AMERİKA'NIN
GERÇEK YÜZÜ
Vatan
bütünlüğünü sağlamak için savaşan ve önemli başarılar
elde ede Suriye Ordusu’nun İdlib’deki ilerleyişi Sayın
Erdoğan’ı rahatsız etmiş. Katil Esed söylemlerini tekrarlemeya
başladı. Yetmezmiş gibi CHP ve İP sözcüleri de Suriye devletini
katliam yapmakla suçluyor.
Suriye
Ordusu’nun ilerleyişinden bir de ABD ve İsrail memnun değil.
Onlara
göre Esad terörist başı, Suriye de terörist devlet. Oysa esas
terörist devlet Amerikanın kendisidir. Bunu ne iktidar ne de
muhalefet dile getirmiyor. Katil Esed diyorlar ama katil Amerika ve
İsrail diyemiyorlar.
KÜRESELLEŞME
VEYA “NEO-SÖMÜRGECİLİK”
Dünya
ekonomisi “küreselleşme” adı altında yürütülen
programlarla büyük sermayelerin ve çok uluslu şirketlerin
egemeniğine terk edilmeye çalışılıyor.
Küreselleşme
sömürünün yeni adıdır. Küreselleşmenin hamisi ise Amerikadır.
Amerika uluslararası kapitalist sistemi korumakla kalmaz, bu
sistemin kendi egemenliğinde yürümesini de ister. Bunun için
askeri, ekonomik, siyasi, kültürel yöntemleri uygulamaktan asla
geri durmaz.
ÖLÜM
MAKİNESİ: AMERİKA
Kapitalist
sistemin koruyucusu Amerika’nın farklı ülkelerde kurulmuş 400
civarında askeri üssü vardır. Bu üslerde en az 500 000 askeri
personel görev yapar. 8 000 stratejik, 22 000 taktik nükleer silah
kapasitesi olduğu söylenir. Çok büyük bir donanmaya sahiptir.
Binlarce uçağı, füzesi, tankı, topu vardır.
II.
Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD güçleri Vietnam, Dominik
Cumhuriyeti, Kuzay Kore, Laos, Kamboçya, Lübnan, Panama, Libya,
Irak ve Somali’de yüzbinlerce insanın ölümüne ve yıkımlara
yol açacak şekilde doğrudan işgale kalkmış ve hava
saldırılarında bulunmuştur.
Bu
büyük güçle de yetinmeyen Amerika farklı ülkelerde terör
örgütleri kurar, onları kendi emelleri doğrultusunda kullanır.
PKK, PYD, IŞİD, El Kaide, El Nusra bunların hepsi Amerika’nın
piyonlarıdır. Bunların yaptıkları her kanlı eylemin sorumlusu
ve destekçisi Amerikadır.
Amerika’nın
yaptığı ve desteklediği kanlı eylemler sonucunda yüz binlerce
insan göçe mecbur kalmıştır. Soğuk savaş döneminde
Komünizmden kaçan mültecilerden çok söz edilmiştir ama
kapitalizmin zulmünden kaçan göçmenlerden hiç söz edilmemiştir.
NEDEN
MÜDAHALE?
Barışsever
ve demokrat olduğunu iddia eden bu ülke neden dünyanın pek çok
köşesinde milyonlarca insanın ölümüne ve göç etmesine yol
açan müdahalelerde bulunur?
Amerika'nın
birinci hedefi sermaye birikimi için dünyayı daha güvenli hale
getirmektir. Amaç sermayeyi korumak ve artırmaktır.
Eğer
bir ülke Amerika'nın bu politikalarına karşı gelirse müdahale
etmekten hiç çekinmez. Müdahale ederken de o ülkenin yönetim
biçimini hiç dikkate almaz.
Son
yıllarda Amerikan'ın doğrudan müdahalesine maruz kalan Panama,
Mısır, Peru, Portekiz, Nikaragua, Şili, Jamaika, Dominik
Cumhuriyeti, Küba, Vietnam, Libya, Irak gibi ülkelerin kimisinde
askeri yönetimler, kimisinde sosyalistler veya sosyal demokratlar
iktidarda idi.
Bütün
bu midahallerde temel amaç, mevcut sınıfsal yapıyı küresel
ölçekte korumak ve dünyanın topraklarını, işgücünü, doğal
kaynaklarını ve pazarlarınıulusötesi yatırımcıların
menzilinde tutmaktır.
Amerika doğrudan müdahale etmektense
dolaylı denetim yöntemini de kullanır. Beğenmediği yönetimleri
değiştirmek için darbeleri desteklemekten kaçınmaz.
Sürekli demokrasiden yana oluklarını
söylerler. Ancak son 60 yılda Guatemela, Guyana, Dominik
Cumhuriyeti Brezilya, Şili, Uruguay, Suriye, Arjantin, Bolivya Haiti
gibi birçok ülkede demokratik yollarla seçilmiş reformcu
hükümetler, ABD'nin desteklediği kapitalist ve neo-liberal ekonomi
yanlısı askeri güçlerl tarafından devrilmişti. 12 Eylül
darbesini de bu kapsamda değerlendirebiliriz.
KATİL KİM?
Amerika'nın doğrudan veya dolaylı
müdahaleleri, desteklediği terör örgütlerinin eylemleri sonucu
milyonlarca insan hayatını kaybetti. Milyonlarca insan sefalete ve
sürgüne mahkum oldu.
AKP, CHP ve İP yetkilileri vatanını
emperyalist saldırılara karşı koruyan Esat'ı ve onun
yönetimindeki Suriye'yi katil diye niteleyeceklerine gerçek katilin
kim olduğunu söylesinler. Söylemekle de kalmasınlar
politikalarını buna göre belirlesinler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder