7 Şubat 2015 Cumartesi

ABD, CHP VE CEMAAT

Hükümet ve Cemaat arsında süren gerginlik  ve çatışmada yeni iki taraftar ortaya çıktı. Amerikan Kongresi'nin 88 üyesi ABD Dışişleri Bakanı Kerry'ye bir mektup yazarak Kerry'den Türkiye'de Gülen bağlantılı gazetecilere yönelik son göz altılar nedeniyle Erdoğan Yönetimi ile görüşmesi istendi. Kongre üyelerinin mektubundaki ifadeler şöyle:

“Türkiye’de Türk medya mensuplarına yönelik son gözaltılardan derin endişe duyuyoruz. Güçlü bir demokrasi, gelişmek için hem hoşgörü hem şeffaflık gerektirir ama Türk Hükümeti’nin hükümete muhalif sesleri korkutma, gözaltına alma, baskı altında tutma kararı, Türkiye’nin sahip olduğunu iddia ettiği tüm demokratik ilkelere bir tehdittir.
Birçok gazete haberine göre, Türkiye’nin çok satan günlük gazetesi Zaman’ın genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Medya Grubu’nun CEO’su Hidayet Karaca, 14 Aralık 2014’te soru işareti uyandıran suçlamalarla gözaltına alınınca, gözaltına alınan basın ve medya mensuplarının sayısı 29’a yükseldi. Bu medya mensuplarının Erdoğan Yönetimi’nin muhalifi olarak bilinen İslam âlimi Fethullah Gülen’le bağları var. Maalesef Hidayet Karaca halen tutuklu olarak yargılanmayı bekliyor.”
Türkiye’de daha önce de gazeteciler tutuklandı, ABD’den  ses çıkmadı. Türk Ordusu kumpaslarla, sahte delillerle tasfiye edilmeye çalışıldı, ABD sesini çıkarmadı.  Bilim adamları, aydınlar yalancı tanıkların ifadesi dikkate alınarak hapsedildi, ABD gene ses çıkarmadı. Ne zaman ki Cemaate dokunuldu, ABD  hemen tepki vermeye başladı. Cemaatin arkasında kim var, ortaya çıktı.
İşin garibi Kılıçdaroğlu da birden celallendi, yeniden kurtuluş savaşı vermekten söz etti. İnsanları direnmeye, sokağa çağırdı. O Kılıçdaroğu ki, Haziran direnişinin ikinci haftasında CHP’lileri sokaktan, meydanlardan geri çekmişti.
Aydınlar, komutanlar, gazeteceler, bilim adamları tutuklanıp, Silivri’ye, Hasdal’a, Mamak’a yollanırken bu kadar sert tepki vermeyen CHP lideri, Bank Asya’ya TMSF’nin el koymasını takip eden günde bu şekilde konuşması oldukça manidar. Kılıçdaroğlu,  bu beyanatı ile Cemaat, iktidar savaşındaki tarafını belli etmiş oldu.
 Sokağa çıkacakmış, kurtuluş savaşını yeniden başlatacakmış. Kurtuluş savaşını Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında toplanan vatanseverler verdi. Peki, kendisi ne yapıyor? Atatürkçü, ulusalcı kimliği ile tanınan milletvekillerini ya partiden ihraç ediyor, ya da baskı ile partiden uzaklaştırıyor. Etrafına Atatürk’e küfredenleri, CIA bağlantılıları, sermayenin adamlarını, Ekmeleddinleri, Sarıgülleri topluyor. Bunlarla kurtuluş savaşı verecekmiş. Kendisi daha birkaç ay önce orduları Kobani’ye yolluyordu. Şimdi savaşı yurt içinde verecek. Ulusalcılıktan uzaklaşarak kurtuluş savaşı verilmez.

Bu iki olay gösteriyor ki, hükümet cemaat savaşında ABD ve CHP Cemaat’in yanındadır. Durum bu olduğuna göre,  Bu iktidarı istemeyenlerin, biz Atatürkçüyüz, biz devrimciyiz, biz milliyetçiyiz diyenlerin CHP ile işi olamaz. Yeni bir oluşum şarttır ve o oluşum da gerçekleşmek üzeredir. 15 Şubat beklenmelidir.

Hiç yorum yok: