17 Ocak 2017 Salı

EKONOMİK BUNALIM VE TERÖR

İşsizlik rakamları Türkiye İstatistik Kurumu  (TÜİK) tarafından açıklandı. Rakam büyümeye devam ediyor.

Resmi işsizlik oranı % 11.8 olarak hesap edilmiş. Buna göre resmen işsiz olanların sayısı 3 milyon 647 bin oluyor. Bu rakama çalışmaya hazır olup da resmen iş aramayan 2 milyon 276 bin kişiyi de ilave ettiğimizde oran % 17.8’e çıkıyor.

Ekonomik kriz içerisindeyiz ama hala kriz ne zaman gelecek diye merak ediyoruz.

Ekonomimizi üç kelime ile özetlemek mümkün: Üretmeyen, büyümeyen ve borçlanan bir ekonomi.

İKİ BÜYÜK SORUN

İki büyük sorunla uğraşıyoruz. Terör ve ekonomik kriz. Bunları birbirinden ayrı değerlendirmek mümkün değil. Türkiye’yi bölmek isteyen güçler bir yandan bomba, kurşun, roket olup saldırıyor; diğer yandan zaten güçlü olmayan ekonomimizi batırmaya uğraşıyor.

Ekonomik kriz derinleşirken terör olayları da devam edip gidiyor. Türkiye’yi bölmeye yönelik terör, Diyarbakır’da 4 polisimizi daha şehit etti.

Bu iki belanın da bu kadar büyümesinin baş sorumlusu elbette 15 yıla yakın bir süredir iktidarda olan AKP ve Erdoğan.

Türkiye yoğun saldırı ve baskı altında iken yapılması gereken şey topyekun savunma olması lazım; iç cepheyi güçlendirmek lazım. Milli birliği bozucu davranışlardan, eylemlerden ve söylemlerden vazgeçmek lazım.

Oysa AKP ne yapıyor? Anayasayı değiştireceğim diye tutturmuş, milleti ikiye bölüyor.

AKP VE MHP TUZAĞA DÜŞTÜ

AKP ve MHP, Türk Milleti’ne ve kendilerine kurulmuş olan bu “yeni anayasa” tuzağına düştü.

AKP’li milletvekilleri belli ki Erdoğan’ın talimatı ile “evet” oyu kullanıyor. Bu evetler Erdoğan’ın da AKP’nin de sonunu hazırlıyor. İç cepheyi zayıflatıyor ve Türkiye’nin direncini kırıyor.

Mücadelede başarısızlık milletimize de AKP’ye de Erdoğan’a da büyük zarar verir. Milletimizi düşünmüyorlarsa bari kendilerini düşünsünler.

Bu şekilde, terörle de ekonomik bunalımla da mücadele edilemez. Teklif en kısa zamanda geri çekilmelidir.

MHP YANLIŞ YAPIYOR

Evet oyu kullanan MHP milletvekilleri ise seçmenlerine ve partilerinin isimlerinin başında bulunan “Milliyetçi” sözcüğüne de ihanet ediyorlar. Bu değişiklik kabul edilirse MHP diye bir parti kalmayacak. Kalsa da partilerin siyasi etkinliği olmayacak.

Başkan, bütün yetkileri elinde toplayacağı, kanunları kendisi çıkaracağı, hükumeti kendisi oluşturacağı ve yüksek yargı organlarının üyelerini kendisi belirleyeceği için TBMM’nin de onu oluşturan siyasi partilere mensup milletvekillerinin de konu mankeni olma dışında bir özelliği bulunmayacak.

MHP’nin yaptığı bu hatalardan sonra meclise girmesi çok zor. Girse bile, adı var, kendisi yok olacak.

Aynı durum tüm partiler ve milletvekilleri için de geçerli. Meclis yok olursa, partiler de yok olur, milletvekilleri de yok olur.

SÖZÜM MİLLETVEKİLLERİNE

Milletvekillerinin tümüne sesleniyorum:

Türkiye’yi riske sokacak, TBMM’ni yetkisiz ve işlevsiz kılacak, milletvekillerini konu mankeni durumuna düşürecek, yargı bağımsızlığını yok edecek bu girişime “Hayır” oyu verin.

Türk Milletine de, TBMM’ne de, partilerinize de, kendinize de “Evet” oylarınızla kötülük yapmayın.

Millet egemenliğini yok etmeyin, hukukun üstünlüğünü zedelemeyin.

Sandığa atılan her evet oyu Türkiye’nin teröre ve ekonomik bunalıma karşı yürüttüğü mücadeleye zarar veriyor; bunu unutmayın, tuzağa düşmeyin.

Hiç yorum yok: