MİLLET EGEMENLİĞİ OYLANAMAZ
Olacak iş değil! Türk Milleti’nin 150-200 yıl süren bir
mücadelesinin sonunda kazandığı egemenlik hakkı halk oylamasına sunuluyor.
Akıl almaz bir durum. Biz bu hale nasıl geldi? Savaşa savaşa,
şehitler vere vere kazandığımız egemenliğimizi “al senin olsun” diye bir kişiye
vereceğiz.
İster seçimle gelsin ister zorla başa otursun kanunları bir
kişi yapıyorsa, bakanları o belirliyorsa, devlet bütçesini o yapıyorsa,
hakimleri o atıyorsa, devletin kurumlarını o oluşturuyorsa, devletin yasama,
yürütme ve yargı kuvvetleri bu kişide toplanıyorsa ve bu kişinin siyasi
sorumluluğu yoksa ve denetlenemiyorsa bu kişiye “cumhurbaşkanı” denmez; başka
bir şey denir.
Böyle bir devlette millet egemen değildir; bu ülkede yaşayan
insanların özgürlüğü de artık yok olmuştur.
MİLLİYETÇİ OLMAK
Devlet Bahçeli ve etrafındaki ona bağlı milletvekillerinin
tutumunu anlamak ise çok zor. Partisinin ismi “Milliyetçi Hareket Partisi” ama
hareketlerinin milliyetçilikle hiç ilgisi yok.
Milliyetçi bir kimse her şeyden evvel milletin egemenliğini
ve bağımsızlığını savunur ve korur. Bir
milliyetçi şehitler vererek vatan kıldığımız bu topraklara Türk Milleti değil
de tek bir adam egemen olsun diye mücadele etmez.
Millet egemenliği ancak “demokratik, laik, hukuk devleti”
korunarak sağlanır. Fertleri özgür olmayan, insan onur ve haysiyetine saygı
gösterilmeyen, yöneticileri milletin rızasına dayanmayan, yönetilenleri millet
tarafından denetlenemeyen, yargı bağımsızlığı olmayan bir ülkede millet egemen
değildir, bağımsızlık da yok olmuştur.
Bir milliyetçi böyle bir ülkeyi savunabilir mi?
BİRİNCİ MECLİS’İN
EGEMENLİK MÜCADELESİ
Gerçek milliyetçiliği Birinci Millet Meclisi’nde görüyoruz.
Türk Millet bağımsızlık ve egemenlik savaşını bu meclis eli
ile yürütmüştür. Reisini bu meclis seçmiştir, bakanları bu meclis belirlemiştir,
başkumandanı bu meclis görevlendirmiştir. Hükümet meclisin hükümetidir, ordu
meclisin ordusudur.
Başkumandan Mustafa Kemal Paşa 30 büyük zaferi bitirecek
olan emri, “Millet Meclisin Orduları, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” diye
vermiştir.
Zafer kazanılıp Türk Milletini bu topraklarda egemen
kıldıktan sonra, Atatürk’ün şu ifadeleri ile meclis çalışmalarına ara
vermiştir.
“…Yeni Türkiye devletinin varlığını ruhu milli Hakimiyettir.
Milletin kayıtsız şartsız hakimiyetidir.”
“Arkadaşlar, Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran
Türkiye halkında tacıdar (taçlı kimse) yoktur. Diktatör yoktur.
Tacidar yoktur ve olmayacaktır, çünkü olamaz.”
“… Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu devletin ve bu
milletin başında hiçbir kuvvet yoktur. Hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır,
o da Milli Hakimiyettir.”
HATADAN DÖNMEK
ERDEMDİR
Devlet Bahçeli ve onu destekleyen arkadaşlarına
sesleniyorum:
Yaptığınız milliyetçilik değildir. Birinci Millet Meclisi’nin
tarihini okuyunuz. Atatürk’ün yukardaki sözlerine kulak veriniz. İstiklâl Harbi’nin
egemenliğin sultandan alınıp, millete verme mücadelesi olduğunu göreceksiniz.
Peki siz ne yapmak istiyorsunuz? Egemenliği milletten alıp
bir kişiye vermenin mücadelesine katkı da bulunuyorsunuz. Bu mudur sizin
milliyetçiliğiniz?
Hatadan dönmek erdemdir. Milliyetçiliğinizin gereğini yapın.
Türk Milletinden özür dileyin, hatalıydım, egemenlik Türk Milletinde kalmalıdır
deyin ve halk oylamasında “Hayır” diyeceğinizi ilan edin. Böyle yaparsanız bu
millet sizi affedebilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder