AMAN DİKKAT!
Zor günlerden geçiyoruz. Türkiye’yi bölmeyi kafasına koyan
güçler saldırılarını giderek artırıyor. Bu zor günlerde en çok ihtiyaç
duyduğumuz şey milli birliktir. İktidarın da muhalefetinde birliğimizi bozacak
her türlü eylemlerden ve söylemlerden kaçınması gerekir.
Bu zaruret ortada iken birbirini takip eden iki gelişme
milli birliğimizi riske attı, adeta Türkiye’nin altında bir dinamit gibi
patladı.
Önce sayın Kılıçdaroğu gurup toplantısında Türkiye’yi kaosa
sokabilecek sözler etti; arkasından bir CHP milletvekili hakkında mahkûmiyet
kararı verilip tutuklandı.
KILÇDAROĞLU’NUN TALİHSİZ BEYANI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Salı günü CHP grup
toplantısında tarihî önemde bir açıklama yaptı. Gerçi daha önce HDP de 16 Nisan
sonrasında yürürlüğe giren anayasanın gayri meşru olduğunu ısrarla ilan ediyordu.
Ancak aynı görüş CHP Genel Başkanı tarafından paylaşılınca olayın çapı tarihî
boyutlar kazandı. Kılıçdaroğlu’nun açıklaması özetle üç noktada toplanıyor:
1. Yürürlükte olan anayasa gayri meşrudur.
2. Mevcut iktidar meşru olmayan anayasaya göre görev
yapıyor.
3. Bu anayasaya göre yapılacak her şey gayri meşrudur.
Sayın Kılıçdaroğu, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi ve
TBMM seçimi bu anayasaya dayanarak yapılacağına göre bu seçimlerin gayri meşru
olduğunu şimdiden ilan etmiş oluyor.
AKP iktidarı Türkiye’yi idare etmede aciz durumdadır. İktidarın
değişmesi gerekmektedir. Bu iktidarı seçim yolu ile değiştiremeyeceksek nasıl
değiştireceğiz.
Kılıçdaroğlu seçimlere gayri meşru dediğine göre bu iktidarı
değiştirmek için demokrasi dışı yöntemlere baş vurulmasını mı istiyor? Halkı
hükümete karşı isyana mı çağırıyor? Bu beyan kaosa davetiyedir. Kılıçdaroğlu en kısa zamanda söyledikleri ile
ilgili olarak bir açıklama yapmalıdır.
ENİS BERBEROĞLU’NUN TUTUKLANMASI
CHP milletvekili ve Türkiye’nin seçkin gazetecilerinden Enis
Berberoğu’nun tutuklanması iç çatışma doğurabilecek ikinci olay oldu. Bu
tutuklanma sadece Fethullah Terör Örgütü'nü ve bölücü terör örgütünün sevindirmiştir.
Bu kararın tutarlı hiçbir yanı yoktur.
Türkiye’yi yönetenler, böyle iç çatışma ihtimalini yükseltecek
uygulamaları önlemek mecburiyetindedir. Bu durum yargı bağımsızlığı ile
geçiştirilemez. HSK üyelerini istediği gibi değiştirebilen iktidarın böyle bir
bahane arkasına sığınmaya hakkı yoktur.
Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in bu iki
konu hakkındaki değerlendirmeleri çok önemlidir ve muhakkak dikkate
alınmalıdır.
Halkımız sükunetini bozmamalı, meşru yollar dışında hak
arama yöntemlerine baş vurmamalıdır.
Milli birlik kaybolursa, vatan bütünlüğü de kalmaz. Bu da en
çok FEO ve PKK’nın ve onların arkasındaki emperyalist güçlerin işine gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder