SAĞ VE SOL
Türk insanının yıllardır sağlıklı kararlar vermesine engel
olan en önemli şey, sol ve sağ kavramlarıdır. Kendisini dindar kabul eden ve milli kültüre
sahip çıktığını düşünen halkımız yaklaşık 65 yıldır sağcı bildiği partilere oy
veriyor. Bu sağcı partilerin uyguladığı ekonomik programları ise hiç dikkate
almıyor.
Sol düşünce, halkımız tarafından adeta mahkûm edilmiş
durumda. Sol, halkın büyük çoğunluğu tarafından komünistlik ve dinsizlik olarak
kabul ediliyor. Bunda elbette solcuyum diyen bazı kimse ve kurumların dini ve
milli değerlere karşı saygısız ve duyarsız olmasının rolü var ama bize kalırsa
esas problem halkın solu da komünizmi de, sosyalizmi de, kapitalizmi de doğru
olarak bilmemesi.
Yıllardır verdiği oylarla dinini ve milli değerlerini
korumaya çalışan halkımız güç verdikleri iktidarların uyguladıkları ekonomik
programlar nedeni ile neler olduğunu fark etmiyorlar:
Türkiye’nin sömürüldüğünü, halkın soyulduğunu fark
etmiyorlar.
Yönetimi zenginlere ve onlarla işbirliği yapanlara teslim
ettiklerini fark etmiyorlar.
Kendilerinin yoksullaşırken zenginlerin daha da
zenginleştiğini fark etmiyorlar.
Gelir dağılımının giderek bozulduğunu, gelir, servet ve
fırsat eşitsizliğinin giderek arttığını fark etmiyorlar.
Türkiye’nin ormanlarının, topraklarının, derelerinin,
madenlerinin yabancılara ve onların işbirlikçilerine peşkeş çekildiğini fark
etmiyorlar.
Kendi çocuklarının zor şartlarda ve eksikliklerle dolu
okullarda okurken, zenginlerin çok daha iyi okullarda okuduğunu fark
etmiyorlar.
Yoksul ve orta gelir düzeyindeki kimselerin zorluklarla
okuttukları çocuklar iş bulamazken, zenginlerin çocuklarının daha okulları
bitmeden işlerinin hazır olduğu fark etmiyorlar.
Kendileri evlerine ekmek götürmede zorluk yaşarken,
zenginlerin evlerinde türlü türlü yemekler piştiğini fark etmiyorlar.
Kendileri sürekli borç içinde olduklarını fark etmedikleri
gibi, ülkenin ve devletin de borç batağına sokulduğunu fark etmiyorlar.
İktidara getirdiklerinin emperyalist güçlerle iş birliği
yaptığını fark etmiyorlar.
Milliyetçi, muhafazakâr diye oy verdiklerinin vatan topraklarının
bölünmesine göz yumduklarını fark etmiyorlar.
İktidara sahip olanların hırsızlık, yolsuzluk yapıp halkın
parasını çaldıklarını fark etmiyorlar.
İşçiler, emekliler, işsizler yoksulluk sınırının altında
yaşadıklarını fark etmiyorlar.
Çocuklarının iyi eğitim almadığını, karınlarının doymadığını,
iyi beslenemediklerini, sanat ve spor imkânlarından yoksun kaldığını fark
etmiyorlar.
Bunları fark etmeden sağcı bildikleri partileri destekleyip
duruyorlar. İşin bir acı yanı da, kendisini solcu diye tanıtan başta CHP olmak
üzere bazı partilerin de küresel sermayenin ekonomik programlarını
savunduklarını fark etmiyorlar.
Kendisini sağcı kabul eden halkımız dinini ve milli
kültürünü koruyorum sanarak kendisini emperyalist dünyanın sömürüsüne açık hale
getiriyor.
Türk insanının sağlıklı seçimler yapabilmesi sağ ve sol
kavramlarının yanlış değerlendirilmesi nedeni ile mümkün olmuyor.
Halkımıza sesleniyorum:
Bu sağ, sol laflarını bir kenara bırakın. Unutmayın, sizi
dindar ve muhafazakâr kılığına girerek aldatıyorlar. Milletin ekonomik
çıkarlarını koruyamayan, vatanını koruyamayan, ülkesinin değerlerini
koruyamayan, yoksulluğu önleyemeyen, refahı yayamayan, hırsızlığı ve yolsuzluğu
yol edinmiş, kul hakkı alırken Allah’tan korkmayan kimseler sağcıyım dese ne
olur, solcuyum dese ne olur. Yalana ve yalancıya kanmadan parti seçin.
Önünüze gelecek olan seçim sandığını iyi
değerlendirin, kendinizi ve çocuklarınızı yalancıya, hırsıza, işbirlikçiye teslim etmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder