ABD, CHP VE CEMAAT
Hükümet ve Cemaat arsında süren gerginlik ve çatışmada yeni iki taraftar ortaya çıktı. Amerikan Kongresi'nin 88 üyesi ABD Dışişleri Bakanı Kerry'ye bir mektup yazarak Kerry'den Türkiye'de Gülen bağlantılı gazetecilere yönelik son göz altılar nedeniyle Erdoğan Yönetimi ile görüşmesi istendi. Kongre üyelerinin mektubundaki ifadeler şöyle:
“Türkiye’de Türk
medya mensuplarına yönelik son gözaltılardan derin endişe duyuyoruz. Güçlü bir
demokrasi, gelişmek için hem hoşgörü hem şeffaflık gerektirir ama Türk
Hükümeti’nin hükümete muhalif sesleri korkutma, gözaltına alma, baskı altında
tutma kararı, Türkiye’nin sahip olduğunu iddia ettiği tüm demokratik ilkelere
bir tehdittir.
Birçok gazete haberine göre,
Türkiye’nin çok satan günlük gazetesi Zaman’ın genel yayın yönetmeni Ekrem
Dumanlı ve Samanyolu Medya Grubu’nun CEO’su Hidayet Karaca, 14 Aralık 2014’te
soru işareti uyandıran suçlamalarla gözaltına alınınca, gözaltına alınan basın
ve medya mensuplarının sayısı 29’a yükseldi. Bu medya mensuplarının Erdoğan
Yönetimi’nin muhalifi olarak bilinen İslam âlimi Fethullah Gülen’le bağları
var. Maalesef Hidayet Karaca halen tutuklu olarak yargılanmayı bekliyor.”
Türkiye’de daha önce de gazeteciler
tutuklandı, ABD’den ses çıkmadı. Türk
Ordusu kumpaslarla, sahte delillerle tasfiye edilmeye çalışıldı, ABD sesini
çıkarmadı. Bilim adamları, aydınlar
yalancı tanıkların ifadesi dikkate alınarak hapsedildi, ABD gene ses çıkarmadı.
Ne zaman ki Cemaate dokunuldu, ABD hemen
tepki vermeye başladı. Cemaatin arkasında kim var, ortaya çıktı.
İşin garibi Kılıçdaroğlu da birden
celallendi, yeniden kurtuluş savaşı vermekten söz etti. İnsanları direnmeye,
sokağa çağırdı. O Kılıçdaroğu ki, Haziran direnişinin ikinci haftasında CHP’lileri
sokaktan, meydanlardan geri çekmişti.
Aydınlar, komutanlar, gazeteceler, bilim
adamları tutuklanıp, Silivri’ye, Hasdal’a, Mamak’a yollanırken bu kadar sert
tepki vermeyen CHP lideri, Bank Asya’ya TMSF’nin el koymasını takip eden günde
bu şekilde konuşması oldukça manidar. Kılıçdaroğlu, bu beyanatı ile Cemaat, iktidar savaşındaki
tarafını belli etmiş oldu.
Sokağa çıkacakmış, kurtuluş savaşını yeniden
başlatacakmış. Kurtuluş savaşını Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında toplanan
vatanseverler verdi. Peki, kendisi ne yapıyor? Atatürkçü, ulusalcı kimliği ile
tanınan milletvekillerini ya partiden ihraç ediyor, ya da baskı ile partiden
uzaklaştırıyor. Etrafına Atatürk’e küfredenleri, CIA bağlantılıları, sermayenin
adamlarını, Ekmeleddinleri, Sarıgülleri topluyor. Bunlarla kurtuluş savaşı verecekmiş.
Kendisi daha birkaç ay önce orduları Kobani’ye yolluyordu. Şimdi savaşı yurt
içinde verecek. Ulusalcılıktan uzaklaşarak kurtuluş savaşı verilmez.
Bu iki olay gösteriyor ki, hükümet cemaat
savaşında ABD ve CHP Cemaat’in yanındadır. Durum bu olduğuna göre, Bu iktidarı istemeyenlerin, biz Atatürkçüyüz,
biz devrimciyiz, biz milliyetçiyiz diyenlerin CHP ile işi olamaz. Yeni bir
oluşum şarttır ve o oluşum da gerçekleşmek üzeredir. 15 Şubat beklenmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder