20 Kasım 2015 Cuma

ATATÜRK’ÜN İZİNDE OLMAK

Uzun süredir Türkiye’de bir Atatürkçülük ve Kemalizm tartışması sürüp gidiyor. Bu tartışmalar bile Atatürk’ü ve onun öğretisini bir türlü kavramadığımızı gösteriyor.

Mustafa Kemal’i anlamak için Onun yaptıklarını iyi değerlendirmek lazım. Onun üç büyük eylemi var: Emperyalizme karşı verdiği kurtuluş savaşı, saltanata karşı demokratik devrim ve toplumu ümmet aşamasından millet aşamasına dönüşümü.

Kuva-yı Milliye,  aslına dünyanın tanıştığı ilk Halk Kurtuluş Ordusu’dur. Müdafaa-i Hukuk ise sadece Türk milletinin haklarını emperyalizme karşı koruma öğretisi değildir. Müdafaa-i Hukuk, mazlum milletlerin için bir kurtuluş beyannamesidir.

Kurtuluş savaşının batılı güçlere karşı verilmiş olması Türkiye halkının milliyet duygularını pekiştirmiş ve bu mücadelenin esnasında saltanat erbabının ve padişahın emperyalizm ile işbirliği yapış olması Türk İnkılabını demokratik kılmıştır.

Atatürk hem ihtilalcidir hem de inkılapçıdır. İhtilalcidir çünkü başkaldırıyı padişaha karşı yapmıştır. İnkılapçıdır çünkü Türk toplumu dönüştürmüştür. Verdiği kurtuluş savaşı ağır bastığı için devrimciliği yeteri kadar göz önünde tutulmamıştır.

Atatürk devriminin temel özelliği demokratik olmasıdır. O, Anadolu İhtilalini kongrelerle, şuralarla, meclislerle ve halkı ile birlikte yapmıştır.   Her zaman TBMM’nin emrinde olmuştur. Yunan kuvvetleri Sakarya’ya kadar geldiğinde bile başkomutanlık yetkisi TBMM’den almış ve ondan sonra düşmanı Sakarya’da durdurmuştur.

Mustafa Kemal’in şansızlığı ölümünden sonra İnönü Atatürkçülüğünün Türkiye’ye egemen olmasıdır. İnönü, Atatürk’ün milli demokratik devrimini sürdürmede çok yetersiz ve isteksiz kalmıştır. Demokratik devrim, totaliter bir bürokrasi diktasına ve “muassırlaşma” hamleleri de “alafırangalığa” dönüşmüştür.

Bugünlerde Atatürk’ü yerenler de övenler de gerçek Mustafa Kemal’i değil, hayallerindeki Mustafa kemali yeriyor veya övüyorlar.

Atatürk’ün temel düşüncesi emperyalizme karşı müdafaa-i Hukuk ve tam bağımsızlık, dikta anlayışına karşı da Milli egemenliktir. Alafrangalığın yani batı dünyasının taklitçiliğin ise Atatürkçülük ile ilgisi yoktur. O, her zaman milli kültürü savunmuştur.

Eğer Atatürk’ün izindeyiz diyorsanız tutacağınız yol, milli demokratik devrim yoludur. Bu yola yalnız gidilmez. Bu yolda ilerlemek isteyenlerin bir siyasi parti bünyesinde çalışması gerekir.


AKP karşı devrimci bir partidir. CHP’nin ise Atatürk ile ilgisi kalmamıştır; emperyalizmin piyonlarının savunucusu durumuna düşmüştür. MHP’nin ise bir etkinliği kalmamıştır ve bu parti de antiemperyalist özellikte değildir. Ben Atatürkçüyüm diyenlerin toplanacağı ve milli demokratik devrim için mücadele edeceği parti Vatan Partisidir. Toplanılacak yer orasıdır.

Hiç yorum yok: