26 Temmuz 2017 Çarşamba

TÜRKİYE ROTASINI DEĞİŞTİ

Yelkencilikten anlayan bilir, denizcilikte “tramola atmak” diye bir terim vardır. Rüzgara karşı yelkenlerini kullanarak giden bir tekne yelkenleri sancaktan iskeleye veya iskeleden sancak tarafına alınarak yönünü değiştirilir. Yelkenlinin rotası değişmiş olur.

Türkiye de tramola attı ve rotasını Atlantik siteminden Avrasya’ya doğru çevirdi.

24 Temmuz 2015 Türkiye’nin tramola attığı tarihtir.  Atlantik siteminin yardımları ile iktidara oturan ve bu sistemin Ortadoğu projelerinde rol alan, açılım süreci adı altında Türkiye’yi bölünme noktasına taşıyan AKP iktidarı bu tarihte rota değiştirmiş ve Amerika’ya adeta savaş ilan etmiştir.

Türkiye, kendisini bölmek isteyen ve bunun için PKK denilen terör örgütünü kullanan Atlantik sisteminin baş aktörü Amerika ile savaşırken bu düşman sistem içinde kalmasına imkân yoktu. 

Bu rota değişikliğine Amerika’nın tepkisi 15 Temmuz 2016’da ortaya çıktı. Türk Ordusu içine yerleşmiş olan Amerikan Gladyo’su tüm hainliği ile ortaya çıktı. Yapmak istedikleri darbenin amacı Türkiye’nin tekrar eski rotasına girmesini sağlamaktı.

Türkiye bu darbe teşebbüsüne Fırat Kalkanı harekâtı ile cevap verdi. Amerika ve İsrail’in silahlı terör örgütlerini kullanarak kurmak istedikleri Kürt Koridoru (ikinci İsrail) bu harekatla akamete uğratıldı.

Türkiye Atlantik sistemine karşı savaşmaya devam ederken bir yandan da Avrasya yönüne doğru hareket etmeye devam ediyor.

PARTİLERİN TUTUMU

Bu rota değişikliğine siyasi partilerin nasıl tepki verdiğini iyi değerlendirmek gerek:

CHP’nin en büyük eylemi “Adalet Yürüyüşü” oldu. Kılıçdaroğlu, hapishanelerin kapılarının açılmasını ve 105 bin mahkûmun ve milletvekillerinin salıverilmesini istedi. Kim bu 105 bin kişi? FETO ve PKK mensubu olduğu gerekçesi ile tutuklananlar veya mahkûm olanlar. Bu FETO ve PKK Amerika’nın en has ordusu değil mi? Kimin için özgürlük isteniyor? İçerdeki HDP’li milletvekilleri PKK’nın siyasal uzantıları değil mi? Atlantik sisteminin kontrolünde bir CHP!

Sayın Kılıçdaroğlu’nun “bütün dünyaya çağrı yapıyorum” deyip emperyalistlerden yardım istemesi ise kabul edilecek bir şey değil.

Türkiye’nin 24 Temmuz 2015 tarihinde rota değiştirmesiyle birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Sayın Erdoğan’nın ve AKP iktidarının Amerikan karşıtı politikalarına desteğini artırdı. Tesadüf müdür, bilemeyiz ama tam da bu günlerde MHP içinde muhalif bir gurup Sayın Meral Akşener önderliğinde genel merkeze baş kaldırdı.

Sayın Bahçeli’nin son konuşmasında “YPG'ye silah yardımında bulunan bir ülkeye Türkiye bağımlı kalamaz.” Diyerek rota değişikliğine bir bakıma destek vermiştir.

Meral Akşener önderliğindeki “milliyetçilerin” CHP’nin FETO ve PKK /HDP ile kol kola yürüdüğü eyleme destek vermeleri bu gurubun rota değişikliği ile ilgili düşüncelerine ayna tutuyor.

Aslında bu yürüyüş, Atlantik Sisteminin kendi iktidarını oluşturmak için düzenlediği bir eylemden başka bir şey değildir. Bu yürüyüşle, ortaklar ortaya çıkmıştır. AKP içindeki Gül-Davutoğlu ekibi, CHP, HDP ve Akşener gurubu geleceğin koalisyonu oluşturacak gibi duruyorlar. Bakalım gelecek ne gösterecek…
Kim ne derse desin ne yaparsa yapsın Türkiye tramola atmış, rotasını Avrasya’ya doğru çevirmiş ve yelkenlerini rüzgarla doldurarak güvenli bir şekilde yol almaktadır.


Hiç yorum yok: