KÜRESELLEŞME VE DEMOKRASİ
7 Haziran’da milletvekili seçimleri yapılacak. Mademki
seçimler yapılıyor, öyle ise Türkiye’de demokrasi var derseniz büyük yanlışlık
içine düşersiniz. Elbette kanunlara saygılı bir vatandaş olarak seçim
sonuçlarını kabulleneceğiz. TBMM’nin oluşumunu meşru göreceğiz ama bu Türkiye’de
gerçek anlamı ile demokrasi olduğunu göstermez. Demokrasiyi seçimlerin
yapılabilir olmasına indirgemek büyük hata olur.
Bir kere şunu bilmek lazım: “Bir ülkede hem demokrasi, hem ulusal özerklik hem de küreselleşme birlikte olmaz”. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ veya WTO) Finansal Hizmetle Anlaşması, hükümetlerin yabancı bankaları ülkelerine almalarını şart koşarak ve finans sisteminin ekonomiye ve topluma hizmet edecek şekilde istikrarlı olmasını sağlayacak düzenlemeleri sınırlandırmıştır. Böylece finans çevrelerinin serbestleşmesini sağlamıştır. Serbestlik kazanan piyasaları seçim sonucu oluşan siyasi iktidarın yönlendirmesi mümkün olmamaktadır.
Büyük devletler ithalatlarına kota koyarak diğer ülkelerin
ihracatlarını etkilemektedir. Küreselleşmenin ülke özerkliklerini yok eden
kurumları vardır. IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, Gümrük Tarifeleri
ve Ticaret Anlaşması bunlardan bazılarıdır. Bu kurumlar zengin ülkelerin
kontrolündedir. Zengin ülkelerin zenginleri, yani sermaye sahipleri küreselleşmeyi
kabul eden ülkeleri bu kurumlarla yönlendirir ve bu ülkelerin ekonomilerini
kontrol altında tutarlar. Siyasi iktidarların insiyatifini azaltırlar.
Küresel güçlerin demokrasiyi sınırlandırma yöntemlerinde
birisi de rekabet oluşturmalarıdır. Gümrükleri istedikleri gibi düzenletirler.
Kendi üretimlerinin diğer ülkelere kolayca girmelerini sağlarlar.
Demokrasiyi sınırlandırmada sık kullanılan yöntemlerden
birisi de vergilendirmelerdir. Küresel şirketler vergi oranları yükseltildiği
takdirde ülkeyi terk etme tehdidinde bulunurlar. İktidar vergi sistemini bu
küresel güçlerin istediği doğrultuda düzenlemeye mecbur kalır.
Borçlandırma da demokrasiyi sınırlandırmanın bir diğer
yoludur. Sürekli cari işlem açığı veren ve bu açığı borçla kapatan ülkeler
küresel güçlerin ekonomik ve siyasi taleplerini yerine getirmedikleri takdirde
alacaklı ülkeler tarafından tehdit edilirler. Yeni borç vermezler, vadesi gelen
borçlarını hemen isterler.
Türkiye maalesef özellikle son yıllarda, kürselleşmenin büyük
oranda etkisi altına girdi. Yapılan özelleştirmeler; bankaların, hizmet sektörünün, fabrikaların,
limanların kürsel güçlerin eline geçmesi Türkiye’yi tam bağımsızlıktan ve
özerklikten uzaklaştırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder