9 Ocak 2018 Salı

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE LİDERLER

Son Anayasa değişikliğinden sonra artık resmen ve fiilen Türkiye Cumhuriyeti’nde yürütmenin başı ‘Cumhurbaşkanı’ olacak. Bu bakımdan cumhurbaşkanlığı seçimi büyük önem kazandı. Hatta diyebiliriz ki milletvekilliği seçimlerinden de önemli hale geldi.

Cumhurbaşkanı’nın kuracağı hükümet Meclis’e karşı sorumlu olmayacak. Güven oyu almasına da gerek kalmayacak. Artık başbakan da olmayacak.

İktidar olmak isteyen partiler kendi adaylarını bu önemli gerçeğe ve Türkiye’nin sorunlarına göre belirlemeleri gerekecek.

KİMLER ADAY OLACAK?

Olayları takip ettiğimizde önümüzdeki seçimde muhtemel adayların şunlar olduğunu görüyoruz: 

Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Doğu Perinçek.

Devlet Bahçeli aday olmayacağını ve dolaylı olarak Sayın Erdoğan’ı destekleyeceğini açıkladı ve yarıştan vazgeçti.

Abdullah Gül ise son zamanlarda yurt içi ve yurt dışı görüşmelerini artırdı ve Erdoğan karşıtlığını açıkça ilan etmeye başladı.

Kılıçdaroğlu da aday olacağını açıkladı ve demokrasi ve hukuk mücadelesinde kendileri ile birlikte hareket edeceklerle ittifak oluşturabileceğini söyledi. Adalet yürüyüşünde HDP ile kol kola giren HDP’nin CHP ile beraber hareket edeceği anlaşıldı.

İYİ Parti genel başkanı da aday olacağını birkaç kere tekrar etti. İkinci tura kalmazsa CHP adayını destekleyeceğini de açıkladı.

Vatan Partisi 27 Ocak tarihinde Ankara’da büyü Kurultayını toplayacak ve Genel Başkan Doğu Perinçek’in aday olacağını açıklayacak.

CUMHURBAŞKAN’INI BEKLEYEN SORUNLAR

Yeni Cumhurbaşkanı’nı bekleyen çok önemli sorunlar var.

Ülke bir vatan savaşı veriyor. PKK, FETO gibi terör örgütleri ile çok ciddi bir mücadelenin içinde. AKP iktidarının bölünme noktasına taşıdığı vatanımızın bütünlüğü pekiştirme görevi yeni Cumhurbaşkanı’nın öncelikli görevi olacak.

Ülke borç batağına batmış durumda. Batı’nın bize dayattığı liberal ekonomi programları sonucu borçlarımız arttı, işsizlik arttı, yoksulluk artı ve gelir dağılımındaki bozukluk büyüdü. Yeni 

Cumhurbaşkanı’nın bu gerçekleri görüp borçlanma ekonomisini terk edip üretim ekonomisine geçmeyi sağlaması lazım.

Komşularla iş birliğini sağlaması, laiklik ve aydınlanma konusunda taviz vermemesi gerekir.

HANGİ ADAY?

Bu sorunları hangi aday göğüsleyebilecekse o Cumhurbaşkanı olacaktır.

Sayın Erdoğan’ın 15 yıllık iktidarı ortada. Ülkeyi iyi yönetemediği açıkça görünüyor. Terör ve terörün destekçisi Amerika ile ilgili yalpalamaları devam ediyor. Bu konuda kesin ve yeterli adımları atamıyor. Hala Suriye’yi düşman olarak görüyor. Komşularla işbirliğini yeterli ölçüde sağlayamıyor. Yanlış ekonomik programlarda ısrar ediyor.

Sayın Abdullah Gül’ün geçmişte yaptıkları ortada. PKK’ya verilen tavizleri ‘güzel şeyler olacak’ diye açıklamıştı. Davutoğlu ile birlikte yürüttüğü dış politika ülkemize büyük zararlar vermişti. Hakkında ABD ve İngiltere’nin dostu olduğuna dair ciddi iddialar var. PKK ve FETO’yu başımıza musallat eden bu ülkelerle dostluk peşinde olan bir Cumhurbaşkanı vatan bütünlüğünü pekiştirmede asla başarılı olamaz. HDP’ye de sıcak bakmasını unutmamak lazım.

HDP ile beraber hareket edeceği anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun vatan bütünlüğü konusunda büyük yanlış içinde olduğu görülüyor. Kemal Derviş’i ekonomiden sorumlu bakan yapacağını açıklayan Kılıçdaroğu anlaşılan liberal ekonomilerden de vazgeçemeyecek.  

Sayın Akşener, Batı ittifakına bağlı olduğunu ve savunmamızı NATO içerisinde sağlayabileceğimizi programına geçiren bir partinin genel başkanı. Liberal ekonomik programların bütün hızıyla uygulandığı dönemlerde de bakanlık yapmış bir kişi. HDP yeterli oy alırsa mecliste bulunmasında bir mahzur olmadığını da beyan etmişti.

Öyle anlaşılıyor ki, Kılıçdaroğlu, Gül ve Akşener Atlantik sisteminin adayları olarak ortaya çıkacaklar ve ikinci tura kim kalırsa onu destekleyecekler. Yani aslında birbirlerinden çok da farkları yok.

SON ADAY: PERİNÇEK

Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek Türkiye’nin sorunlarına tam teşhis koyan ve bunları çözebilecek olan tek adaydır.

Vatan Partisi’nin ve onun Genel Başkanı’nın başarıları ortada:

“Ergenekon ve Balyoz tertiplerinin çökmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Silivri duvarlarının yıkılıp Türk Ordusunun esaretten kurtarılması ve esaretten kurtulan ordumuzun PKK’yı hendeklere gömüp, Suriye’nin kuzeyinde Amerikan koridorunu yarması Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Ermeni soykırımı yalanının Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararıyla tarihe gömülmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

15 Temmuz 2016 gecesi hükümetten de önce kamuoyunun önüne çıkarak millete ve orduya güven vererek, ABD-FETÖ darbesinin bastırılmasını sağlamak milletimiz ve ordumuzla birlikte Vatan Partisi’nin başarısıdır!

FETÖ ile 40 yıl mücadele ederek, gladyonun ipliğini pazara çıkararak FETÖ’nün üzerine yürünmesini sağlamak Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Türkiye’nin komşularıyla kanlı bıçaklı olduğu koşullarda, uçakların düşürüldüğü dönemlerde, komşularımızla yeniden işbirliğinin sağlanması Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Türkiye’nin yönünü Atlantik’ten Avrasya’ya çevirmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Türkiye’de, bağımsızlığımızı hedef alan ABD’ye karşıtlığın yükselmesi Vatan Partisi’nin başarısıdır!

Atatürk’e sağdan soldan sövmenin serbest olduğu koşullardan, herkesin Atatürk’e sarıldığı günlere gelmemiz Vatan Partisi’nin başarısıdır!”


Türkiye’nin tek çıkışı Vatan Partisi ve onun lideridir.

Hiç yorum yok: