CHP, ARTIK YCHP BİLE DEĞİL!
Bu yürüyüş ve Kılıçdaroğlu’nun Guardian, Frankfurter
Allgemeine Zeitung, Der Standart gibi gazetelerde çıkan yazısı CHP’nin kendi
kuruluş felsefesinden ve amacından ne kadar uzaklaştığını gösterdi. CHP artı
YCHP bile değil, mandacılığı savunan, emperyalistleri hasım değil, dost gören
bir partiye dönüştü.
CHP, Müdafaa-i Hukuk doktrinini esas alarak kurulmuştu. Müdafaa-i Hukuk, yani emperyalist
güçlere karşı Türk milletinin ve tüm mazlum milletlerin haklarını savunmak…
Bunun için iki temel ilke ise,tam bağımsızlık ve milli egemenlik. Savunulan ve
Türk devrimi ile sağlanan işte buydu. Atatürkçülüğün de özü budur.
UTANÇ VERİCİ MEKTUP
Emperyalizme karşı mücadele eden CHP, emperyalist güçlerden yardım
dilenen bir partiye dönüştü. Guardian’da çıkan mektubunda Kılıçdaroğlu şöyle
diyor:
“Yalnız değiliz. Dünya, aşırılık yanlısı, liberal olmayan
popülistlerin ve diktatörlerin yükseldiğini görüyor. Diktatörler birbirlerinden
öğreniyorlar. Demokrasilere karşı birlikte komplo kuruyorlar. Ülkelerini
mahvettiler ve halklarını yurt dışına sığınmaya zorladılar. Liberal demokratlar
nasıl tepki vermeli?”
Kılıçdaroğu’nun ülkelerini mahvettiler diyerek kastettiği kişiler
Kaddafi, Saddam, Esat, olmalı. Yani Irak’ı, Suriye’yi, Libya’yı Amerika-İsrail değil de bu diktatörler
mahvetmiş. Bu ifade emperyalizmi masumlaştıran, ABD’nin mezhep ayrılıklarını,
etnik köken farklıklarını körükleyip halkları birbirine düşman eden fitnelikler
masum, liderler suçlu; ABD’nin ölüm kusan deniz piyadeleri, uçakları, topları, tankları, füzeleri masum
ama liderler suçlu.
Kılıçdaroğlu’nun “uluslararası çapta demokratik araçlar”ı
Türkiye’deki diktatöre ve adaletsizliğe karşı yardıma çağırması ise en azından
utanç vericidir. CHP, “Milleti,gene milletin azim ve kararı kurtaracaktır”
anlayışından küresel güçler, yani ABD ve İsrail gel bizi kurtar anlayışına
taşınmıştır.
ABD’den, Atlantik
dünyasından, “liberal demokratlar”dan demokrasi talep ediliyor. Atlantik dünyası ne zaman “demokratik”
dediyse, ardından yeni tipte bir sömürgecilik düzeni ve acı işgallerin, sürgünlerin, ölümlerin geldiği
unutuluyor. Yakın tarihteki örnekler göz ardı ediliyor.
YÜRÜYÜŞÜN AMACI BELLİDİR
Bu yürüyüşün amacı belli olmuştur: ABD-İsrail projelerine
evet diyecek yeni bir iktidar yaratmak. Bu konuda Sayın Perinçek’in şu
uyarıları çok önemli:
“Amerika, Avrupa bu yürüyüşü bir iktidar projesi olarak
destekliyor. CHP'yi HDP ile PKK VE FETÖ ile yan yana getirerek Abdullah
Gül'leri onlara katarak bir iktidar projesinin içine itiyorlar. Bu nedenle
Sayın Kılıçdaroğlu'nun için yazdıkları yazılar batı basınında emperyalist
basında kampanya halinde yayınlanıyor. Ama Türkiye PKK'nın içinde olduğu
HDP'nin içinde olduğu FETÖ'nün içinde olduğu hiçbir iktidar projesine izin
vermeyecektir.
CHP, bir koluna FETÖ'yü takarak bir koluna PKK'yı takarak
kendisine yazık ediyor. Defalarca uyardık buradan tekrar uyarıyoruz"
“Bütün dünyaya ilan ediyoruz:
Türkiye, ABD ve İsrail saldırganlığına karşı Vatanını ve
Cumhuriyetini savunacak kuvvete ve birikime sahiptir. “Kürdistan’da referandum”
planı, Türk milletini ve Batı Asya ülkelerini birleştiriyor.
Vatan Partisi görev başındadır. Vatan Savaşımız, kesinlikle
zafere ulaşacaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder