ATATÜRK VE TAM BAĞIMSIZLIK
Mustafa Kemal büyük bir devrimci idi.
Onun devrimlerinin en büyük özelliği milli olma özelliği
taşımasıdır. Yaptığı devrimlerin özünde tam bağımsızlık
ve milli egemenlik vardır.
Yapılan devrimlerle devlet bağımsız
hale gelmiş; Millet padişahın kulu olmaktan çıkıp özgür ve
eşit vatandaş olmuş; iktisat, savunma ve eğitim
millileştirilmiş; bilim ve fen milletin ışık kaynağı haline
gelmiş; halk cehaletten kurtarılmış; insanların refahı
artmıştır.
Yapılan devrimler Türk Milletinin
özgürlüğü, mutluluğu ve refahı için yapılmıştır.
Türk milletinin tanımı ise 1924 anayasasında yapılmıştır:
"Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı gözetilmeksizin
vatandaşlık itibariyle Türk denilir».
Atatürk'ün en
büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti Türk milletinin milli
devletidir. Bu devletin temel iki özelliği ise, tam bağımsızlık
ve milli egemenliktir.
“Tam
bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî,
adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık
ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde
bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek
mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz,
bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında
değiliz.” diyen Atatürk iktisadi bağımsızlığı da
sağlamış ve bu sayede Türk ekonomisi büyük atılımlar
yapmıştır.
İktisadi
bağımsızlığın temelleri İzmir İktisat Kongresinde
atılmıştır. O kongrede alınan kararların özeti şöyledir:
Hammaddesi
yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları
kurulması gerekmektedir.
El
işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük
işletmeye geçilmelidir.
Devlet
yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli
ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe
ele alınmalıdır.
Özel
teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.
Dış
rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak
kurulması gerekir.
Yabancıların
kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
Sanayinin
teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
Demiryolu
inşaat programına bağlanmalıdır.
Bu
kararlar uygulamaya konur ve kısa zamanda çok büyük başarılar
elde edilir.
Mali
bağımsızlığı sağlamak için Eti Bank, Sümerbank, Denizbank,
Merkez Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Sanayi Ve Maaadin Bankası,
Emlak Ve Eytam Bankası isimleri farklı amaçlar için farklı
bankalar kurulur.
Sanayileşmeye
ve tarımsal gelişmeye büyük önem verilir. Kısa sürede şu
başarılar elde edilir:
Enflasyon
olmadan % 10 büyüme hızı elde edilmiştir. Bütçe denk
olmuştur. İthalat ihracat dengesi sağlanmıştır.
GSMH
3 katına, kişi başına milli gelir 2 katına çıkmıştır.
1926-1938
yılları arasında 28 büyük fabrika kurulmuştur. Ağır sanayi
üretim %152, toplam sanayi üretim, %80 artmıştır. Demir üretimi
sıfırdan 180.000 tona çıkmış, Şeker üretimi 200 misli
artmıştır. Madencilikte üretim artışları ise şöyledir:
Kömür: % 100, krom: % 600, diğer madenlerde % 200.
1926
yılında: Tayyare ve Motor Türk AŞ, 1928 yılında Kayseri Uçak
Fabrikası kuruldu.
Şeker,
çimento, kereste ve deri ürünlerinin tamamı; yünlü dokuma
ihtiyacının % 83'ü, pamuklu dokuma ihtiyacının % 43'ü, kağıt
ihtiyacının % 32'si, cam ve cam eşyanın % 63'ü milli üretim
ile karşılanmaya başlanmıştır.
Osmanlı'dan
kalan ve yabancıların kontrolünde olan 4112 km demiryollarının
3387'si satın alınmıştır. 1938'e kadar 3020 km demiryolu daha
yapılmış ve toplam demiryolu uzunluğu 7132'e çıkarılmıştır.
1923-1926 yılları arasına 27.850 km köy yolu yapılmış,
onarılmıştır.
1923-1939
döneminde milli gelir yüzde 8.6 büyüdü. Sanayi kesimi yılda
ortalama % 10.3 oranında büyüdü.
Osmanlı
borçlarından başka borç yoktur çünkü bütün bunlar öz
kaynaklarla yapılmıştır.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurulması ve kısa sürede bu başarıların elde
edilmesi bir Türk Mucizesidir. Bu mucize Mustafa Kemal Atatürk'ün
önderliği sayesinde gerçekleşmiştir. Atatürk'ü ne kadar büyük
minnetle ve şükranla ansak gene de azdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder