23 Kasım 2015 Pazartesi

SAĞ VE SOL

Türk insanının yıllardır sağlıklı kararlar vermesine engel olan en önemli şey, sol ve sağ kavramlarıdır.  Kendisini dindar kabul eden ve milli kültüre sahip çıktığını düşünen halkımız yaklaşık 65 yıldır sağcı bildiği partilere oy veriyor. Bu sağcı partilerin uyguladığı ekonomik programları ise hiç dikkate almıyor.

Sol düşünce, halkımız tarafından adeta mahkûm edilmiş durumda. Sol, halkın büyük çoğunluğu tarafından komünistlik ve dinsizlik olarak kabul ediliyor. Bunda elbette solcuyum diyen bazı kimse ve kurumların dini ve milli değerlere karşı saygısız ve duyarsız olmasının rolü var ama bize kalırsa esas problem halkın solu da komünizmi de, sosyalizmi de, kapitalizmi de doğru olarak bilmemesi.

Yıllardır verdiği oylarla dinini ve milli değerlerini korumaya çalışan halkımız güç verdikleri iktidarların uyguladıkları ekonomik programlar nedeni ile neler olduğunu fark etmiyorlar:

Türkiye’nin sömürüldüğünü, halkın soyulduğunu fark etmiyorlar.

Yönetimi zenginlere ve onlarla işbirliği yapanlara teslim ettiklerini fark etmiyorlar.

Kendilerinin yoksullaşırken zenginlerin daha da zenginleştiğini fark etmiyorlar.

Gelir dağılımının giderek bozulduğunu, gelir, servet ve fırsat eşitsizliğinin giderek arttığını fark etmiyorlar.

Türkiye’nin ormanlarının, topraklarının, derelerinin, madenlerinin yabancılara ve onların işbirlikçilerine peşkeş çekildiğini fark etmiyorlar.

Kendi çocuklarının zor şartlarda ve eksikliklerle dolu okullarda okurken, zenginlerin çok daha iyi okullarda okuduğunu fark etmiyorlar.

Yoksul ve orta gelir düzeyindeki kimselerin zorluklarla okuttukları çocuklar iş bulamazken, zenginlerin çocuklarının daha okulları bitmeden işlerinin hazır olduğu fark etmiyorlar.

Kendileri evlerine ekmek götürmede zorluk yaşarken, zenginlerin evlerinde türlü türlü yemekler piştiğini fark etmiyorlar.

Kendileri sürekli borç içinde olduklarını fark etmedikleri gibi, ülkenin ve devletin de borç batağına sokulduğunu fark etmiyorlar.

İktidara getirdiklerinin emperyalist güçlerle iş birliği yaptığını fark etmiyorlar.

Milliyetçi, muhafazakâr diye oy verdiklerinin vatan topraklarının bölünmesine göz yumduklarını fark etmiyorlar.

İktidara sahip olanların hırsızlık, yolsuzluk yapıp halkın parasını çaldıklarını fark etmiyorlar.

İşçiler, emekliler, işsizler yoksulluk sınırının altında yaşadıklarını fark etmiyorlar.

Çocuklarının iyi eğitim almadığını, karınlarının doymadığını, iyi beslenemediklerini, sanat ve spor imkânlarından yoksun kaldığını fark etmiyorlar.

Bunları fark etmeden sağcı bildikleri partileri destekleyip duruyorlar. İşin bir acı yanı da, kendisini solcu diye tanıtan başta CHP olmak üzere bazı partilerin de küresel sermayenin ekonomik programlarını savunduklarını fark etmiyorlar.

Kendisini sağcı kabul eden halkımız dinini ve milli kültürünü koruyorum sanarak kendisini emperyalist dünyanın sömürüsüne açık hale getiriyor.

Türk insanının sağlıklı seçimler yapabilmesi sağ ve sol kavramlarının yanlış değerlendirilmesi nedeni ile mümkün olmuyor.

Halkımıza sesleniyorum:

Bu sağ, sol laflarını bir kenara bırakın. Unutmayın, sizi dindar ve muhafazakâr kılığına girerek aldatıyorlar. Milletin ekonomik çıkarlarını koruyamayan, vatanını koruyamayan, ülkesinin değerlerini koruyamayan, yoksulluğu önleyemeyen, refahı yayamayan, hırsızlığı ve yolsuzluğu yol edinmiş, kul hakkı alırken Allah’tan korkmayan kimseler sağcıyım dese ne olur, solcuyum dese ne olur. Yalana ve yalancıya kanmadan parti seçin.  

Önünüze gelecek olan seçim sandığını iyi değerlendirin, kendinizi ve çocuklarınızı yalancıya, hırsıza, işbirlikçiye teslim etmeyin.


Hiç yorum yok: