TÜRKİYE ROTASINI DEĞİŞTİ
Yelkencilikten anlayan bilir, denizcilikte “tramola atmak”
diye bir terim vardır. Rüzgara karşı yelkenlerini kullanarak giden bir tekne
yelkenleri sancaktan iskeleye veya iskeleden sancak tarafına alınarak yönünü
değiştirilir. Yelkenlinin rotası değişmiş olur.
Türkiye de tramola attı ve rotasını Atlantik siteminden Avrasya’ya
doğru çevirdi.
24 Temmuz 2015 Türkiye’nin tramola attığı tarihtir. Atlantik siteminin yardımları ile iktidara
oturan ve bu sistemin Ortadoğu projelerinde rol alan, açılım süreci adı altında
Türkiye’yi bölünme noktasına taşıyan AKP iktidarı bu tarihte rota değiştirmiş ve
Amerika’ya adeta savaş ilan etmiştir.
Türkiye, kendisini bölmek isteyen ve bunun için PKK denilen
terör örgütünü kullanan Atlantik sisteminin baş aktörü Amerika ile savaşırken
bu düşman sistem içinde kalmasına imkân yoktu.
Bu rota değişikliğine Amerika’nın tepkisi 15 Temmuz 2016’da
ortaya çıktı. Türk Ordusu içine yerleşmiş olan Amerikan Gladyo’su tüm hainliği
ile ortaya çıktı. Yapmak istedikleri darbenin amacı Türkiye’nin tekrar eski
rotasına girmesini sağlamaktı.
Türkiye bu darbe teşebbüsüne Fırat Kalkanı harekâtı ile
cevap verdi. Amerika ve İsrail’in silahlı terör örgütlerini kullanarak kurmak
istedikleri Kürt Koridoru (ikinci İsrail) bu harekatla akamete uğratıldı.
Türkiye Atlantik sistemine karşı savaşmaya devam ederken bir
yandan da Avrasya yönüne doğru hareket etmeye devam ediyor.
PARTİLERİN TUTUMU
Bu rota değişikliğine siyasi partilerin nasıl tepki verdiğini
iyi değerlendirmek gerek:
CHP’nin en büyük eylemi “Adalet Yürüyüşü” oldu. Kılıçdaroğlu,
hapishanelerin kapılarının açılmasını ve 105 bin mahkûmun ve milletvekillerinin
salıverilmesini istedi. Kim bu 105 bin kişi? FETO ve PKK mensubu olduğu gerekçesi
ile tutuklananlar veya mahkûm olanlar. Bu FETO ve PKK Amerika’nın en has ordusu
değil mi? Kimin için özgürlük isteniyor? İçerdeki HDP’li milletvekilleri PKK’nın
siyasal uzantıları değil mi? Atlantik sisteminin kontrolünde bir CHP!
Sayın Kılıçdaroğlu’nun “bütün dünyaya çağrı yapıyorum” deyip
emperyalistlerden yardım istemesi ise kabul edilecek bir şey değil.
Türkiye’nin 24 Temmuz 2015 tarihinde rota değiştirmesiyle
birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Sayın Erdoğan’nın ve AKP iktidarının
Amerikan karşıtı politikalarına desteğini artırdı. Tesadüf müdür, bilemeyiz ama
tam da bu günlerde MHP içinde muhalif bir gurup Sayın Meral Akşener
önderliğinde genel merkeze baş kaldırdı.
Sayın Bahçeli’nin son konuşmasında “YPG'ye silah yardımında
bulunan bir ülkeye Türkiye bağımlı kalamaz.” Diyerek rota değişikliğine bir
bakıma destek vermiştir.
Meral Akşener önderliğindeki “milliyetçilerin” CHP’nin FETO
ve PKK /HDP ile kol kola yürüdüğü eyleme destek vermeleri bu gurubun rota
değişikliği ile ilgili düşüncelerine ayna tutuyor.
Aslında bu yürüyüş, Atlantik Sisteminin kendi iktidarını
oluşturmak için düzenlediği bir eylemden başka bir şey değildir. Bu yürüyüşle,
ortaklar ortaya çıkmıştır. AKP içindeki Gül-Davutoğlu ekibi, CHP, HDP ve
Akşener gurubu geleceğin koalisyonu oluşturacak gibi duruyorlar. Bakalım
gelecek ne gösterecek…
Kim ne derse desin ne yaparsa yapsın Türkiye tramola atmış,
rotasını Avrasya’ya doğru çevirmiş ve yelkenlerini rüzgarla doldurarak güvenli
bir şekilde yol almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder