22 Haziran 2014 Pazar

DEMOKRASİ DİKTACI TUTUM VE KILIÇDAROĞU

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde sergilediği davranış ve eylemler onun gerçek kişiliğini ve niyetini açığa çıkardı. Kendi milletvekillerine, yetkili kurullarına danışmadan hatta bilgi vermeden bir “çatı adayı” belirledi ve Bahçeli’ye teklif götürdü. Zaten bu teklifin geleceğini bilen Bahçeli de adayı benimsediğini ilân etti.

Adayın isminin tepki görmeye başlayınca Uğur Dündar’ın programına çıkan Kılıçdaroğlu, tasvip edilmesi mümkün olmayan bir söz söyledi, “İkinci bir adayın çıkmasına izin vermem” dedi. Benim merak ettiğim husus şunlar:

Kendisinin diğer milletvekillerinin aday göstermesini engelleyecek bir yetkisi var mıdır? Yoksa nasıl engelleyecektir?

Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanı seçildiği dönemde Sadi Somuncuoğlu’nu adaylıktan vazgeçirmek için kullanılan dayak yöntemini mi kullanacaktır?

Aday belirleme yöntemi demokratik olmayan Kılıçdaroğlu, “ikinci bir adaya izin vermem” diyerek demokrasiye olan inançsızlığını dile getirmiştir. Bu tutumu demokratik değil diktacı bir tutumdur.

Parti içinde demokrasi istemeyen ve diktacı davranışlar sergileyen Kılıçdaroğlu’nun Tayyip Erdoğan dahil  başka liderleri demokrasiye inanmamakla ve diktatörlükle suçlama yüzü ve hakkı kalmamıştır.


Böyle bir lider CHP’ye yakışmıyor. Kılıçdaroğlu en büyük zararı kendi partisine veriyor. Partisini yeni oluşumlara gebe hale getirmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası olmasa bile 2015’te yapılacak genel seçimlerden sonra, CHP seçmenini gerçekten temsil edecek bir parti kurulabilir. Bunun müsebbibi de Kılıçdaroğu ve onu destekleyenler olacaktır. İkinci ihtimal ise partinin Kılıçdaroğlu’ndan kurtarılmasıdır. 

Hiç yorum yok: