3 FARKLI 1 KASIM
1 Kasım 1922'de kabul edilen bir kanunla, halifelik ve
saltanat birbirinden ayrılıp, saltanat kaldırıldı. Böylece, Osmanlı Devleti
hukukî olarak sona ermiş ve Türk inkılâplarının en önemlilerinden biri
gerçekleştirilmiştir.
Saltanatın kaldırılması ile, İstanbul'daki Osmanlı Hükümeti
istifa etti. Son padişah Vahdettin, 17 Kasım 1922'de İngilizlere sığınıp
İstanbul'u terk etti. Bunun üzerine Osmanlı sülâlesinden Abdülmecit Efendi,
Büyük Millet Meclisi'nin kararı ile halife seçildi.
Saltanatın kaldırılması ile 600 yıl süren Osmanlı hanedanın
saltanatı sona erdi. Ülkede tek egemen güç TBMM oldu. Egemenlik sultanlardan
Türk Milletine geçti. TBMM tek yasal güç oldu. Daha sonra yapılacak olan
devrimlere yasal güç sağladı. Türk Milleti kul olmaktan çıktı, ülkesinin eşit
vatandaşları haline geldi.
1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Yeni Türk
harflerinin kabul ve tatbiki hakkında Kanun"un kabul edildiği tarihtir. Bu
yasanın kabulüyle o güne kadar kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı
alfabesinin resmiyeti son buldu ve Latin harflerini esas alan Türk alfabesi
yürürlüğe kondu.
Latin harflerinin kabulü ile birlikte ülke çapında
başlatılan eğitim seferberliği hız kazandı. Okullaşma ve okuma yazma oranı çok
arttı. Millet Mektepleri kurularak yetişkin halkın da okuma yazma öğrenmesi
sağlandı. Tek tip eğitime geçildi. Eğitimde bilimsel düşünce egemen oldu.
Üniversite reformu yapılarak ülke genelinde bilimin egemen olmasına çalışıldı.
1 Kasım 2015 tarihinde yapılan seçimde AKP büyük bir
çoğunlukla tek başına iktidar oldu. 7 Haziran seçimlerine göre oylarını büyük
oranda artırdı.
Bu artışın nedenini anlamak için 7 Haziran ile 1 Kasım
tarihleri arasında gelişen üç olayı iyi değerlendirmek gerekir.
7 Haziran seçimleri sonrası Muhalif partiler bir araya gelip
hükumet kuramadılar. Böyle bir hükumetin kurulması teorik olarak mümkün olsaydı
bile pratik olarak gerçekleşmesi imkansızdı. HDP’nin meclise girmesi, bazı
çevrelerin beklentisinin aksine, AKP muhalifi bir koalisyonun gerçekleşmesini
önledi. MHP, bu parti ile koalisyon ortaklığına girmeyeceğini haklı olarak dile
getirdi. PKK’nın siyasal uzantısı olan bir parti ile koalisyon
gerçekleşmeyeceğini düşünemeyen çevrelerin HDP’yi meclise sokma gayreti ters
sonuç verdi.
Seçim sonuçlarına etki eden en önemli olay ise, AKP’nin
HDP(PKK) ile yürüttüğü açılım sürecini sonlandırması ve 24 Temmuz tarihinde
TSK’nin terör örgütüne karşı operasyon başlatması idi. PKK’ya karşı başlatılan
bu mücadelenin muhalefet tarafından “saray savaşı” olarak nitelendirilmesi sonucu, TSK’nin,
polislerimizin, korucularımızın şehitler vererek yürüttüğü bu savaş, AKP’nin
başarı hanesine yazıldı.
ABD’nin Türkiye’yi bölmek için kullandığı ikinci piyon olan
F tipi terör örgütüne karşı da AKP bir savaş yürütmeye başladı. Bu örgütün
medya dahil ayaklarına darbeler indirildi. Muhalefetin F tip örgüte sahip
çıkması da AKP’nin işine yaradı.
Türk Milleti, AKP’nin yaptıklarını bir anda unuttu ve
istikrara önem verdi. ABD piyonları ile mücadele eden partiyi ödüllendirdi. Bu sonucun ortaya çıkmasında 2 büyük muhalefet partisinin kime ve neye hizmet ettiğinin anlaşılmaması büyük rol oynadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder