11 Eylül 2015 Cuma

1 KASIM 2015

Türk Tarihinde 26 Ağustos'un, 30 Ağustos'un, 9 Eylül'ün ve 1 Kasım'ın çok büyük önemi vardır. 26 Ağustos sabahı emperyalistlerin üzerimize saldırttığı Yunanlılara karşı topçularımız yoğun bir ateş başlatmışlar. Topçu atışını takiben ordumuz Yunan ordusuna karşı bir yok etme savaşı vermiş ve 30 Ağustos 1922 tarihinde Yunan ordusuna Dumlupınar'da ağır zayiat verdirilmiş ve kalanlar da Ataürk'ün “Ordular ile hedefiniz Akdenizdir” emri ile İzmir'e doğru kovalanmaya başlanmıştır. İzmir'e ulaşan düşman birlikleri de 9 Eylül'de denize dökülmüştür. 

Bu zaferleri takiben 1 Kasım 1922 tarihinde saltanat kaldırılmıştır.

24 Temmuz sabahı, uçaklarımızın Kuzey Irakta'ki PKK yuvalarını bombalaması bir bakıma 26 Ağustos'da topçu birliklerimizin Yunan mevzilerini bombalamasına benziyor. Bu tarihten bu yana TSK'nin ve polislerimizin verdiği mücadele, PKK'nın bitirilmesi ile son bulacaktır. Ordumuz bu savaşı kazanınca sıra 1 Kasım'a gelecek.

Dün emperyalistlerin piyonu Yunanlıları nasıl 1 Kasım 1922 tarihinde yenip saltanatı kaldırdıysak, şimdi de önce PKK'yı yok edip 1 kasım 2015 tarihinde de Erdoğanların saltanatını yıkacağız.

Türk milletinin geleceğini düşünen her insan ve parti için 1 Kasım bir şanstır. Bu şansı iyi değerlendirmemiz gerekir.

Erdoğan bunun farkındadır. Oyunu artırmanın hesaplarını yapmaktadır. Gözünü vatansever, milliyetçi oylara dikti. Bu  kesime mesajlar vermeye çalışıyor. Yaptıklarını unutturmaya çalışıyor. Davutoğlu'nun mezar sulamasının sebebi budur.

Seçim ortamında hata yapmamamız gerekir. AKP karşıtı olduğunu söyleyen kimileri, PKK ile yapılan mücadeleyi Tayyip Erdoğan'ın oyunu artırmak için başlattığını söylüyor. Bu tespit aslında çok önemlidir. Çünkü biliniyor ki, PKK'ya karşı yürütülen mücadele seçmeni etkiliyor. Bu gerçek göz önüne alındığında, Erdoğan'ı yıkmak isteyenler bu mücadeleyi sahiplenmelidir. Tayyip Erdoğan'ın oy için yaptığını, vatan için yapmak gerekir.

PKK ve onun değişik şekilleri olan HDP, KCK gibi örgütlere karşı yapılan vatan savunmasına karşı çıkanların, bu seçimde oyları düşecektir. Kaldı ki, bu mücadele Tayyip Erdoğan'a bırakılamayacak kadar önemlidir. Söz konusu olan Türkiye'nin bütünlüğüdür, Türkiye Cumhuriyeti'nin korunup kollanmasıdır. Bu güne kadarki uygulamaları ile ülkeyi bölünme noktasına getiren bir zihniyet bu mücadeleyi yürütemez.

AKP'nin geçmişte yaptıkları halka iyi anlatılmalıdır. 24 Temmuz öncesine kadar AKP ile HDP (PKK) koalisyon halinde idi. Onların beraberce yürüttükleri ve bazı çevrelerinde gizli açık destekledikleri adına “çözüm süreci” denen politikaların Türkiye'de şehit kanlarının akmasına neden olduğu halka anlatılmazsa, AKP, ordumuzun yaptığı mücadeleye sahip çıkıp, vatanseverlerin oyunu alabilir ve bu şekilde milletvekili sayısını artırabilir.

CHP'nin son zamanlardaki tavrı ve söylemleri yerinde olmuştur. HDP'nin bulunduğu hükumete katılmama kararı, Suriye ve Irak için hazırlanan tezkereye müspet oy kullanması ve Kemal Kılıçdaroğlu ve Haluk Koç'un bazı beyanları bizce önemlidir ve faydalıdır.

MHP'nin HDP konusundaki tavrı ve Tayyip Erdoğan için suç duyurusunda bulunması iyi yöndeki gelişmelerdir.

AKP ve HDP yalnız bırakılmalı ve zamanı gelince hesap sorulmalıdır. Bu konuda yargıya büyük görevler düşecektir.


Şehit cenazelerinin gelmesi halkın öfkesini artırmıştır. Bu öfke AKP'den kurtulmanın yolunu açabilir. Halkın milli duyguları paylaşılmalı, vatan bütünlüğü konusunda taviz verilmeyeceği anlatılmalı ve AKP'nin açılım politikalarını uygulamak isterken yaptığı hatalar ve kötülükler halka iyi anlatılmalıdır.

Bunlar yapılırsa, 1 Kasım milletimize saltanatı yeniden yıkma şansını verir. 1 Kasım 2015 ikinci saltanatın yıkıldığı gün olarak tarihe geçer.

Hiç yorum yok: