ATATÜRK’Ü EKSİKSİZ ANMAK!
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı bazı
yasaklamalar ve engellemelere rağmen tüm yurtta büyük bir coşku ile kutlandı. Milyonlarca
insan Atatürk’e olan sevgilerini ve onun ilkelerine olan inançlarını çeşitli biçimlerde
gösterdi.
Bu kutlamalarda eksik olan Atatürk’ün temel düşüncelerinin
özelikle gençlere tam olarak anlatılmayışıydı. Oysa onu anmanın en güzel şekli
onu tanımaktan ve tanıtmaktan geçer.
Atatürk’ü tanımak için yaptıklarına, eserlerine bakmak ve
sözlerini değerlendirmek gerek.
Onun en büyük özelliği ki, bugünlerde pek üzerine
durulmuyor, antiemperyalist oluşu ve her zaman mazlumların yanında duruşudur.
Kurtuluş savaşı ve kurulan Cumhuriyet emperyalistlere karşı verilmiş büyük ve
kutsal bir mücadelenin sonucudur. Bu mücadelenin daha başında Atatürk şöyle
seslenmiş:
“…biz Batı
emperyalistlerine karşı yalnız ve kurtuluş ve bağımsızlığımızı korumakla
yetinmiyoruz; aynı zamanda Batı emperyalistlerin, güçleri ve bilinen
vasıtalarıyla Türk milletini emperyalizme vasıta olarak kullanmak isteyenlere
de engel oluyoruz. Bununla bütün insanlığa hizmet ettiğimize inanıyoruz….”
Bu mücadelenin sadece Türk Milleti için değil, tüm mazlum
milletler için yapıldığını Atatürk’ün şu ifadesinden öğreniyoruz:
“... Türkiye'nin
bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha
az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi.
“Türkiye azim ve mühim
bir gayret sarf ediyor. Çünkü müdafaa ettiği, bütün mazlum milletlerin, bütün
şarkın davasıdır ve bunu nihayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber
olan Şark milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir...”
”…Bütün mazlum
milletler, zalimleri bir gün mahv ve nabût edecektir. O zaman dünya yüzünden
zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir halet-i
İçtimaiyeye kavuşacaktır. Bizim milletimiz o zaman bu gayeye vasıl olan
milletler arasında tekaddümüyle cidden iftihar edecektir…”
Sadece Türk Milletini değil, Batı emperyalizminin ezip
sömürdüğü doğuda yaşayan tüm mazlum milletleri düşünen Atatürk bu mazlum
milletlerin er geç zalimlerin elinden kurtulacağına ve zulmün ve sömürünün son
bulacağına inanıyordu. Bunu şu ifadelerden anlıyoruz:
“...Şarktan şimdi
doğacak olan güneşe bakınız! Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan
bütün şark milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklâl ve
hürriyetine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır.
Onların yeniden
doğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha müteveccih olacaktır. Bu milletler
bütün güçlüklere ve manilere rağmen, muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen
istikbale ulaşacaklardır....”
“... müstemlekecilik
ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir
renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim
olacaktır...”
Atatürk’ün bu beklentisi ve arzusunun tam olarak
gerçekleştiğini söylememiz mümkün değil ama o günden bu güne çok büyük
gelişmeler oldu. Olmaya da devam ediyor. Diğer tüm öngörülerinin
gerçekleştiğini bildiğimiz Atatürk’ün bu tahmininin de eninde sonunda
gerçekleşeceğine inancımız tamdır. O günü büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz.
Emperyalizm son bulmalı, tüm milletler özgür ve bağımsız
olarak yaşamalıdır. Atatürkçülüğün özü budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder