20 Kasım 2017 Pazartesi

ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI GÖZLERİ BAĞLAMIŞ

Bazı dostlarım var, siyasi ve sosyal olaylara tek bir pencereden bakıyorlar: Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı.

Sadece bu pencereden baktıkları için devamlı hatalı yorumlar yapıyorlar. Bu yorumlar bazen ülkeye ve millete ihanet boyutuna ulaşıyor. Oysa biliyorum hepsi vatansever, ülkesini, milletini seven insanlar. Ne yazık ki bu sevgi çok soyut kalıyor.

Doğrudur, Erdoğan ve dolayısıyla AKP 3 Kasım 2002’de ABD’nin çeşitli oyun ve gayretleri sonucu iktidara geldi.  15 sene ülkeyi çok kötü yönetti. Doğru da buraya saplanıp kalmamak gerek. Dün ABD’nin istediklerini yapan bu iktidar 24 Temmuz 2015’den sonra Türkiye’nin güdümüne girdi. Artık Erdoğan Türk milletini yönetmiyor, Türk milleti Erdoğan’ı yönetiyor.

Gel de bunu dostlara anlat. Onlara göre AKP iktidarı ne yapsa kötü…

Örnek çok, biz birkaçını verelim:

24 Temmuz 2015’de uçaklarımız kandili bombalamaya başladı. Onlara göre Erdoğan seçimi kazanmak için göstermelik olarak dağı taşı bombalattı. PKK’nın üzerine filan gittiği yok. PKK’ya karşı yapılan mücadele sıkılaşınca da şu yorumu yaptılar: Bu aslında saray savaşıdır. Gerçekte ise, TSK, polislerimiz ve korucularımız PKK’yı açtıkları hendeklere gömdü ve kentleri PKK’nın egemenliğinden, güneydoğu halkını da teröristlerin şerrinden kurtardı.

15 Temmuz gecesi Amerikan galdyosu FETO oldu Türkiye’yi işgal etmeye kalktı. O gece Türkiye Amerika ile sokak sokak, kışla kışla savaştı. Yorum şu: Bu darbe teşebbüsü filan değil, Erdoğan’ın bir oyunu. İktidarını güçlendirmek için orduyu kullandı. Bütün bunlar Erdoğan’ın emri ile oldu. Açılan davalar, alınan ifadeler, ortaya çıkan kanıtlar bu yorumun hiç de doğru olmadığı gösterdi.

Amerika ve İsrail Türkiye’yi bölmek ve Kürdistan adı altında ikinci İsrail devleti kurmak için Irak’ın kuzeyinden Akdeniz’e uzanan bir koridor açmaya kalktı. Kahraman Mehmetçiklerimiz Fırat Kalkanı harekâtı ile Suriye’ye girdi, Koridoru yardı geçti. Dostlarım bunu da beğenmedi. Türk Ordusu batağa saplandı. Mehmetçiklerimiz boşuna şehit oluyorlar dedi.

16 Kasım 2017 tarihinde Norveç’te düzenlenen “Üç Uçlu Mızrak” isimli müşterek NATO tatbikatında tam bir rezalet yaşandı. Düşman olarak NATO’nun hedefine Atatürk’ün fotoğrafı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi konuldu. Böylece NATO dolayısıyla Amerika Türkiye Cumhuriyeti’ni düşman olarak gördüğünü gösterdi.

Durum bu iken, dostlarım olaya gene Erdoğan düşmanlığı penceresinden baktı ve yorumunu yaptı: “Erdoğan Zarrap davası nedeniyle zor duruma düştü, Türkiye’de de oy kaybediyor, bu olayı düzenledi ki kendisini kurtarsın.

Oysa bakın NATO bu tatbikatı nasıl nitelendiriyor: “ÜÇ BAŞLIKLI MIZRAK 17, NATO’nun son 20 yıl içindeki, daha önce benzeri olmayan, en önemli harekât maksatlı komuta yeri tatbikatlarından birisidir...” Böylesine büyük ve önemli bir tatbikatta Erdoğan kendisini kurtarmak için böyle bir oyunu yapmaya gücü yetebilir mi? Sonra NATO’nun Türkiye’ye karşı düşmanca tavrı yeni değil ki. Yıllardır düşmanlık yapıyor.

Bu konuda Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı emekli Amiral Soner Polat’ın değerlendirmesi bence çok önemli. Sayın Polat olayın doğrusunu şöyle yazmış:

“Gerçek kişi ve isimler de bu tür tatbikatlarda kullanılmaz! Batı dünyası, bilindiği üzere sembollerle mesaj verir: “Atatürk’ün resmi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi” düşman tarafına yazılarak çok açık ve net bir mesaj verilmiştir: “Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni son Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde yıkarız!” Bu küstahlık bir NATO operasyonudur ve arkasında NATO’nun önemli üyeleri vardır.”


Olaylara sadece Erdoğan düşmanlığı penceresinden bakılınca böyle vahim hatalara düşülüyor. İşin üzücü tarafı şu: Bu dostlarımın değerlendirmeleri hep hatalı çıkmasına rağmen, olayları aynı şekilde yanlış değerlendirmeye devam ediyorlar. Onlara önerim şu: olayları ön yargısız değerlendirmeye çalışın. Bunu yapmazsanız ülkenize, milletinize zarar vermeye devam edersiniz. Dost acı söyler.

Hiç yorum yok: