24 Ekim 2017 Salı

3 Ç’Yİ ANLAMAK GEREK

3 Ç’yi anlamadan ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri doğru yorumlamak mümkün değil. Nedir bu 3 Ç derseniz, açıklayalım: Çelişki, çatışma ve çarpışma.

Atatürk, Gandi, Lenin, Bolivar ve Mao gibi devrimciler mücadelelerini bu 3 Ç’yi iyi değerlendirdikleri için devrimci olmuşlardır.

Çatışma ve çarpışmanın özünde mevcut çelişkiler var.

Doğu-batı, kuzey-güney, sermaye-emek, mazlum milletler-ezilen milletler, gelişmiş ülkeler-gelişmekte olan ülkeler, Sömüren devletler-sömürülen halklar, kral, prens, derebeyi, ağa gibi egemenler-yoksul halklar arasındaki çelişkiler mücadeleleri ve devrimleri davet etmiştir.  

TÜRK DEVRİMİ

Türk milletinin bağımsızlık savaşının özünde mazlum milletler ve zalim ülkeler arasındaki çelişki vardır. İstiklal mücadelesi sadece Türk milleti için değil, tüm mazlum milletler için yapılmıştır. Bir yanda emperyalist güçler diğer yanda onların sömürge haline getirdiği ülkeler.

Atatürk’ü dinleyelim:
«... biz Batı emperyalizmine karşı yalnız ve kurtuluş ve bağımsızlığımızı korumakla iktifa etmiyoruz; aynı zamanda Batı emperyalistlerinin, güçleri ve bilinen vasıtalarıyla Türk milletini emperyalizme vasıta olarak kullanmak istemelerine de engel oluyoruz. Bununla bütün insanlığa hizmet ettiğimiz inanıyoruz....”

“... Türkiye'nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi.

Türkiye azim ve mühim bir gayret sarf ediyor. Çünkü müdafaa ettiği, bütün mazlum milletlerin, bütün şarkın davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan Şark milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir...”

Nitekim Türk milletinin emperyalistlere karşı kazandığı zafer, diğer milletlere de örnek olmuş ve birçok ulus bağımsızlıklarını kazanarak kendi milli devletlerini kurmuşlardır.

Bu durumu kabullenemeyen emperyalist devletler milli devletleri parçalayıp egemenliklerini bunlar üzerinde devam ettirme çabası içindedir. Büyük Ortadoğu Projesi’ni bu kapsamda düşünmek gerekir.

Emperyalistlerin çabası boşunadır. Mazlum milletlerin uyanışı devam etmektedir. Başını Amerika’nın çektiği emperyalist güçler, sadece Ortadoğu’da değil, tüm dünyada yenilmeye mahkumdur. Atatürk’ün şu sözleri ile verdiği müjdeli günler çok yaklaşmıştır:

“...Şarktan şimdi doğacak olan güneşe bakınız! Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün şark milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklâl ve hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha müteveccih olacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere ve manilere rağmen, muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istikbale ulaşacaklardır....”

“... müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır...”

GÜNEŞ ŞARKTAN DOĞMAYA BAŞLADI

Sözü Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e bırakalım:

Yeni bir dünya kuruluyor.
Çatlasanız da patlasanız da Türkiye, Yeni Dünyadaki onurlu yerini alıyor.
Yeni Dünyanın efendisi artık Batı Medeniyeti değildir.
Onlar, Atatürk’ün dediği gibi mahv ve perişan oluyor.
Yeni Dünya’nın efendileri, dünün mazlumları, günün ayağa kalkanlarıdır.
Müjdeler olsun, insanlığın ufkunda artık Atatürk’ün yüzyıl önce gördüğü “Doğudan doğan güneş” var.
Batı Medeniyeti batıyor.

Doğudan yepyeni bir medeniyet yükseliyor.

Hiç yorum yok: