18 Ocak 2017 Çarşamba

EGEMENLİK SAVAŞLARI

Savaşların çoğu egemen olma arzusundan kaynaklanıyor. Bu savaşlar da çoğu zaman çok kanlı cereyan ediyor.

Egemenlik savaşlarının çok kanlı son örneğini Ortadoğu’da yaşananlarda görüyoruz. Bu bölgeye hâkim olmak isteyen Amerika ve müttefikleri yüzbinlerce insanın ölümüne neden oldu.

PKK’nın terör eylemlerinin arkasında Güneydoğu Anadolu’ya egemen olma arzusu yatıyor. Bu kanlı eylemlerle bölgeden Türkiye’nin hakimiyetini yok etmeye çalışıyor.

FETO’da 15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhuriyeti’ne egemen olmak için darbe teşebbüsünde bulundu. Millet egemenliğinin timsali olan meclisi bu amaçla bombaladı.

MİLLİ EGEMENLİK İÇİN SAVAŞTIK

Atatürk önderliğinde yaptığımız savaşta amacımız millet egemenliğini sağlamaktı. Türk milletinin egemenliğini yok etmek isteyen batılı güçlere ve içerdeki işbirlikçilerine karşı yaptığımız savaşı kazandık ve yüzyıllardır Padişah ve ailesinde olan egemenliği millet olarak ele geçirdik ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk.

Cumhuriyet’in temelinin ne olduğunu Atatürk şöyle anlatıyor:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümetinin milletten aldığı veçhile istiklâl-i tam, hâkimiyet-i Milliye umdelerine istinaden milleti zengin, memleketi mamur etmekten ibarettir.

Bu umde icabı bütün cihan bilmelidir ki, artık Türkiye halkı; hâkimiyetini hiçbir şahıs ve makama veremez.

Hâkimiyet demek şeref demek, haysiyet demektir. Bir milletten bu evsaf-ı medeniye ve insaniyesinin terkini talep etmek onu insanlıktan çıkarmak demektir.

Milletimiz bu iki esasa istinat eder.

MİLLİ EGENLİĞİMİZE KASDEDENLER VAR

Anayasada yapılmak istenen değişiklikle Türkiye Cumhuriyeti’nin iki temelinden birisi olan Milli Egemenlik yok edilmek isteniyor.

TBMM’nin yetkileri kısıtlanırsa, meclisin hükumeti denetleme yetkisi kaldırılırsa, hükumet meclise değil de cumhurbaşkanına karşı sorumlu olursa, cumhurbaşkanı da hiçbir makama karşı sorumlu olmazsa, meclisin elinde olması gereken yasama erki cumhurbaşkanına devredilirse, cumhurbaşkanı yüksek yargı organlarının üyelerinin çoğunu atayacak pozisyona gelirse böyle bir devlet biçiminde milli egemenlik söz konunu olamaz.

Bu değişiklikle yasama, yürütme ve yargı tek kişide toplanıyor. Türkiye’ye artık “demokratik, laik, hukuk devleti” demek koca bir yalan oluyor.

Tartışılması gereken huşu şu: Bu meclisin, hatta seçmenlerin çoğunluğunun millet egemenliğine son verecek bir değişikliği yürürlüğe sokma hakkı var mı? Bana kalırsa asla yok.

EGEMENLİK YASA İLE YOK EDİLEMEZ

Türk Milleti egemenliğini yokluklar içinde yedi düvele ve içimizdeki sülüklere karşı savaşarak ve şehitler vererek elde etmiştir.

Savaşarak elde edilen milli egemenlik bir anayasa değişikliği ile yok edilemez.

Yok etmek isteyenlere karşı cevabımızı Atatürk’ün ağzından veriyoruz:

“Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. “

“Millet egemenliğini almıştır ve isyan ederek almıştır. Alınmış egemenlik, hiçbir neden ve biçimde terk edilemez; geri verilemez. Bırakılamaz. Bu egemenliği tekrar geri alabilmek için; almak için kullanılmış olan araçları kullanmak gerekir.”

“Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.”

Uğruna çok kanlar dökülen egemenlik, anayasa filan değiştirilerek milletin elinden alınamaz.


Türk Milleti’nin egemenliğin öneminin bilincinde olan evlatları olarak diyoruz ki, hodri meydan, egemenliğimizi elimizden alın da görelim.

Hiç yorum yok: