8 Temmuz 2017 Cumartesi

CHP, ARTIK YCHP BİLE DEĞİL!

Bu yürüyüş ve Kılıçdaroğlu’nun Guardian, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Der Standart gibi gazetelerde çıkan yazısı CHP’nin kendi kuruluş felsefesinden ve amacından ne kadar uzaklaştığını gösterdi. CHP artı YCHP bile değil, mandacılığı savunan, emperyalistleri hasım değil, dost gören bir partiye dönüştü.

CHP, Müdafaa-i Hukuk doktrinini  esas alarak kurulmuştu. Müdafaa-i Hukuk, yani emperyalist güçlere karşı Türk milletinin ve tüm mazlum milletlerin haklarını savunmak… Bunun için iki temel ilke ise,tam bağımsızlık ve milli egemenlik. Savunulan ve Türk devrimi ile sağlanan işte buydu. Atatürkçülüğün de özü budur.

UTANÇ VERİCİ MEKTUP

Emperyalizme karşı mücadele eden CHP, emperyalist güçlerden yardım dilenen bir partiye dönüştü. Guardian’da çıkan mektubunda Kılıçdaroğlu şöyle diyor:

“Yalnız değiliz. Dünya, aşırılık yanlısı, liberal olmayan popülistlerin ve diktatörlerin yükseldiğini görüyor. Diktatörler birbirlerinden öğreniyorlar. Demokrasilere karşı birlikte komplo kuruyorlar. Ülkelerini mahvettiler ve halklarını yurt dışına sığınmaya zorladılar. Liberal demokratlar nasıl tepki vermeli?”

Kılıçdaroğu’nun ülkelerini mahvettiler diyerek kastettiği kişiler Kaddafi, Saddam, Esat, olmalı. Yani Irak’ı, Suriye’yi, Libya’yı  Amerika-İsrail değil de bu diktatörler mahvetmiş. Bu ifade emperyalizmi masumlaştıran, ABD’nin mezhep ayrılıklarını, etnik köken farklıklarını körükleyip halkları birbirine düşman eden fitnelikler masum, liderler suçlu; ABD’nin ölüm kusan deniz piyadeleri,  uçakları, topları, tankları, füzeleri masum ama liderler suçlu.

Kılıçdaroğlu’nun “uluslararası çapta demokratik araçlar”ı Türkiye’deki diktatöre ve adaletsizliğe karşı yardıma çağırması ise en azından utanç vericidir. CHP, “Milleti,gene milletin azim ve kararı kurtaracaktır” anlayışından küresel güçler, yani ABD ve İsrail gel bizi kurtar anlayışına taşınmıştır. 

ABD’den,  Atlantik dünyasından, “liberal demokratlar”dan demokrasi talep ediliyor.  Atlantik dünyası ne zaman “demokratik” dediyse, ardından yeni tipte bir sömürgecilik düzeni ve acı işgallerin, sürgünlerin, ölümlerin geldiği unutuluyor. Yakın tarihteki örnekler göz ardı ediliyor.

YÜRÜYÜŞÜN AMACI BELLİDİR

Bu yürüyüşün amacı belli olmuştur: ABD-İsrail projelerine evet diyecek yeni bir iktidar yaratmak. Bu konuda Sayın Perinçek’in şu uyarıları çok önemli:

“Amerika, Avrupa bu yürüyüşü bir iktidar projesi olarak destekliyor. CHP'yi HDP ile PKK VE FETÖ ile yan yana getirerek Abdullah Gül'leri onlara katarak bir iktidar projesinin içine itiyorlar. Bu nedenle Sayın Kılıçdaroğlu'nun için yazdıkları yazılar batı basınında emperyalist basında kampanya halinde yayınlanıyor. Ama Türkiye PKK'nın içinde olduğu HDP'nin içinde olduğu FETÖ'nün içinde olduğu hiçbir iktidar projesine izin vermeyecektir. 

CHP, bir koluna FETÖ'yü takarak bir koluna PKK'yı takarak kendisine yazık ediyor. Defalarca uyardık buradan tekrar uyarıyoruz"

“Bütün dünyaya ilan ediyoruz:

Türkiye, ABD ve İsrail saldırganlığına karşı Vatanını ve Cumhuriyetini savunacak kuvvete ve birikime sahiptir. “Kürdistan’da referandum” planı, Türk milletini ve Batı Asya ülkelerini birleştiriyor.


Vatan Partisi görev başındadır. Vatan Savaşımız, kesinlikle zafere ulaşacaktır.”

Hiç yorum yok: