28 Haziran 2017 Çarşamba

BOP PENCERESİNDEN BAKMALIYIZ

Söylenenleri dinleyince, yazılanları okuyunca ve sosyal medya paylaşımlarını inceleyince şunu anladım: İnsanlarımızın büyük çoğunluğu Türkiye’nin içinde bulunduğu vahim durumdan haberi yok. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yan en şiddetli ve büyük tehdit ve tehlikeleri göğüslemeye çalışıyor.

 Bu tablo halkımızın bir kısmı tarafından görülmüyor, çünkü dünyaya ve yurda baktıkları pencere çok dar veya pencerenin camı buğulu.

Durumun tam olarak anlaşılması için, Türkiye’ye ve diğer bölge ülkelerine BOP penceresinden bakmak lazım. ABD dış işleri bakanı, bu proje ile Türkiye dahil 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini ve yeni devletler kurulacağını açıkça söyledi. Söylenen söz de tutuldu ve Ortadoğu’daki bazı milli devletlere saldırı başladı.

ABD SALDIRIYOR

Türkiye de bu saldırıdan nasibini aldı. ABD, Türkiye’yi bölmek için PKK, FETO ve IŞİD gibi terör örgütlerini devreye soktu.

ABD’nin ilk ve en büyük saldırısı TSK’nin yurtsever subaylarını, aydınlarımızı, bilim adamlarımızı yargı içine yerleşmiş FETO üyesi hâkim ve savcılar eliyle, hem de casusluk, fuhuş yapma ve yaptırma gibi son derce ahlaksızca iddialarla hapse attılar. TSK’nin komuta kademesi tasfiye edilmeye çalışıldı. Bu şekilde BOP’a direnç gösterecek kuvvetler zaafa uğratıldı.

AKP hükümetlerinin gafilane şekilde açılım politikaları yürütmeleri ve dindar sandıkları cemaat mensuplarını önemli mevkilere getirmeleri, bu örgütlerin gücünü artırdı ve eylemlerinin yoğunlaşmasına sebep oldu. Emniyet teşkilatı ve yargı FETO’ya, Güneydoğu Anadolu ise PKK’ya teslim edildi.

DÖNÜM NOKTASI: 24 TEMMUZ 2015

Türkiye hızla bölünme aşamasına doğru giderken 24 Temmuz 2015 tarihinde şartlar değişti.  TSK ve emniyet teşkilatımız PKK üzerine var gücüyle gitmeye başladı. PKK kentlerden temizlendi, dağlardan da temizlenmeye başlandı.

Mehmetçiklerimiz Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen Kürt Koridorunu (İkinci İsrail Koridoru) Fırat kalkanı harekâtı ile böldü.

Bu arada Ordu ve polis içine yerleşmiş FETO gladyosu bir darbe ile Türkiye’yi ele geçirmeye çalıştı ama kahraman ordumuz ve polisimiz halkı da yanlarına alarak bu darbeyi önledi ve FETO mensupları tutuklanmaya başlandı.

Dün vatanseverleri mahkûm eden hakimler ve savcılar ya yurt dışına kaçtı ya da tutuklandılar. Yargıdan 4 bine yakın FETO mensubu temizlendi. Yargıtay’daki ve HSK’daki FETO üyelerinin görevlerine son verildi. PKK mensupları da tutuklanmaya başlandı. 70 bine yakın FETO ve PKK mensubu yargı kararı ile hapishanelere konuldu.

Türkiye Cumhuriyeti, ordusuyla, polisiyle ve yargısıyla Amerika’nın bu eli kanlı terör örgütlerine karşı kahramanca mücadele ediyor. Bu uğurda canlarımız bizden kopup gidiyor. Her gün birkaç şehit haberi alıyoruz ve kahramanlarımızın başarısı için dua ediyoruz.

İÇ CEPHE ZAYIFLATILMAMALI!

Amerika-Türkiye savaşıyor. Bu savaşta iç cephe önemli ama hem iktidar hem de muhalefet partileri iç cephemizi zayıflatan yanlışlıklar yapıyor.

Sayın Erdoğan, sadece kendisine oy verenlerin yani yaklaşık %50’lerin cumhurbaşkanı olmaya devam ediyor. İktidar tarafından laiklik dışı kararlar alınıp uygulamaya konuluyor. İktidar bu tip davranışlarla milli birliğe zarar veriyor.

Bazı çevreler de bilinçli veya bilinçsiz olarak TSK’nin komuta kademesini, özellikle de genel kurmay başkanı Hulusi Akar’ı küçük düşürmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışıyor. 30-40 yıl önce çekilmiş fotoğraflar medyaya servis ediliyor. Bunun arkasında kripto FETO olduğu muhakkak.

Vatan savaşı veren bir ordunun baş komutanına saldırmak, Türk ordusuna saldırmakla eş anlamlıdır.

Kahraman Mehmetçikler terör örgütleri ile nasıl cansiperane mücadele ediyorsa, hâkim ve savcılarımız da aynı şekilde vatan savaşına katılıyor. Tehditlere ve baskılara aldırmaksızın FETO ve PKK mensuplarını çekinmeden tutukluyor ve gerekli cezaları veriyor.

İşte tam bu sırada, CHP Milletvekili Berberoğlu’nun haksız ve yasalara aykırı şekilde tutuklanmasını bahane eden Sayın Kılıçdaroğlu “Yargı çökmüştür, adalet kalmamıştır, binlerce insan haksızlığa uğratıldı” söylemleri ile bir yürüyüş başlattı ve adalet istedi.

Peki haksızlığa uğradılar denilenler kim? FETO ve PKK mensupları. Bunlar tutuklanınca adalet kayboluyorsa, bu terör artıklarını salmamız mı gerek? Adalet bunun için mi isteniyor. Bu adalet arayışı iç cepheye bir hücum sayılmaz mı?

Adalet çok soylu bir kavram ve elbette herkes için lazım. Ama siz yargı çökmüştür deyip adalet istiyorum derseniz size sorarlar: Yargı adaleti sağlayamıyorsa, peki kim bu adaleti sağlayacak. Kimden adalet istiyorsunuz, diye soralar.

Yargıyı neden hırpalıyorsunuz? Bırakın yargı mensupları da vatan savaşına kahramanca katılsınlar.

Bu vatan savaşında, önümüzde iki yol var; ya BOP’un sahibi olan ABD ve İsrail’in dediklerini yapıp teslim olacağız ya da vatanımızı savunmaya devam edeceğiz. Birinci ihtimali Türk Milleti kabul etmeyeceğine göre, savaşacağız.

Bu savaşta en büyük gücümüz, milli birliğimiz, kahraman ordumuz, polisimiz ve yargımızdır. Gücümüzü zaafa uğratmaya kimsenin hakkı yoktur.


BOP penceresinden baktığımda benim vardığım sonuç bundan ibaret…

Hiç yorum yok: