1 Kasım 2015 Pazar

3 FARKLI 1 KASIM

1 Kasım 1922'de kabul edilen bir kanunla, halifelik ve saltanat birbirinden ayrılıp, saltanat kaldırıldı. Böylece, Osmanlı Devleti hukukî olarak sona ermiş ve Türk inkılâplarının en önemlilerinden biri gerçekleştirilmiştir.

Saltanatın kaldırılması ile, İstanbul'daki Osmanlı Hükümeti istifa etti. Son padişah Vahdettin, 17 Kasım 1922'de İngilizlere sığınıp İstanbul'u terk etti. Bunun üzerine Osmanlı sülâlesinden Abdülmecit Efendi, Büyük Millet Meclisi'nin kararı ile halife seçildi.

Saltanatın kaldırılması ile 600 yıl süren Osmanlı hanedanın saltanatı sona erdi. Ülkede tek egemen güç TBMM oldu. Egemenlik sultanlardan Türk Milletine geçti. TBMM tek yasal güç oldu. Daha sonra yapılacak olan devrimlere yasal güç sağladı. Türk Milleti kul olmaktan çıktı, ülkesinin eşit vatandaşları haline geldi.
1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Yeni Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun"un kabul edildiği tarihtir. Bu yasanın kabulüyle o güne kadar kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı alfabesinin resmiyeti son buldu ve Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe kondu.

Latin harflerinin kabulü ile birlikte ülke çapında başlatılan eğitim seferberliği hız kazandı. Okullaşma ve okuma yazma oranı çok arttı. Millet Mektepleri kurularak yetişkin halkın da okuma yazma öğrenmesi sağlandı. Tek tip eğitime geçildi. Eğitimde bilimsel düşünce egemen oldu. Üniversite reformu yapılarak ülke genelinde bilimin egemen olmasına çalışıldı.

1 Kasım 2015 tarihinde yapılan seçimde AKP büyük bir çoğunlukla tek başına iktidar oldu. 7 Haziran seçimlerine göre oylarını büyük oranda artırdı.

Bu artışın nedenini anlamak için 7 Haziran ile 1 Kasım tarihleri arasında gelişen üç olayı iyi değerlendirmek gerekir.

7 Haziran seçimleri sonrası Muhalif partiler bir araya gelip hükumet kuramadılar. Böyle bir hükumetin kurulması teorik olarak mümkün olsaydı bile pratik olarak gerçekleşmesi imkansızdı. HDP’nin meclise girmesi, bazı çevrelerin beklentisinin aksine, AKP muhalifi bir koalisyonun gerçekleşmesini önledi. MHP, bu parti ile koalisyon ortaklığına girmeyeceğini haklı olarak dile getirdi. PKK’nın siyasal uzantısı olan bir parti ile koalisyon gerçekleşmeyeceğini düşünemeyen çevrelerin HDP’yi meclise sokma gayreti ters sonuç verdi.

Seçim sonuçlarına etki eden en önemli olay ise, AKP’nin HDP(PKK) ile yürüttüğü açılım sürecini sonlandırması ve 24 Temmuz tarihinde TSK’nin terör örgütüne karşı operasyon başlatması idi. PKK’ya karşı başlatılan bu mücadelenin muhalefet tarafından “saray savaşı”  olarak nitelendirilmesi sonucu, TSK’nin, polislerimizin, korucularımızın şehitler vererek yürüttüğü bu savaş, AKP’nin başarı hanesine yazıldı.

ABD’nin Türkiye’yi bölmek için kullandığı ikinci piyon olan F tipi terör örgütüne karşı da AKP bir savaş yürütmeye başladı. Bu örgütün medya dahil ayaklarına darbeler indirildi. Muhalefetin F tip örgüte sahip çıkması da AKP’nin işine yaradı.


Türk Milleti, AKP’nin yaptıklarını bir anda unuttu ve istikrara önem verdi. ABD piyonları ile mücadele eden partiyi ödüllendirdi. Bu  sonucun ortaya çıkmasında 2 büyük muhalefet partisinin kime ve neye hizmet ettiğinin anlaşılmaması büyük rol oynadı.

Hiç yorum yok: