7 Ekim 2017 Cumartesi

ATATÜRK VE BOLİVAR
Atatürk ve Bolivar, emperyalizme karşı mücadele etmiş iki büyük lider. Her ikisi de sadece kendi halklarını emperyalist güçlere karşı savunmamış, diğer mazlum milletler için de savaşmış ve örnek olmuştur.
Bolivar Venezuela doğumludur ama Kolombiya, Ekvador, Peru ve Bolivya için daha doğrusu tüm Güney Amerika’nın bağımsızlığı için savaşmıştır. Atatürk’ün batılı güçlere karşı verdiği mücadele tüm doğulu mazlum milletler içindir. Onun şu sözlerine dikkatinizi çekerim:
“... Türkiye'nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. “...Türkiye azim ve mühim bir gayret sarf ediyor. Çünkü müdafaa ettiği, bütün mazlum milletlerin, bütün şarkın davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Şark milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir...”
Birisi “garpta”, diğeri “şarkta”; ikisinin de amacı zalimlere karşı mazlumların haklarını kurumak, yani “Müdafaa-i Hukuk”
MADURO’NUN ZİYERETİ
Bolivar’ın ülkesinin devlet başkanı olan Maduro ülkemizi ziyaret etti. Daha gelmeden önce, 23 Ağustos'ta, Ulusal Kanal'ın sorusunu yanıtlayan Maduro, "Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyetçi geleneğine selam olsun" demişti. Bizim Cumhurbaşkanı’mızın Mustafa Kemal deyip de Atatürk diyememesi ise düşündürücü ve çok acı.
Ziyareti sırasında, dünyada bir tek Amerika bulunmadığını, kendisinin "başkaldıran, özgürlüğü için mücadele eden diğer Amerika'dan" geldiğini vurgulayan Maduro, 21'inci yüzyılın çeşitli zorluklar barındırdığına dikkati çekerek, daha önceki iki yüzyılda yaşanan savaşlarda köleliğe, ırkçılığa ve sömürgeciliğe baş kaldırıldığını söyledi.
Maduro, 21'inci yüzyılın çeşitli zorluklar barındırdığına dikkati çekerek, daha önceki iki yüzyılda yaşanan savaşlarda köleliğe, ırkçılığa ve sömürgeciliğe baş kaldırıldığını söyledi.
Maduro, "Biz Bolivarcı Venezuelalılar şuna eminiz; 21'inci yüzyılda artık imparatorluk hegemonyasına bağlı yaşayan ülkeler dünyadan silinecek." ifadesini kullandı.
Özellikle şu ifadesine dikkatinizi çekmek isterim:
"Bu anlamda medeniyet yolunda büyük bir diyalog çağrısı yapıyoruz. Dünya iş birliğine, barışa ve eşitliğe dayanan bir denge üzerinde yeni güç odaklarının ve kutuplarının doğacağını, böylece dünyanın yeni bir dengeye kavuşacağını düşünüyorum. Bu dünya için mücadele edilmeli. O yüzden Türkiye'ye geldik çünkü Türkiye'ye inanıyoruz. Yeni bir gücün doğduğunu biliyoruz. Tarihine ve kültürüne inanıyoruz. Daha da yaklaşalım, birbirimizi daha iyi tanıyalım, saygı duyalım ve bu yeni dünya için temelleri atmaya başlayalım diye dostluk kollarımızı size uzatıyoruz."
ATATÜRK İLE PARELELLİK
Lütfen Maduro’nun bu tespitlerini ve tahminlerini Atatürk’ün şu söylemleri ile karşılaştırın:
“...Şarktan şimdi doğacak olan güneşe bakınız! Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün şark milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklâl ve hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha müteveccih olacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve manilere rağmen, muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istikbale ulaşacaklardır....”
“... müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır...”
”…insanlığa müteveccih fikir hareketi er geç muvaffak olacaktır. Bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün mahv ve nabût edecektir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir halet-i İçtimaiyeye kavuşacaktır. Bizim milletimiz o zaman bu gayeye vasıl olan milletler arasında tekaddümüyle cidden iftihar edecektir…”
Maduro ve Atatürk, ikisinin de söylemleri, tahminleri, dilekleri aynı. Sadece bunlar değil, amaç aynı, mücadele edilen düşman aynı.
Selam olsun yeni dünyaya ve bu dünyanın kurulması için yüzyıllardır mücadele eden tüm devrimcilere…

Hiç yorum yok: