doğuda uygulamakta bulunduğu dostluk ve yakınlık politikası yeni ve
güçlü bir adım attı. Sadabat'ta dostlarımız Afganistan, Irak ve İran ile imza
etmiş olduğumuz dörtlü antlaşma, büyük bir sevinçle kayda değer barış
eserlerinden biridir.”
LİBERAL EKONOMİDEN VAZGEÇİN
Bu topraklarda bağımsız ve başı dik dolaşabilmemiz için güçlü
bir ekonomiye sahip olmamız gerektiğini vurguladı ve liberal ekonomiden vaz
geçmemizi istedi: “Dünyada iki mühim
iktisadi ekol tatbik edilmektedir. Büyük harbin sonunda komünizm tatbik edildi.
Fakat halka vadedilen şeyler aynen temin edilemedi. Ruslar bazı prensiplerden
geri döndüler. Bir devrime teşebbüs edip sonradan dönmektense ağır ağır ilerlemek
en doğru yoldur. İkinci ekol liberalizmdir. Bu da eskimiştir. Bizim tatbik
ettiğimiz ekol devletçiliktir.”
Borçlanma ekonomisinden vazgeçip üretime yönelmemiz
gerektiğini ve bunun için de planlar yapmamızı önerdi: “Endüstrileşmek, en büyük milli davalarınız arasında yer almaktadır.
Çalışması ve yaşaması için ham maddeleri ülkemizde bulunan büyük küçük her çeşit
sanayii kuracağız ve işleteceğiz. En başta vatan savunması olmak üzere,
ürünlerimizi değerlendirmek ve en kısa yoldan, en ileri ve zengin Türkiye
idealine ulaşabilmek için bu bir zorunluluktur. Bu düşünce ile, beş yıllık ilk
sanayi planından geri kalan ve bütün hazırlıkları bitirilmiş olan birkaç
fabrikayı da ivedi olarak gerçekleştirmek ve yeni plan için hazırlanmak
gerekir.”
TARIM REFORMU YAPIN
Tarımı da ihmal etmeyin ve toprak reformu yapın dedi ve
yolunu da gösterdi: “Bir kez, ülkede
topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olan ise, bir çiftçi ailesini
geçindirebilen toprağın, hiçbir nedenle ve hiçbir şekilde bölünemez bir nitelik
almasıdır. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi
genişliğinin, arazinin bulunduğu bölgelerin nüfus yoğunluğuna ve toprak verim
derecesine göre sınırlanması gereklidir. Küçük büyük bütün çiftçilerin iş
araçları artırılmalı, yenileştirilmeli ve bakım önlemleri zaman geçirilmeden
alınmalıdır.”
DIŞ TİCARETE DİKKAT!
Madenlerimizi ve doğal kaynaklarımıza sahip çıkıp planlı bir
şekilde işletmemizi önerdi: “ Maden
Tetkik ve Arama Dairesinin çalışmalarında gelişme göstermesini ve bulunacak
madenlerin, rantabilite hesapları yapıldıktan sonra, planlı biçimde hemen
işletmeye konulmasını sağlamanız gerekmektedir. Elde bulunan madenlerin en
önemlileri için üç yıllık bir plan yapılmalıdır.”
Yıllardır açık veren dış ticaret dengesini artık pozitife
çevirmemizi istedi: “Dış ticarette
izleyeceğimiz ana prensip, ticaret dengemizin aktif karakterini korumaktır.
Çünkü Türkiye'de ödeme dengesinin en önemli temelini bu oluşturmaktadır.”
EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ
Eğitim hedefimizi ve esaslarını şu şekilde özetledi: “Büyük davamız, en uygar ve en refaha
kavuşmuş ülke olarak varlığımızı yükseltmektir.Bu, yalnız kurumlarında değil,
düşüncelerinde köklü bir inkılap yapmış olan büyük Türk Milletinin dinamik
ülküsüdür. Bu ülküyü en kısa bir zamanda başarmak için, düşünce ve eylemi
birlikte yürütmek zorundayız. Bu girişimden başarı, ancak hukuki bir planla ve
en verimli bir biçimde çalışmakla gerçekleşebilir. Bu nedenle, okuyup yazma bilmeyen
tek vatandaş bırakmamak, ülkenin büyük kalkınma savaşının ve yeni yapısının
istediği teknik elemanları yetiştirmek, ülke davalarının ideolojosini
anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak, kişi ve kurumları yaratmak,
işte bu önemli ilkeleri en kısa sürede sağlamak, Kültür Bakanlığının üzerine
aldığı büyük ve ağır görevler arasındadır.
Belirttiğim ilkeler,
Türk gençliğinin beyninde ve ulusun bilincinde her zaman canlı tutmak,
üniversitelerimize ve yüksek okullarımıza düşen başlıca görevdir.”
Son olarak “Kuvvet
birdir ve o ulusundur». “Gücün tek kaynağı olan Türk Milletidir” dedi ve
hepimizi sevgi ve hasretle öptü ve ebediyete kadar yol göstermeye devam
edeceğini söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder