10 Kasım 2015 Salı

ATATÜRK VE TAM BAĞIMSIZLIK

Mustafa Kemal büyük bir devrimci idi. Onun devrimlerinin en büyük özelliği milli olma özelliği taşımasıdır. Yaptığı devrimlerin özünde tam bağımsızlık ve milli egemenlik vardır.

Yapılan devrimlerle devlet bağımsız hale gelmiş; Millet padişahın kulu olmaktan çıkıp özgür ve eşit vatandaş olmuş; iktisat, savunma ve eğitim millileştirilmiş; bilim ve fen milletin ışık kaynağı haline gelmiş; halk cehaletten kurtarılmış; insanların refahı artmıştır.

Yapılan devrimler Türk Milletinin özgürlüğü, mutluluğu ve refahı için yapılmıştır.

Türk milletinin tanımı ise 1924 anayasasında yapılmıştır: "Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı gözetilmeksizin vatandaşlık itibariyle Türk denilir». 

Atatürk'ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti Türk milletinin milli devletidir. Bu devletin temel iki özelliği ise, tam bağımsızlık ve milli egemenliktir.

Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz.” diyen Atatürk iktisadi bağımsızlığı da sağlamış ve bu sayede Türk ekonomisi büyük atılımlar yapmıştır.
İktisadi bağımsızlığın temelleri İzmir İktisat Kongresinde atılmıştır. O kongrede alınan kararların özeti şöyledir:
Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir.
El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.
Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.
Bu kararlar uygulamaya konur ve kısa zamanda çok büyük başarılar elde edilir.
Mali bağımsızlığı sağlamak için Eti Bank, Sümerbank, Denizbank, Merkez Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Sanayi Ve Maaadin Bankası, Emlak Ve Eytam Bankası isimleri farklı amaçlar için farklı bankalar kurulur.
Sanayileşmeye ve tarımsal gelişmeye büyük önem verilir. Kısa sürede şu başarılar elde edilir:
Enflasyon olmadan % 10 büyüme hızı elde edilmiştir. Bütçe denk olmuştur. İthalat ihracat dengesi sağlanmıştır.
GSMH 3 katına, kişi başına milli gelir 2 katına çıkmıştır.
1926-1938 yılları arasında 28 büyük fabrika kurulmuştur. Ağır sanayi üretim %152, toplam sanayi üretim, %80 artmıştır. Demir üretimi sıfırdan 180.000 tona çıkmış, Şeker üretimi 200 misli artmıştır. Madencilikte üretim artışları ise şöyledir: Kömür: % 100, krom: % 600, diğer madenlerde % 200.
1926 yılında: Tayyare ve Motor Türk AŞ, 1928 yılında Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu.
Şeker, çimento, kereste ve deri ürünlerinin tamamı; yünlü dokuma ihtiyacının % 83'ü, pamuklu dokuma ihtiyacının % 43'ü, kağıt ihtiyacının % 32'si, cam ve cam eşyanın % 63'ü milli üretim ile karşılanmaya başlanmıştır.
Osmanlı'dan kalan ve yabancıların kontrolünde olan 4112 km demiryollarının 3387'si satın alınmıştır. 1938'e kadar 3020 km demiryolu daha yapılmış ve toplam demiryolu uzunluğu 7132'e çıkarılmıştır. 1923-1926 yılları arasına 27.850 km köy yolu yapılmış, onarılmıştır.
1923-1939 döneminde milli gelir yüzde 8.6 büyüdü. Sanayi kesimi yılda ortalama % 10.3 oranında büyüdü.
Osmanlı borçlarından başka borç yoktur çünkü bütün bunlar öz kaynaklarla yapılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ve kısa sürede bu başarıların elde edilmesi bir Türk Mucizesidir. Bu mucize Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliği sayesinde gerçekleşmiştir. Atatürk'ü ne kadar büyük minnetle ve şükranla ansak gene de azdır.






Hiç yorum yok: