17 Mart 2016 Perşembe

NİHAYET ANLADILAR

İki lider nihayet anladılar. Türkiye Cumhuriyetinin yaşaması için, Türkiye halkının mutlu ve müreffeh olması için, tek yol olduğunu, onun da cumhuriyetin  kuruluş felsefesine ve ilkelerine dönmek oduğunu farklı bçimde açıkladılar. 

Erdoğan diyor ki, “79 milyonuyla biz, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla tek bir milletiz. Bayrağımız dışında bayrak asla tanımıyoruz. Ve tek vatan  Kılıçdaroğlu ise “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ayarlarına dönmesi” gerektiğine vurgu yapıyor. Biz de onlara Kemalizm'e hoş geldiniz diyoruz. Geç oldu, güç oldu ama gerçeği nihayet gördünüz. Umarız samimisinizdir.

CUMHURİYETİ SONSUZA KADAR YAŞATMAK

Bu iki lidere Atatürk'ün şu sözünü hatırlatmak lazım: "Benim nâçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır, acak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pâyidâr kalacaktır".

Mustafa Kemal bu sözü hangi şartlar altında söylemiştir, bilmek lazım: Nasturî isyanı, Hâkkari'yi talep eden İngiliz ültimatonu, Şeyh Sait isyanı ve İzmir suikast teşebbüsü. Ortam böyle iken büyük bir kararlılık ifade edilmiştir. 

İşte bunun için her "Kemalist" için ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felesfesine dönmek için ve tek vatan ve tek millete inanan herkes için "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet pâyidâr kalması" vaz geçilmez bir esas olmalıdır.

SİSTEM SALDIRIYOR

Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik saldırılar giderek şiddetleniyor. ABD öncülüğündeki "sistem" dün yapamadığını bugün yapmak istiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını önleyemediler, şimdi parçalamayı ve ortadan kldırmaya uğraşıyor.

Türkiye halkının, Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiği Türk Devrimi ile oluşturduğu, milli, lâik, ve demokrat Türk Kimliği yıkılıp; yerine Sevr Anlaşması'ndaki parçalama, bölme sosyal ve siyasal şartları oluşturulmaya çalışılıyor.  

Cumhuriyetimizin sonsuzluğa kadar yaşaması, bu planı bozmakla mümkün olur. Bu plana hizmet eden hiçbir liderin, kuruluş felsefesine dönmekten ve tek milletten, tek vatandan  söz etmesi gerçekçi olamaz. 

İKİ PİYON ÖRGÜT

ABD öncülüğündeki sistem bugüne kadar iki örgütü kullandı: Fethullah Örgütü ve PKK/HDP. Geçmişte,  Erdoğan önderliğindeki AKP iktidarı bu iki örgütü düşman olarak görmedi. Yargıyı, emniyeti F tip örgüte teslim etti. TSK'nin ve Kemalist aydınların zindanlara atılmasına göz yumdu. PKK ile müzakereler yapıp, Türkiye Cumhuriyet'ninin geleceğini planlamaya kalktı. Şimdilerde, bu iki örgüt ile mücadele etmesi  bunları unutturamaz.

Başta Kılıçtaroğlu olmak üzere CHP yetkililerinin "Yeni CHP" adı altında CHP'yi Kemalizm'den uzaklaştırmaya çalıştıkları da unutulmadı. F tipi örgütü korumaya kalktıkları da hafızalardaki yerini koruyor. 

SAMİMİYET TESTİ

Eğer bu iki lider söylediklerinde samimi iseler ve bundan sonraki politikalarını bu söylemlere göre belirleyeceklerse, "Müdafaa-i Hukuk" felsefesine sahip olmaları gerekir. 

Müdafaa-i Hukuk, yani Türk Milleti'nin haklarını emperyalizme karşı savunmaları; hatta, sadece Türk milletinin de değil, tüm mazlum milletlerin haklarını korumaya çabalamaları ve bunun için de, öncelikle "İstiklâl- Tam" ve "Milli Egemenlik" ilkesi ile kurulmuş Türkiye Cumhuriyet'ni korumaları ve kollamaları gerekir. 

ABD politikalarına evet diyerek, ABD'nin piyonlarına hoşgörü ile yaklaşarak Türkiye Cumhuriyeti korunamaz. Bu iki liderden beklediğimiz bugüne kadar yaptıkları hatalardan dolayı milletimzden özür dilemeleri ve gerçek anlamı ile kemalizme dönmeleridir.    





Hiç yorum yok: